Yaylaya Göç Ve Yayla Anıları

      Yaylaya Göç Ve Yayla Anıları

      sevgili gençler, bu konuyuyu niye açtım biliyormusunuz,bizim o dönemde yaşadığımız güzel ve kotü anılar hatirlamak,bu günlere nasıl lgeldiğimizi anlamanız için.

      bundan 45 ene önce bu gün viran olan o yaylalarda ne şenlikler vardı,yayalaya göç adeta bir düğün havasnda geçerdi ortaköy merzelerinden gecenin alaca karanlığnda idara lambalaraıyla yola çiıkilır ve ilk yola cikanlar(her evde 10_25 hayvan vardı) adeta bir işik konvoyu oluştururdular. İşık konvoyunun uzunluğü Örtaköy mezralarından başlar Üskütdağının yamaçlarınakadar uzanırdı.mühteşem bir götüntüydü,Örtaköy mezralaraından Üskütdağınakadaar idara lambalaraının
      aydınlattiği gecenını alaca karanlığı renk cumbüşüne dönerdi.3.5 saatlık yolculuktan sonra vardığımız Üskütdağnda verilen molada içilen çaylar tüm yorunluğumuzu alırken,gruplaşan gençler sevdalık türküler söylemeye başlardı ,erkekler bir grüp kızlar bir grüp.yorguluklar atılınca yola koyulunur 2 saatte mollaveyise inilir 3 güne yayalaya gidenler burda mola verirdi.Mollaveyiste doğru durust yataklı oda olmadığı için kahvenin üstünde herkes bir köşeye kivrılarak uyurdu.Ertesi sabah erkenden yola çıkılır çata kadar hiç durmadan yol alınırdı.Çata geldiğinizde muhakkak ayaklarınızı çıkarırarak suya sokar ve yorgunluğunuzu atardınız.Akşam olmak uzeredir burda da yatacak yer sorunu var,onon kolayını bulmuştuk,gençler ormandan çam dallar keserler ve yatak yapardılar.Bir yandan toplanan çam odunlarıyla boyu 3 metreyi bulan ateş yakılır ve yine sevdalık türküleri söylenmeye başlardı.

      Ertesi gün yine yola koyulur Bşyaylanın yolu tutulurdu,Başyaylanın eteklerine gelen yaylacılar hemen evlerine giremezdiler. soğuk tüm benliğimize işlemeye başlardı ama yayladaki evlerimize girebilmek için,korunun bozulmasını beklemek zorundaydık. nihayat o an gelir,Köyün yaşlıları korununu bozulmasına karar vermesinden sonra hayvanlar vanağa girerdi.

      1200-1500 Baş büykbaş hayvan sesleriye vanakta bir ses cümbşü oluşurdu.Bazı evlerde 2_3 boğa bulunurdu. Cuveleklerde 2 demircilerde 2
      90 den fazla ev olduğuna göre 100 den fazla boğa vanakta geçen seneden kalma rovanşlarını almak toprağı kazııp böğurmeye başlardilar.
      Boğa deyip geçmeyin çin gibi hayvanlar bir yıl önceyenldıkler rakiplerini aramaya başlardılar.Boğalar bir yandan toprağı eşelerken bir yandanda böğürmeye başlıyarak rakiplerine meyden okumaya başlardılar.

      Başyayla Böğaların sesleri ile inlemekte boğalar geçen seneki rakiplerini aramaktadırlar,Demircilern böğaları cuveleklern boğaları en unlululerydi başka evlerin böğalarıda var ama hatılıyamıyrum. o gün boğaların hesaplaşma günüydü.(Şu satıları yazarken aklıma Başyayla sevdalısı Babamın kadım dostu İbrahim Demirci amcayı anmadan geçemiyeceğim,hasta olduğü için yayları yalnız koydu,allahtan şifalar diliyorum) Boğa mereklısı bir arkadaşımızın böğasına rakı içirdiğini biieniniz varkı ?
      Yayla yollarında ve yayla anıları cok birdefada hepsini anlatmak mümkün değil . Sağlıcakla kaıln.


