Birol Topaloğlu

      Birol Topaloğlu

      Birol Topaloğlu, kemençe ve tulumu gerektiği yere çıkarmaya çalışan etnik müziğe gönlünü vermiş karadenizli bir sanatçıdır. 1965 Yılında Rize/Pazar-Apso köyünde dünyaya geldi. Türkçe'yi sonradan öğrendi. ODTÜ (Gaziantep) Elektrik-Elektronik Mühendisliği Bölümü'nden mezun oldu. Duygu yoksulu, teknik kafalı hocalarını hiç sevemedi. Yine de okulunu sevdi. Bir süre mesleğine devam etmiş olsa da müzik onun yaşamında hep merkezdeydi. Üniversite yıllarında müzik ve yaşamı konu alan araştırma ve deneysel çalışmalar yaptı, ilgi gördü. Bu ilgi onun yeni çalışmaları için itici bir güç oldu. Çeşitli etkinliklerde zaman zaman lazca türküler söyledi. Kardeş türküler onu çok sevdi. Koşullar onu kendi kültürüne ait derleme ve araştırmalara yöneltti.
      İnsanları yargılarsan, onları sevmeye zamanın kalmaz.
      RAHİBE TERESA.
      Ahan ki duydum ! Demak ki 1965 yılında Apso'da Türkçe konuşulmuyormuş... Kendisi Türkçeyi sonradan öğrendiyse acaba anası, babası, kardeşleri nasıl öğrenmiş?


      Birol Topaloğlu'da bir yazısında; "Çocukluğumda köyde tulum çalmak yasaktı" gibi bişeler yaveliyordu. Bunu da ilk kez duymuştum.

      Dehe neler duyacağız bakalım.


      Ey Yeni Dünya Düzeni! Sen nelere kaadirsin !
      Hala tanımamışlar / Hemşin'deki BİZ'leri / Hemşin temizleleyecek / İçindeki TİZ'leri...
      1971 yılından 1974 yılına kadar Pazar Lisesinde okudum. Apsodan bir çok arkadaşım vardı. hepsi de benden bile iyi Türkçe konuşuyorlardı. Demekki 1965 de bir şey olmuş ve o tarihte doğanlar Türkçe konuşamamışlar!!!!

      Ömrümün yarısından fazlası Pazar'da geçti.. Halende ordayım Apso dahil Pazar'ın bir çok köyünü gezdim.

      İnsanlar kafalarında yarattıkları düşüncelere destek olsun diye niye yalan uydururlar hiç anlayamıyorum. Yalanla bina edilen düşüncelerle nereye kadar gidilebilir ki?.

      Yalanla başlayan hayat yalanlarla devam ediyor..

      Bütün bir yaz "Yeşil Yalanlar" la geçmedi mi?..
      Kulaksız işitmek dilsiz ifade
      Canım cananındır edem iade
      Vücut bir camidir vicdan seccade
      Onun bunun çıkarına seremem

      Birol TOPALOĞLU...

      Değerli arkadaşlar:
      Bende bir apsolu ve Birol u birazcık tanıyan birisi olarak açılan sayfaya iki kelime de olsa katkıda bulunmak istedim…
      Amacım konuyu tartışma boyutuna getirmek değil ..
      Sadece bildiklerimi paylaşmak tır..

      Evet yukarida yazılan yazıda Nejla hanım a aynen katılıyorum ve birde ilave etmek istiyorum.
      Türkçe zaten doğuştan değil sonradan öğrenilir.
      Bilindiği üzere Laz halkının birlıkte yaşandığı yerde insanlar Lazca konuşur ,birbirlerine Lazca hitap ederler.
      Bu demek değildir ki TÜRKÇE yı bilmiyorlar..Belki Türkçeyi düzgün konuşamazlar ,ancak Türkçe yi ,
      Anlaşılır biçimde duyurur ve söylenir ve algılarlar..

      İkiknci konuya gelince :
      Sayın Şakir AKSU nun değimiyle Köyde tulum çalmak yasak değil ..
      Sadece bizimde sizlerinde duyduğu gibi ..Büyüklerimiz GÜNAH derlerdi…
      Ve tulum günah gerekçesiyle dinlenmesini bile uygun görmezlerdi..
      İşin enteresan tarafı o dönemlerde tulum haricinde radyo ve O zamanın müzik çalarları teyp pikap gibi cihazlar vasıtasıyla her türlü enstrüman dinlenırdı..
      Ayrıca Birol un Anne ve babası oldukça duyarlı ve bir o kadar acı çekmiş,
      Eli öpülesi insanlardır ..
      Kısa ca Birol TOPALOĞLU nun ailesi türkçeyi gerektiği yaştan itibaren ,
      konuştuklarından ben emin im..

      Sayın Mustafa bey :
      Sizlerinde söylediği gibi Ömrünüz ün Pazar da geçtiğini duydum .Çünkü sizinle beraber olan ve sizlerin tanıdığı arkadaşlarınız benım komşularım var. Ve onların sayesinde bende sizleri tanır gibiyim.
      Ve söylediklerinize katılıyorum..

      Sade ce...

      1971 yılından 1974 yılına kadar Pazar Lisesinde okudum. Apsodan bir çok arkadaşım vardı. hepsi de benden bile iyi Türkçe konuşuyorlardı. Demekki 1965 de bir şey olmuş ve o tarihte doğanlar Türkçe konuşamamışlar!!!!
      .......................................
      Sayın Birol TOPALOĞLU ..
      1965 Yılında yeni doğmuş ve Yükarida belirttığım gibi hem o yaşta konuşma ya elverişli olamaz dı ,hemde ailesi ve yakın akrabaları aralarında
      lazca konuştukları için biraz geç ,belki de iki sene gecikmiş olabilır..

