Atalarımız buna güzel çözümler bulmuş; KALİFÇİLUK :tongue: , ferağti, bahçeye tongal (çınlak ) çekmek, meyve ağaçlarına dikenli tel çakmak vs.

Yeni geliştirilmiş metodlarda var :tongue: Mesela geçen yaz babam bostana radyo yerleştirmişti sabaha kadar açık bırakıyordu. Bayağı işe yaramış :tongue: Yanlız hangi kanaldan yayın yapıldığı önemli her kanalı açmamak lazım, benim önerim hipap çalan radyo kanallarıdır.

Birde, sabaha kadar belli aralıklarla tüfek atar gibi ses çıkaran bir mekanızma kuruluyor. Sanırım piknik tüpünden yapılan bir düzenekle oluyor.

ya ben yenı bir çozum suneyım sız bir tane çıft başlıklı teyp alın makınelı tufek sesı kay edıp sabaha kadar açın bak ozaman hıç yabanı hayvan gelırmı ama kolonlarırn ıyı olması gerekır tam ses vermelı ara sırada el bombası sesı olmalı

Bundan bikaç sene önce bizim köylüler bu radyo olayını denediler.
Bahçeler evlere yakın olduğu için sabaha kadar bizde dinledik tabi.
Karadeniz tv çalıyordu sürekli=)

Ama maalesef belirli bi süre yaklaşamadılarsada, sözleşmiş gibi bir akşam gelip topluca yeyip gittiler bahçeyi

Bence en mantıklısı dikenli tel ile çevirmek.
Biraz masraflı ama daha etkili çözüm diye düşünüyorum.

Benim sözüm meclisten dışarı olsun (Tedbir amaçlı) :)
Sözde ayılar nesli tükenen hayvanlar !Bilemiyorum belkide öyledir..
Fakat o kadar zarar veren varlıklar varki !
Esra hanım ben bir fikir üretemedim kusurumu bağışlayın lütfenn
Sevgi ile kalın..

Bu sorun ve çözüm önerileri bende bir anımı hatırlattı.
Sel zamanı çamlıhemşinde Ortan köyündeydik.
Ben ailem, yeğenler, kuzenler hep beraberdik.
Sel zamanı hakikaten her taraftan suyun fışkırdığı enteresan bir andı. İnsanın elinden hiç bir şey gelmeyip bol bol dua ettiğiniz bir andı.
O gün çat kapı bir misafir geldi. Köyü gezdiğini ve fotoğraf çektiğini söyledi. Uzunca bir zaman sohbet ettik ve bazı fotoğraflarda çekti. Orhan Yayla ile orada tanışmıştık.
Aşırı yağışlı olduğu için kendisini uzunca zaman bırakamadıkta.
Neyse yağışın azalmasıyla müsaade istedi ve gitti.
Biraz sonra bir haber daha geldi ve dedilerki fotoğrafçı (Normal zamanlarda akmayan) ırmakta mahsur kalmış. Güya bizlerde delikanlıyız ya hemen yeğenler, kuzenler fırladık yardıma gittik.
Normal şartlarda akmayan ırmak olmuş bir canavar. Arabada tam ırmakta akıntının ortasında kalmış. Yukardan sürekli kaya akıyor.
Köyün ileri gelenlerinden bir kaç kişi daha geldi ve işe koyuldular. Bize göre arabanın kurtulması mümkün değildi. Çünkü hakikaten araba olduğu yerde akıntıda zor duruyordu.Arabanın nereye kadar yuvarlanacağını, çekilip çekilemeyeceğini konuştuk ve en sonunda arabanın pert olabileceğine karar verdik. Pert sonrasında arabanın sigortası olup olmadığını ve sigortadan ne kadar ödenebileceğini konuştuk.
Bütün bunları biz konuşurken köyün ileri gelenlerinden Kemal Yılmaz o felaketin içine girdi ve etraftaki kayalarla arabanın önüne bir set kurmaya başladı. Yaklaşık bir saatlik bir uğraş neticesinde hakikaten bir duvar örüp arabayı suların şiddetinden kurtarıp güvenceye aldı ve köye geri döndük.

Kıssadan hisse: Bu tip sorunları şehirde yetişenlere sormamak lazım. Onlar size sigortadan zararınızı nasıl tazmin edebileceğinizi ancak önerebilirler.:)

Sevgiyle kalın

BENCE BİR AÇILIM YAPIN VE ONLARLA BARIŞ YAPMAYI DENEYİN.

bızum oreler

sıte

Algılama !
Yetersiz kalan cümleler kişileri haklı olduğu konuda bile suçlu kılar !
Konu ne kadar önemli olursa olsun espiriyle yaklaşmak hakaret olmamakla
birlıkte ;hiçte saçmalık sayılmamalı Sn.Esra hanım !Lütfenn.
Konuya hassasiyet göstermesem zaten yazmazdım.Fikir üretememiş olabilırım fakat en azından onu bile belırtmışım.