      O günlerden aklımda kalan iki catma türkü iile bu günkü yazıma son vermek istiyorum.

      BAŞYAYLANINI DÜZÜNDE KOYUNLAR DİZİLDIR
      BAŞYALADAN BİR GÜZEL ALNIMA YAZILIDIR.



      YAYLADANKİ YÜRÜDÜM İNCE KUŞLUK VAR İDİ
      NE BİLİRİM SEVDİĞİM BÖYLE KALLEŞLİK VAR İDİ


      Hayalleri olanlar asla uyumaz,
      HALİL YAZICI

      sıt mıt

      halıl.bey bektaş bey.GÜZEL BİR KONU AÇTINIZ.BARI YAŞAYAMAYANLAR OKUSUN.EVET O DAVAYI 5 SENE AĞIR CEZADA YAŞADIM.ÇIĞDAN YIKILAN YAYLA EVIMI GÜNÜN ŞARTLARINA GÖRE YAPTIM SUÇ İŞLEDIM YARGILANDIM.ŞIMDI BILDIĞIM KADAR 60 IN USTUNDE DAVA VAR.DAVACI .SIT ALANI. MILLI PARKLAR.Ben çok uğraş verdım yaşadım .yıne yaşatırlarmı bılemem halkımızın mucadele etmesı şart.araştırmam ıyı değıl yerlı halkı ordan uzaklaştırıp karnı tokların gezme eğlence yerı yapacaklar.turizm etıketı alan rantçılar var içimizde bilelim.halkın bılmesı lazım.geçen sene yol yaptık uskutten.eskı anılarımı yaşadım her gün .mollaveıste orhanın hanında o pekenın ustune uzandım ve orhan abıye 25 kuruş teklıf ettım.makınayla arabayla gıttığım için eşantıyon..anılarımı yol yaparak çalışarak yaşadım.katırlarla gıttığımız sığırları yuvarlattığımız yerlerı günlerı yaşadım.isteyen hergun gıder yaşar yeni yol tabıı .günün gençlerıne kolaylık ama beğenmedıler.neyse 60 tarıhlı pırojeyı gerçekleştırdık beğenmesınler.onemlı değıl .yaşayarak dersimizı aldık.o rahmetlılerın ahtını yerıne getırdık yeter.yaylalarımız konusunda mucadele şart .boyle devam ederse sıkıntı bızlerı yakalar.kafanızı yordum ama bence onemlı.ESKI KATIRCI LARA SELAM SEVGİ .GELIN TEKERLI KATIRLARIMIZ HAZIR.katırla gelenler naldomonı unutmasun...
      Resimler
      • 0000010uh5.jpg

        97.03 kB, 0×0, 2,816 defa görüntülendi
      • 000001um7.jpg

        231.38 kB, 0×0, 2,631 defa görüntülendi

      sit alanı içindeki evler

      Değerli kardeşlerim, iyazıyı okuyan herkese sevgilerimi sunarım

      Maalesef duyarsız bir toplum olduk çıktık,senelerce Başyayla davalarla uğraştı ,şu anda Başyaylada evi olan herkes malesef mahkemelere çağrılmış ve soruştuma yapılmıştır. Bana göre olayı soruşturan savcı yeni yapılan evleri tespit edip bunlar hakkında sit kanunun gereği işlen yapması gerekirken, 80 yaşındeki kayınvalıdem bile senelerce yaylaya üramamasına rağmen 4 kere Ankarada savcılığa ifede vermek zorunda kalmiştır.
      Sn, Mataracının duyarlulığınada teşekkür ederim,kendiside aynı
      sorunları yaşadığı için,duyarlı davranmiş ve kısada olsa bizide aydınlatmıştır.
      Tarihini tam hatırlamamakla bereber 1998 yılında Başyayala sit alanı içine girmiştir.Sit alanı içine giren yerlerde Kültür Bakanlığından izin almak gerekiyor,,ayrıca eski bina normlarınıın dşina çikılmamak kaydıyla yeni ev yapmak ve eski evleri tamir etmek mümkün.

