RİZE’YE SESLENİŞ …
Renk verip havasından,suyundan,yeşilinden
Doğa, güzeli sende yarattı biçim biçim
Şüphesiz seni över, düşürmezdim dilimden
Bırakabilse beni şu kan ağlayan içim.
Sende yaşamak demek çile doldurmak, çile
Sütü satıp tuz aldım, ayran içtim tasından
Görmedim başkasını düğün soframda bile
Lahana çorbasından, hamsi kızartmasından.
Dört beş yaprak lahana, birkaç kilo mısıra
Bacım, ormanlarının taşıdı toprağını
Koşup yalınayakla yılların ardı sıra
Ninemin alın teri suladı toprağını.
Anamı bırakarak elinin kınasıyla
Babam gurbet ellere gömdü bütün yaşını
Kaç genç gelin kocadı erkeğinin yasıyla
Bir gün dönecek diye akıtıp göz yaşını.
Yeroz’dan her görünen gemiye baka baka
Özlem çekmekle geçer sende bütün seneler
Kaç yiğidi sulara gömer şu batan taka ?
Kaç kişi öksüz kalır ve daha neler neler.
Bir kaşık ayran için, bir lokma ekmek için
Ömrü sepet altında geçen Rizeli ana
Çıplak ayaklarından izin ver öpmek için
Secdeye iner gibi düşeyim huzuruna.
Bir gün şöyle geçsem de Senoz’dan Arsivos’dan
Dolaşsam Pazar, Hemşin, Cimil’i, Lazlakar’ı
Ey aziz memleketim, selam sana bu dosttan
Ey Çayeli, Gündoğdu, cefakeşler diyarı.
Seni bunca senedir unuttuysa bu millet
Artık ümidin oldun ışıklı bir yarından
Gülecek yüzlerimiz sabırlı ol, devam et
Bir güneş gibi yükselecek yemyeşil baharlardan.
Ben de babam örneği baş açık ayak yalın
Ayrılıp eşten dosttan gurbete düştüm Rize’m
Yok mu bana sunacak bir dilim portakalın ?
Aşkınla yad ellerde yandım tutuştum Rize’m.
Servet ÇOMOĞLU
Çayeli Sevdalıları, Çaydef Kültür yay. No:2, 2008 İst, sayfa 48-49.
Renk verip havasından,suyundan,yeşilinden
Doğa, güzeli sende yarattı biçim biçim
Şüphesiz seni över, düşürmezdim dilimden
Bırakabilse beni şu kan ağlayan içim.
Sende yaşamak demek çile doldurmak, çile
Sütü satıp tuz aldım, ayran içtim tasından
Görmedim başkasını düğün soframda bile
Lahana çorbasından, hamsi kızartmasından.
Dört beş yaprak lahana, birkaç kilo mısıra
Bacım, ormanlarının taşıdı toprağını
Koşup yalınayakla yılların ardı sıra
Ninemin alın teri suladı toprağını.
Anamı bırakarak elinin kınasıyla
Babam gurbet ellere gömdü bütün yaşını
Kaç genç gelin kocadı erkeğinin yasıyla
Bir gün dönecek diye akıtıp göz yaşını.
Yeroz’dan her görünen gemiye baka baka
Özlem çekmekle geçer sende bütün seneler
Kaç yiğidi sulara gömer şu batan taka ?
Kaç kişi öksüz kalır ve daha neler neler.
Bir kaşık ayran için, bir lokma ekmek için
Ömrü sepet altında geçen Rizeli ana
Çıplak ayaklarından izin ver öpmek için
Secdeye iner gibi düşeyim huzuruna.
Bir gün şöyle geçsem de Senoz’dan Arsivos’dan
Dolaşsam Pazar, Hemşin, Cimil’i, Lazlakar’ı
Ey aziz memleketim, selam sana bu dosttan
Ey Çayeli, Gündoğdu, cefakeşler diyarı.
Seni bunca senedir unuttuysa bu millet
Artık ümidin oldun ışıklı bir yarından
Gülecek yüzlerimiz sabırlı ol, devam et
Bir güneş gibi yükselecek yemyeşil baharlardan.
Ben de babam örneği baş açık ayak yalın
Ayrılıp eşten dosttan gurbete düştüm Rize’m
Yok mu bana sunacak bir dilim portakalın ?
Aşkınla yad ellerde yandım tutuştum Rize’m.
Servet ÇOMOĞLU
Çayeli Sevdalıları, Çaydef Kültür yay. No:2, 2008 İst, sayfa 48-49.
" akıl ve gönül ; insan ...