Sizin gündeme aldığınız konu yıllardır yaşanmakla birlıkte ,gerekli çözümler
üretilmış ve her seferınde yine de zarar görülmüştür.
Fakat hayvanlar bile insanların her önlemine karşın yinede nafakalrını çıkarmak için farklı bir yöntem devreye sokarak zarar vermekteler.
Kısaca onlarda hayatta kalma savaşı vermekteler.

Esra hanım,
Açıkça söylemek gerekilirse etrafınıda çit altına aldığınız bir alanın içine giren domuzlardan bahsediyorsunuz.
1.Çitin geçilemez olup olmadığını netleştirmeniz gerekiyor.
2.Çitin nerelerden açık verdiğini bulmanız ve onarmanız gerekiyor.
3.Genede onarılamaz durumda olan açıklıklara tuzaklar kurmanız gerekiyor.
4.Eskiden yapılan gürültü çıkartan sistemlerle hayvanları kaçırtma girişimleri yapmanız gerekebilir. (Tüple ses çıkartmaya ben karşıyım.)
5.Genede çözüm bulamazsanız eskilerin kalıfçılık dediği tarlada silah ile nöbet tutma işini yapmanız gerekiyor.

Eskilerin bunlara ilave bir tek ek yaptıkları belirli süreçlerde hayvan avlayaran sayıyı azaltmaya çalışmalarıdır.
Bu arada Domuz avı yasak değil.

Bunların dışında köylerde ben bir yöntem görmedim ve duymadım.
Sizin talebiniz bunların dışında bir çözüm ise netleştirmeniz önemlidir.

Önemli olan köylerde ne olup bittiğini bilmek değil, çözüm üretebilmektir.
Benim size anlattığım hikaye şehirden gelenlerle köyde yaşayanların bakış açılarını gösteren bir hikaye idi. Alınganlık göstermenize gerek yok.

Esra şöyle bir ibare kullanmışsın" YASAK DEĞİL DIYORSUNUZ YASAK! HEMŞİN GENELİNDE YAPILACAK BİR ARAŞTIRMA İÇİN BAZI BİLİR KİŞİLER GELECEKMİŞ VE BU NEDENDEN DOLAYI KAPAN KURMAK YADA VURMAK YASAK OLDUĞUNA DAİR İLANLAR YAPILIYOR"
Benim bildiğim domuz avı 12 ay açık olan bir avdır. (Ayı 12 ay yasak)
Bu konuda son zamanlarda bir değişiklik yapıldımı bilmiyorum. Fakat senin yukarıdaki ifadene biraz takıldım.
Hemşin genelinde bir araştırma için gelecek bu bilir kişiler kimdir ve neyi araştıracaklar. Senin domuz avlamanla ne ilgileri olabilirki.
Bu konuda mümkünse biraz daha detaylı bilgi verebilirmisin.

Sevgili Hemşinliler son yıllarda çoğaldıkca çoğalan yaban domuzlarının şerrinden illallah dedik..bir sürü emek harcayıp bahçe bostan kazdık,etrafını tel ile çevirdik ama faydası yok...daha mahsül olmadan bahçeyi tarlayı talan ettiler..bir yandanda fare hışmına uğradık..Bu gün yapılan ilanda ise kapan kurmak yada vurmak yasakmış..Ne yapmalıyız atalarımızın kök sökdüğü tarlalarımızı kazıp,ekmeyip bırakalımda oralardamı orman olsun..köyümüzde iki baş lazut yada kabak kurup yiyemiyeceksek daha ne edelim..Buna bir çözüm olmalı! NE YAPMALIYIZ?

ESRA SAKAOĞLU

sayın SAKAOĞLU, şikayetlerinize katılıyorum,
şuadreste dikkatimi çeken bir şey, domuz ve yabani hayvanları kovucu koku ilacı varmış, umarım siz ve sizin gibi şikayetçi olanların işine yarar. iyi bayramlar.
buyurun adresi; akgultarim.com/

akgultarim.com/

SEVGİLİ ESRA..

YASAĞI KOYAN KİM..?

SENİN MALINI VE CANINI GÜVENCEYE ALMAKLA YÜKÜMLÜ OLANLAR KİMLER.?

YÖRENİN BU GİBİ SORUNLARINI ÇÖZMEK TAHHÜDÜ İLE SENDEN GÜÇ ALANLAR KİM ? NERDELER ?

HEMŞİN STK LARI (BU ONLARIN DEYİŞİDİR) NERDELER ?

NEDEN ÇÖZÜM ÜRETMEZ YADA ÇALIŞMAZLAR ?