      Sn mataracıyla yaşlarımız yakın hangi yaylaya gidiyor bilmiyorum
      ama gözümüzün önünden resim şeridi gibi yayla resimler geçiyor,burnuma
      yayla kokuları geliyor.

      Katırcılara selam söylemiş,birtanesi eşimin dedesi Seyfullah yazıcı,Medet ataman,Celal yazıcı,terzilerden Yahya yazıcı,Bn katırcımız bile
      vardı,teyzemin kızı Suna Yazıcı(Paslı) hatırladıklarm. Ölenleri rahmetle anarken,kalanlara sağlıklı yaşam diliyorum.Akşama döğru vanağa inen katırlarn nal sesleri kulaklarımdan çıkmıyor.

      Bektaş kardeşim bazı konular hukuki olduğu için bizi aşıyor
      yakında köydeyim birlik ve bereberlik içinde olayları değerlendirir,yapılması ne gerekiyorsa yapmaya çalışırız.başyayla resimleri aradım bulamadım.

      Yaylacılara ve yaylatı sevenlere sevgiler.

      halill yazıcı
      HAYALLERİ OLANLAR ASLA UYUMAZ

      YAYLADA İLK GÜN

      Yaylaya çiklılan gün cok yğundur.ilk iş yatak hazırlamaktır,o günlerde hiç kimsenin yatağı olmadığı, için ot lardan yatak hazırlanmak zorundaydı. halamın ilk işi arkadaşlarıyla bereber cabuğa gidip yataklık özel ötlardan taparlayıp yatak yapmak olurdu.daha sonra ise gübrelerle evin içi
      ve meran sıvanırdı.hava söğukmu soğuk yatağa iki kat elbiseyle girer,taze
      güre kokularıyla sabahakadar nefs bir uyku çekerdık.

      Yaylaya çikılan gün büyüklerimiz horon aynarlar daha sonrada Medet Ataman ın kahvesinde çay içmeye ve oyun oynamaya giderdiler.Kahve dedimse taştan küçük bir yerdi.rahmetli Medet amca çayları dağıtır,herkes çayını yudumlamaya başlardı,masadan birisinin sesi yukselirdi'
      medet amca çay soğuk' Rahmetli sinirlenir ve bir güzel kalaylardı'Bu soğuk havada bu çayı bulmuşsunuzda beyenmiyorsunuz" derdi.
      Çocuk sesleri yaylanın vanağını inletirken,çocuklar,anne va babalarının elbiselerınden kestikleri düğmelerle düğmesine misket oynardılar.Düğmesi biten eve gidip elbiselerden düğme kesip oyuna devam ederlerdi ama akşam olupta, ebeleri veya anneleri olayı fark edince
      güzel bir zilgit yiyip yatağın yolunu tutardılar.
      Bazen kendi kendime soruyorum,bizmi şanslı Çocuklardık yoksa bugün internette oyun oynayan çocuklar.ben o günleri arıyorum,bir çoğu rahmetli olan eski yaylacılarıda rahmetle anarken yaylalarımıza sahip çıkalım diyorum. Şimdilik hoşçakalın