      Hepınıze Sevgi ve selamlarımı sunuyorum..
      Açıklamalrın için teşekkürler Çoşkun Kardeşim. Tulum çalınmasının yasak olmasının inanç yönü ile alakasını gerçekten bilmiyordum. Birol Topaloğlu'nun da bir başkasının da ailesi iel hiç bir sorunumuız yoktur. Onların ailesi sonuçta bizim ailemiz sayılır. Ancak burada başka bir şey vardır. Çünkü bu yaşıma kadar öyle birşeye ne şahit olmuş ne de duymuştum. Ancak o malum açıklamada Birol Topaloğlu'da böyle birşeydfen bahsetmemişti. Bu sebeple de baskı unsuru olarak böyle bir durum oluştuğu kanaatine düşmüştüm ki sizin anlattıklarınızı duymayan herkes de o kanuşmadan benim çıkardığım anlamı çıakrırdı.
      Açıklamalarınız ve bu güne kadar duymadığım birşeyi öğrettiğiniz için tekrar teşekkür ediyorum.

      Bildiğiniz gibi Birol Topaloğlu ve bazı arkadaşları daha önce Lazcanın resmi dil olması konusunda faaliyette bulunuyorlardı. Bu çabalaının tarihi de oldukça eskidir. Ne olduysa oldu ve Birol Topaloğlu The Christensen Fund ile irtibat kurduktan sonra eski arkadaşları kendisini terketti. Şimdi o arkadaşlarının tamamı ile mahkemelikler.
      Durum sadece ABD'deki bu vakıf ile de ilgili değildir. İşin daha farklı bir yönü vardır ki aslı tartışılması gereken konu da budur.
      Türkiye'yi bırakın Rize'yi, Hemşin'i, Lazları "Etnik Azınlık" olarak tanımlama çabaları açıkça bölücülüktür. Buna sanatını araç yapmak ise açıkça ihanettir. Modern sosyoloji insanların ne olduklarına çok basit olarfak karar veriyor. Eğer annemiz babamız bizi Türk örf ve adetlerine göre yetiştirdiyse, bizi bu toprakların kültürü iel yoğurduysa, dinimiziimanımızı da elinden geldiğince öğrettiyse o zaman bizler Türküz. Sanmam ki Birol; Topaloğlu'nun ailesi kendisini şu anda savunduğu fikirleri ile yetiştirmiş olsunlar. Bu sebeple kendisini eleştiriyoruz. Çünkü şu anda savunduklarının ideolojik temeli yoktur. İnanın ki ideolojik temeli olsa bunu açıkça ideolojik temelde atrtışırız. Şahsi kanaatim odur ki bulundukalrı yeri tayin eden sadec paradır, menfaattir. Aynı şey sadece Birol Topaloğlu için değil Hemşin'de de birçok kişi için geçerlidir.
      Hemşin'de yapılacak festivale Hemşin'in menfaatleri açısından samimi olarak destek verenler dışında maddi menfaatleri için destek verenler olduğunu da biliyorum. Bu festival için kimin neler aldığının da farkındayız. İşin daha vahim yönü ise bu insanların bir kısmının sözde Atatürkçü, Laik, Cumhuriyetçi geçinenlerden oluşması. Halbuki tartışmalar ve yaşananlar göstermiştir ki bazıları için Atatürkçülük, Laiklik, Cumhuriyetçilik tamamen hikayedir. Onların saygı duyduğu ve önünde eğildikleri tek şey paradır. Hemşin'in menfaatı değil kendi menfaatları da herşeyin önündedir. Bizim kavgamız da bu riyakar davranış sahipleri iledir.
      Ne Hemşin'de ne de bu ülkenin herhangi bir yerinde hiç kimse ile farlı düşüncelerinden dolayı bir kavgamız yoktur. Tek sevdamız olan Hemşin'den başka da bir düşüncemiz yoktur.
      Selam ile...
      Hala tanımamışlar / Hemşin'deki BİZ'leri / Hemşin temizleleyecek / İçindeki TİZ'leri...
      ARKADAŞLAR BIRAKUN BİROLU DA TÜRKÜLERİNİ SÖYLESİN.

      GERİÇİ HEMŞİN ANONİM TÜRKÜLERİN DERLEYİP LAZ TÜRKÜSÜ DİYE YUTTURUYORSA DA. HEMŞİNLİ SANATÇILARIN BECERİKSİZLİĞİNDEN DİR. :D :D

      ESAS MESELE ...... 8o 8o 8o

      RECEP TAYYİP ERDOĞAN İLE
      AYDIN DOĞANIN MESELESİ...

      SİZCE SONU NEREYE VARIR. ?
      KİM DAHA TEMİZ ?

      BÖLÜŞEMEDİKLERİ NE ?

      KENDİNİZİ NASIL HİSSEDİYORSUNUZ..? 8o

      GÖZLERİNİZDEN ÖPTÜM.. X(
      YUKAKAPİLİ
      YAZDIKALRI İLE DEĞİL YAZMADIKLARI İLE PARA KAZANANLAR

      Konu başlığı ylkarıda ama görünen o ki senin maksadın konu başlığında tartışmak değil. O başlığa yazmışsın ama hikaye yazmışsın.
      Rahmetli ebemden sonra senun hikayelerin çekilmese de gene de yoktan iyidir :D

      Ebemun anlattuğu ayu ile kurdun hikayesini biliyor musun ola? Bilmiyorsxan anlatırım bir ara. Hani ayu kurda demiş ki; "Bu hiç şaka bokuna benziyor mu?"
      Belki de biliyorsundur! He...
      Hala tanımamışlar / Hemşin'deki BİZ'leri / Hemşin temizleleyecek / İçindeki TİZ'leri...