SANA DAHA FAZLA SORULAR SORABİLİRİM... :]

SENİ ÜZMAK YADA KÜÇÜMSEMEK GİBİ BİR NİYETİM VE AMACIM YOK.
SADECE SANA YARDIM ALACAĞIN KURUMLARIN YOLUNU GÖSTERMEĞE ÇALIŞTIM O KADAR.

ŞİMDİ ;
1- SORUNUNU BELEDİYEYE,
2- KAYMAKAMLIĞA,
3- HEMŞİN SOSYAL SORUMLULUK DERNEĞİNE (ÖYLE BİR DERNEĞİN OLDUĞUNU DUYDUNMU)
4- SİZİN KÖYÜN MUHTARINA BİR DİLEKÇE İLE BİLDİR.

DE Kİ BİRAZDA BENİM SORUNLARIMLA UĞRAŞIN.
DE Kİ BENİ BURDA DOMUZLAR SÖMÜRÜKEN BIRAKIN ERMENİYİ, BANA BAKIN DE.
DE Kİ BENİM GELİRİM ARTMAZKEN ELEKTRİĞİME YAPTIĞINIZ ZAMMI GERİ ALIN. KABAĞİDA DOMUZ YEDİ DE.
DE Kİ ADAMLAR TOPRAK ALIP DEVLET KURMAK İSTİYORLAR, BENİM TOPRAKLARIMI HEYELANLA SEL ALIP DENİZDE KATIYOR, TOPRAKSIZ KALACAĞIM ÇARE, AMAN DE?

NE BEN GELİP DOMUZLARLA ANLAŞMA SAĞLAYABİLİRİM, NEDE SİTE YÖNETİMİ DOMUZLARI HEMŞİNDEN BANLAYABİLİR.

AMMA SEN GENEDE EN İYİYSİ AYI, DOMUZ VE ÇAKALLARLA YAŞAMANIN BİR YOLUNU BULMAYA BAK.

ÇÜNKİ SİZİN EVİN AVLUSUNDAN GERİSİ ORMANIN MALI. ÖYLE ''BU FELAMURLERİ, KARAĞAÇLERİ, ARMUTLERİ DEDEM DİKTİ'' HİKAYESİ YEMEZ. NE BİR ÇALI KESERSİN NEDE BİR KARINCAYI İNCİTEBİLİRSİ. ARTIK.

HAA 2B MİDİR NEDİR ÇIKARSA SANA ORALARI SATARLAR. HAA PARAN YOKSA SANKO MANKO ALIR O ZAMAN. YANİ HEMŞİNDEDE DURUMUN SAKAT..

SON TAHLİL : BU GÜNÜMÜZE ŞÜKÜR..

sakın ol yeğen ben askerlerı yetıştırıyorum.bu kış meşgullıyet olur...ayulerun dokunulmazlpğı var.dokunamayız.domuzlerde muracaat ettıler fakat halk kabul etmedı oy alamadılar onlara dokunmak serbest.yanlız köy muhtarından ılerı gelenlerden izin almak koşulu var...

Çocukluğum Hemşin'de gençti. Liseyi Hemşin'de okudum ve bunu hep kendi açımdan bir şans olarak gördüm. Herkes gibi bizde ekmek kavgasına gurbete çıktık. Mecburen şehirde yaşasakta kendimizi hiçbir zaman "şehirli " görmedik. Köylü olmakla, Hemşinli olmaklada gurur duydum herzaman..

Olaya şehirli yada köylü penceresinden bakmak sanırım çok doğru olmaz çünkü burda yazanların yüzde doksanının çocukluğu Hemşin'de geçmiştir. Aslında tartışmayada gerek yok:) İyisimi ben bir hatıramı anlatayım.

Yanlış hatırlamıyorsam ortaokul yıllarıydı. Gece domuzlar bahçemizin bir kısmını talan etmişti. Her ne kadar iplerle bahçeye tongal , eski ceketlerden korkuluk yapmış olsakta işe yaramamıştı anlayacağınız.

Dedem çareyi kalif yapmakta bulmuştu.. Bahçeye hakim bir nokttadaki tumbun üstüne:) kalif yapmak için ağaçları taşımaya başladık. Teyzeçocuklarıyla birlikte büyük bir hevesle ağaçları taşıdığımı hatırlıyorum çünkü o zamana kadar kalifimiz yoktu ve ben kalifte kalmayı çok merak ediyordum.:)

İki gün içinde kalifi yaptık. Birde balkonu vardı, orayada toprak serdik ateş yakmak için. Dedem ve teyze çocukları ile ilk kalifçiliğimizi yapacaktık. Neyse hava kararınca demokrat fenerimizle kalifin yolunu tuttuk. Başladık türküler söylemeye naaralar atmaya ama durmak yok:D Başka bahçelerdeki kaliflerdende sesler geliyor biz daha çok gaza geliyoruz. Aşkla şevkle bağırıyoruz çağırıyoruz türküler söylüyoruz:)