      HALİL YAZICI

      HAYALLERİ OLANLAR ASLA UYUMAZ
      sayın yazıcı.EBEMLE YATAK İÇİN DAĞLARA ÇIKAR POŞHE OTU TOPLARDIK KURUSUNDAN YATAKLIK BAZI YAYLALARIMIZDA HALEN VAR.HER TARAF YATAK OLDU ISTEDIĞIN YERDE YAT .DURRR.MILLI PARKLARDAN IZIN ALMAN ŞART YATIRMAZLAR DOĞAYI BOZARSIN. KENDILERI YAZLIKLAR İSTEDIKLERI HAVAYI ÇALARLAR ONLARA LAF YOK .YERLI TEPKISI ŞART .BİZİM YAŞAM ÖZGÜRLUĞUMUZU KISITLAMA YAPIYOLAR .BENIM YAYLAM TROVIT.98 IN 4 AYINDA O KANUN OLDU O AYLARDA ELEKTRIK YAPTIM YAYLAMA .VATANDAŞİ ABONE YAPTIM VE YAYLALARIMIZIN ARŞİVINI ZOR ŞARTLAR DA BULDUM BUNLAR VE MUCADELE YARADI BANA .YAZMAKLA OLMAZ YAŞAYAN ANLAR BAŞ YAYLADA ÇOĞUNLUK DAVALI BIRINE DENK GELDIM.YANI BIZE ORALARI TERKEDIN ZORLAMASI VAR.HAYIR TERKETMEYIZ .BIR SUÇ İŞLENMİŞSE O YAYLALARI ILK KURANLAR İŞLEMİŞTIR 1939 TARIHLI BELGELER BULDUM NELER NELER .NEYSE YAZMA BECERIM ZAYIF...YAZIN GELINDE USKUTTEN GIDELIM POŞHE YATAK BULUR UZANIRIZ KONUŞURUZ ÇIMENE YATMAK YASAK YERLIYE .BENDEN UYARI...
      Resimler
      • dscn1249ev8.jpg

        131.94 kB, 0×0, 2,739 defa görüntülendi
      • 0000108ly3.jpg

        55.16 kB, 0×0, 2,626 defa görüntülendi

      Eski evleri koruyalım

      Sn Mataracı duyarlılğınız için teşekürler.Bundan 10 sene önce taşı
      oldukça güzel olan bir yayla evini almak iistemiştim ama satın alamadık.Şimdi o ev ne oldu dersin? ev yıkıldı taşlarını birileri aldı götürdü.
      yaazık olmadımı o eve oldu. şu anda yıkılmak uzere olan kaç ev var Başyaylada tam bilmiyorum ama ,üzülmemek elde değil.

      Evler bakımsızlıktan yıkılıyor,100 sene öcesinden yapılan evler çok veraseli olunca ,varisler anlaşamıyor,evlerde yıkılmaya mahkum oluyor.
      Eskilerden duyduğum "Pazarlının nesi var? hamsisi var. Hemşinlinin
      Sütü,Tereyağı .peyniri Balı var"Bir zamanlar Osmanlı Saraylarınını mutfağına giren yiyeceklerimizi bu gün biz Hemşinli olarak bulamıyoruz.

      Yaylacılık olmüştür,beş on eviin şenlendiği, yetm,ş evin bacasından
      duman tütmediği yaylalar,Masa başinda konıuyu tam bilmeden karar veren
      bürokratlar olduğu müddetçe daha pek çok konuda sorunlar yaşayacağız.

      Geçen sene Hemşin Ortaköyde kadostro çalışması yapıldı. ama nasıl
      yapıldı.bir kadastrocu, bir bilirkişi. sonuç bir çok kişinin Çay bahçesi orman alanı içinde kaldı. yapılan çalışma doğrumu yanlış. Bu çalışmalarda o köyde
      muhtar dahil olmak üzere üç kişi diğer taraftada Ziraat mühendisi,Orman muhendisi ve kadastro memuru.Mal sahiplerinin uzakta olmaları nedeniyle
      çoğu zilliyet oldukları arazilere Ormana birakmak zorunda kaldı.

      Kanunlara göre bu konuda zaman aşımı süresi 10 yıl.

      Sorun çok,güya eski nostalji günlerini anlatmaya çalışacaktım ama
      sorunlar karşısında susmakta olmaz diye düşündüm.

      Hayvancılıkla ilgili pojeler geliştirirken,Yayla evleri ile de ilgili projeler
      geliştirmek gerekiyor.Söylemek kolay,ama bir şeyi hayata geçirmek oldukça zor.Burdan Ekonomik durumu iyi olan Hemşinlilere sesleniyorum,
      herşeyii Devletten beklemiyelim.gelin Hemşine yatırım yapın.göç eden Hemşin deyil gelişen büyüyen hemşin yaratın 1900 lu yıllarda Hemşinin
      nüfusunun 10 bin olduğunu acaba şimdi kimse biliyormu,Hemşinin her Köyünde okul olduğunu,Çoculkluğumda hemşinde Cumartesi günler
      insan selinden adım atılacak yer olmadığını,dört demirci dükkanı,üç manıfatura,oniki kahvehane,üç adet fırın.Fırın dedimde şimdi Belediyenin
      yanında kalan Mehmet amcaya ait fırın geldi.Şimdiki gençler pide yiyorlar,
      biz o zamanlar evden getirdiğimiz tereyağ,peynir,yumurtalarla Yağlı yaptırıyorduk.

