Hemşinin Son Adamı

      Hemşinin Son Adamı

      AHMET KAPTANIN HAYATI

      (BEKİROĞLU’NUN GEÇMİŞİ)

      Ahmet Kaptan’ın hayatına başlamadan önce kaptanın gelip kendisine yerleşip yurt edindiği köyden başlamak istiyorum. Ahmet Kaptanın yerleşip kendine yurt edindiği köy Beydere Köyü’dür. Eski ismi Supe-Peynirciler’dir.

      Beydere Köyü Türkiye’nin kuzeydoğusundaki Rize ilinin Fındıklı ilçesine bağlı sahilden 8 km kadar içerde etrafı yüksek dağlarla çevrilmiş, köyün ilçeden girişi tek bir vadi yolundan olup köyün merkezine gidildikçe sanki bir yay gibi sağa ve sola doğru açılmaktadır. Köyün girişi tek ama dört mahallesini köyün Merkez Mahallesi’ne bağlayan dört yoldan ve dört yamaç tepesinden oluşmaktadır. Köyün yerleşimi dağınıktır, ama bütün yolların tek bir noktaya yani okulun, caminin ve bakkalların bulunduğu merkeze çıktığından köyde yaşayan insanların kalpleri ve gönülleri tek yol ve tek yürektir.

      Köyümüzün tarihi ve köyümüze ilk kimin gelip yerleştiği tam olarak bilinmemektedir. Rivayetlere göre 1461 yılında Fatih Sultan Mehmet’in Trabzon’u fethinden sonraki döneme rastladığı bilinmektedir. Orta Asya’dan Göç edip Anadolu’ya yerleşmiş Türk boylarının Kaçkar Dağları’nı aşıp Rize dolaylarında çeşitli bölgeleri kendilerine yurt edinmişlerdir. Köyümüzün tarihide bu fetihten sonra çeşitli bölgelerden gelen insanların kendilerine yurt edinip yerleşmeleriyle başlamıştır.

      Köyümüze yerleşen insanların Anadolu’nun çeşitli bölgelerinden geldiklerini farklı soyadlarından yada eskiden beri anıla gelmiş ata isimlerinden anlıyoruz. Köyümüze yerleşim sebeplerinin başında tamamen hayvancılıkla geçinmekte olup kendilerine yeni meralar ve otlaklar bulmak istediklerindendir. Diğer bir sebep de o devrin zengin ve tanınmış ailelerinin yanında çalışıp yıllarını o aileye hizmet etmekle geçirmiş kişilerin emeğinin karşılığını nakit olarak değil de kendilerine o zaman boş olan geniş arazileri tahsis ederek karşılığını ödemek istemelerindendir.

      Bu şekilde yer sahibi olanlardan biride şahsen benimde gurur duyduğum atam, soyumun başlangıcı kabul ettiğim Ahmet Kaptan’dır. Ahmet Kaptan aslen Trabzon’lu olup devrin en iyi mesleği olan gemi kaptanlığı ile uğraşıyormuş. Kaptanlık yaparken kendini Fındıklı’nın Çağlayan (Abu) köyünde ikamet eden devrin varlıklı aileler sınıfında olan İnceoğlu ailesinin ticaret amaçlı işlettiği geminin kaptanı olur. Yıllarca çalışır fakat çalıştığının karşılığını tam olarak alamaz. Ve kendisine emeğinin karşılığı olarak Beydere Köyü’nün kuzeydoğusuna bakan o zaman hayvancılığa elverişli geniş araziyi kendisine alacağına karşılık olarak tahsis ederler. Bu aynı zamanda Ahmet Kaptanın macerası bu tarihten sonra başlar. Ahmet kaptan kendisine ilk yerleşim yeri olarak şu anki Memişler denen yeri seçmiştir. Bu yerleşimden sonra Ali ve Emin ismini koyduğu iki çocuğu dünyaya gelmiştir. Yıllar geçtikçe sürekli çoğaldıklarından orası da kendilerine yetmez olur. Ve daha yukarılara doğru gitme mecburiyeti doğar. Şu anda torunlarının ikamet ettiği Beydere Köyü’nün en güzel yeri olan Karşıyaka Mahallesi’nin Bekirler semtine yerleşir. Bu tarihten sonra Ahmet Kaptan’ın sülalesi çocuklar torunlar derken o kadar çoğalır ki Bekirler de yetmez olur. Buralardan büyük şehirlere göç başlar.

      Göç ederler ama kalpleri hep orada olduğundan yılda birkez de olsa oraya gidip o güzel havayı solumadan ve soğuk suları içmeden duramazlar. Nedeni ise onlar tek can ve tek kandan çoğalıp yıllar geçse de kendilerini daima kardeş saymalarından kaynaklanmıştır.

      Yazan: Hemşinin son adamı

      Mustafa Şahin Bakır

      Kaynak: beyderekoyu.com/menuPages.aspx?ID=2