Bir iki saat içinde sesimiz kesildi. Bizim Türk seyircisi gibi erken başlamıştık anlayacağınız:D Bir teneke vardı yanımızda götürdüğümüz ha bire ona sopalarla vuruyorduk:) Biraz sert vurmuşuz sanırım çok ses çıksın diye, yarım saat içinde diktörtgen teneke silindir şeklini aldı:D Sesimiz kısılınca rahmetli dedem "uşaam siz biyez yatun dinlenun ben sizi soğa kaldururum" dedi ve biz yattık. Yatış o yatış. Ama nasıl deliksiz uyumuşuz:) Sanırım rahmetli dedem bizim gürültümüze dayanamadıki bidaha uyandırmadı:)

Bu Konuda Ortak Noktada Birleşmeliyiz Ve Muhtarlarımız, Derneklerimizi Duyarlılığa Davet Etmeliyiz.
Ailerin Tarlada Ve Bahçelerde Ne Kadar Zarar Gördükleri İlk Önce Muhtarlar Tarafından Rapor Hazırlanmalıdır.

Yabani Domuz;

1-Sürek avı dışında kendi bağ, bahçe ve tarlasında ruhsatlı tüfeği ile yabani domuz vuran çiftçiler yerel imkanlarla teşvik edilebilir.
2-Yabani domuz mücadelesi için İl Müdürlüğünce sürek avı yapılmasına karar verildiğinde, İl Müdürlüğünce Çevr ve Orman Bakanlığının İldeki ilgili birimi ile birlikte; avın yapılacağı tarih ve günü,avın yapılacağı alan ,florası , zararlı yoğunluğu ve konuyla ilgili çiftçi şikayetlerini de içeren bir rapor tanzim edilerek, Merkez Av Komisyonu kararları doğrultusunda Çevre ve Orman Bakanlığı İl Müdürlüğünden veya Çevre ve Orman Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğünden gerekli izin alınır.
Gerekli izin alındıktan sonra;
a) Raporda belirtilen av sahaları 6968 Sayılı Kanunun 4. Bölüm,29. Madde uyarınca, iş birliği yapılan kuruluşlar (avcılar derneği, ziraat odası vs) ve İl imkanları ile yapılacak fişek yardımı belirtilerek Valilik Oluru alınır.
b)Sağlık Müdürlüğü, İlçe Kaymakamlıkları, Jandarma teşkilatına bilgi verilerek, gerekli sağlık ve emniyet tertibatı alınır.
c) Avcılar Derneği ile irtibata geçilerek, yapılacak ava katılmaları sağlanır.
d) Av yapılacak köylerden av tezkeresi olan avcılar veya yivsiz silah ruhsatnamesi olan avcılar ve atıcılar derneği üyeleri ile mahalli avcılarında katılması sağlanır.
e) Ava katılan avcılara, ava başlamadan önce aşağıdaki hükümler okunarak tebliğ edilir ve imzaları alınır.
-Avcılar kendilerine verilen bekleme yerlerini değiştirmeyecektir.
-Sürek avı bitimi, önceden belirtilen şekil veya işaretle ilan edilene kadar bekleme yerleri terk edilmeyecektir.
-Bekleme yerine oturan avcılar, çevresindeki avcıların yerini belirleyecektir.
-Sürekçiler bekleme hattına yaklaşınca, sürülen yere doğru (sürekçilere doğru) ateş edilmeyecektir.
-Yabani domuz avcı hattını geçtikten sonra ateş edilecektir.
-Ne olduğu anlaşılmayan çalıların içindeki veya arkasındaki canlılara ateş edilmeyecektir.
-Öldüğüne emin olmadan Yaralı yabani domuzuna yaklaşılmayacaktır.
f) Yapılan av neticesinden durum bir tutanakla tespit edilerek, avcı sayısı, itlaf edilen hayvan sayısı vs bilgiler bir rapor halinde, Bitki Koruma Şube Müdürü ve Çevre ve Orman Bakanlığı İl Biriminin temsilcisi ile birlikte tanzim edilerek Çevre ve Orman Bakanlığına gönderilecektir.
3-Kuş Gribinin taşıyıcısı olması nedeniyle ferdi veya sürek avı sonunda öldürülen yabani domuzun usulüne uygun olarak imha edilmesi sağlanacaktır.
4) Uygulama ile ilgili icraat raporu tanzim edilerek Bakanlığımıza gönderilecektir.

11.3. YABANİ DOMUZ MÜCADELESİ
Yabani domuz mücadelesinin, prensiplerde belirtildiği gibi yapılması ve uygulama sonucunun icraat olarak İl Müdürlüğümüze bildirilmesi gerekmektedir.

balikesirtarim.gov.tr/www/yukle.asp?id=6