      Konuyu nereden nereye götürdüm,bir söyle bin ah işit derler
      ya .Bu gün konuları daldan dala taşıdım.İstiyorumki hemşinli gençlerin Dede yadigarı olan her şeye sahip çıksınlar.Luks arabalara binerek Hemşine gelmek,Çok pahalı silahlara boş yere paraları havaya sıkmak yerine
      mödern çağdaş, Ekolojik yapı bozulmadan hemşinin yeniden yapılanmasına
      katkıda bulunmak.Ortöy ve Çonçolu hemşehrilerimden Başyayla resimleri
      rica ediyorum.

      Sağlıcakla kalın,

      HALİL YAZICI



      HAYALLERİ OLANLAR ASLA UYUMAZ
      İşte en az iki yüz senedir bizlerin olupta şimdi sit alanı yapılan güzel başyaylamızın elimizde kalan son görüntüleri.yaylamızı elimizden alsalarda gönlümüzden alamazlar.taşlarında kına ,deresınde balik,dağlarinda çiçek açan güzel yaylam sana selam.ömrüm yettikçe geleceğim.iki ay sonra üskürt dağından aşip geleceğim.Halil abi,Yunus abi duyarlılığınız için teşekkür ederim.
      Resimler
      • DSC00127.jpg

        62.57 kB, 0×0, 819 defa görüntülendi
      • DSC00184.jpg

        62.01 kB, 0×0, 830 defa görüntülendi

      Mantar yersek ölürüz

      Mantar, besin değeri oldukça yuksek bir bitki,hayvan gübresinin çok olduğu ortamlarda yetişir.
      Başyaylada da mantar yetişen yerler vardı, tabi buralar bilen insanlar bunları kolaylıkla toparlıyabilirdi.
      Mantar, kiymetli bir besin,vitamin ve minareller bakımından insan sağlığı için faydalı, ama o derecede tehlikeli,çünkü mantarın çok çeşitleri bulanmakta ve bir kısmı,insanları oldürebilmektedir.

      Bizim Başyaylanın yaşlı ve eski yaylacılar mantar yemezdiler.sebep basit mantarı yersek ölürüz.

      Tam yılını hatılamama rağmen,sisli bir gün kale yaylasının sirtlarında
      mantar aramaya cıktım.Uzakta beyaz birşeyler parlıyordu,uzak olduğu için seçemedim,yakınına gittiğim zaman ne göreyim,o güne kadar rasladığım en büyüklüklte üç adet mantar.Mantarları koparıp yaylaya döndüm.


      Cuvelek İsmail ataman küçük bir ev yapmiştı,fiisin emine halanın evinin hemen yanına,İsmailden tencere istedim,mantar yemeği yapmak için,emeine halanını tornu özleme de pilav yapmasını rica ettim.

      Kiyamet bundan sonra koptu,Fisin emine hala, Teyzem resmiye yazıcı(Rahmetle anıyorum, bizi çokseverdi) çikutlali hala,halam Dursune yazıcı. Aman oğul sen yapıyorsun,"bizi öldürecekmısın " dediler. Bende nasıl olsa bir gün ölmiyecekmiyiz ölürseniz "sizi tepenin sirtina gömeriz " dedim.
      Plav yapıldı ,mantarıda ben yapmıştım,bolsoslo ve acılı ,iştahla mantarı yediler.Ertesi gün acaba ölen varmiı diye vanağa çiktım maşalllah
      hepsi turp gibiydi.
      Aradan bir hafta geçti mantan ölürüz diyenler,yeenim bize ne zaman Mantar yapacaksınız demezlermi.Mantar hoşlarına gitmişti.

      Geçmişten güzel bir anı,yayla anılar olanların,bu sutunda Başyayla
      anılarını anlatmalar dileğiyle,Hoşçakalın. Sevgilermle

      HALİL YAZICI

      HAYALLERİ OLANLAR ASLA UYUMAZ
      60 li yillarda ben Trovit,te yaylaciyken özellikle simsek caktiktan sonra cok miktarda Totos (sampinyon) toplar,ya cig yer veya tereyaginda kizartirdik.Mayis ortalarinda yabani lahana toplar,taze pisirir ,icine kaymak katar yerdik.Yine o siralar yaban soganlarinin orcalarinin kabugunu soyar,salata yerine yerdik.Alabaligin yaninda Kodim(Pugarlarin altinda olur,cok koyu yesil ve acidir,insanin kafasindan duman cikarir!) ve sogan eksik olmazdi.Taze Egenc corbasinin tadina doyum olmaz.Ayrica bostanlara lagna ,sogan salgam ekerlerdi.Elevit,in tatli beyaz salgamini baligin yaninda kodimle birlikte yeme zevkini hicbir balik restoraninda bulamadim (Isvec,Norvec,ten.Almanya .Belcika Hollanda,ya kadar gezip balik yedim!).Yaylada meyve cok az oldugundan,katircilar gelene kadar her türlü yesilligi yerdik.Nafkar,in sirtlari ve Havzikar,un postlarinda Meegoba (bodur likipa),Ovid,in kayalarindan tursu otlarini severek,aliskanlikla yerdik.Magolla hocboncuk cikartir,ya cig veya sütte pisirerek biraz seker karistirarak ,cok hevesle yerdik.Kim daha fazla hozboncuk cikarmis diye kirnapa dizer,hava atardik! Ovid,in Kaldirimi,nda ,ki orda ada yok,baliklar oraya siginirdi,,elle her gün enaz 10 balik tutar,bunlari yaylaci ablalarima verip,yerine elma armut alirdim.Güze dogru Hunut,tan katircilar elma ,armut,üzüm ve özellikle kuru dut getirir satarlardi.Kuru dutlardan hergün ,sivaznak,peynir ve ekmegin yaninda,coban kesemize koyardik.

      Selamlarimla
      Kurban bayramin da 9 aralik 2008 yaylaya gittim 9 yil aradan sonra. Babam sarkum tursusu(salgam) yapmisti bir guzel yedim. Ayrica kodim bizde cekodim derler raki mezesidir pugarin dibin de. Mantara da biz de kikayeg derler. Cok yemisimdir yaylada yagda kizartmaya kadar sabredemez hemen toplar toplamaz mideye indirirdik. Dag lahanasi bakracta yaptin mi yeme de yanin da yat.

      MEEHOBA = LİKAPA MI?

      Aslında bu konuda kesin bir bilgiye ulaşamadım ama görünen köy de kılavuz istemez. LİKAPA ile MEEHOBA aynı familyadan olsa bile aynı oldukları doğru değildir.
      Gerek meyve şekilleri gerek ağaçta bulunma şekilleri birbirinden bu kadar farklı olan iki tür aynıymış gibi anlatılıyor.

      Aynı şekilde MEEHOBA için "Yaban Mersini" de deniliyor. Yaban Mersininin litaratürdeki adı da "Bilberry Extract" ama o da resimlerine bakarsanız bildiğimiz Yaban Likapası.


      lakewoodconferences.com/direct…0371/Bilberry_Extract.jpg


      images.google.com.tr/images?um…btnG=G%C3%B6rsellerde+Ara

      images.google.com.tr/images?um=1&hl=tr&q=%22likapa%22
      Resimler
      • likapa8k.jpg

        13.12 kB, 0×0, 753 defa görüntülendi
      • image020.jpg

        46.87 kB, 0×0, 2,847 defa görüntülendi
      Hala tanımamışlar / Hemşin'deki BİZ'leri / Hemşin temizleleyecek / İçindeki TİZ'leri...