Sevgili arkadaşlar,
Son yıllarda Hemşin'de inatla beton yapılar yapılmakta, dere kenarları beton duvarlarla doğal görünümünden uzaklaştırılmaktadır.
Yıllar önce tarihi kemer köprünün hemen yanına yapılan yeni beton köprü bu vurdumduymazlığın, beton kafalılığın en güzel örneğidir sanırım.
Bir sürü yer varken, beton köprüyü getirip tarihi kemer köprünün yanıbaşına hançer gibi saplayan kafaları anlamak mümkün değildir. Daha doğrusu ben anlamakta zorlanıyorum. Ne tarih bilinci var, ne estetik duygusu, ne geçmişe saygı, ne doğaya saygı ne de kültre var bu kafalarda.
Geçmiş yıllarda İki üç kere bu köprü hakkında Belediyemize yazılar yazdım, yapılanın yanlış oludğunu, bu tür konularda daha hassas davranmamız gerektiğini dile getirdim. Cevap bile verilmedi..
Yine, ik - üç sene önce aynı bölgede dere yatağının her iki yanı beton duvarlarla adeta rezil edildi. Dere yatağı adeta bir su kanalı gibi oldu. Festival alanında ayaklarını dereye sokmak istesen önce kocaman bir duvarı aşman gerekiyor. Kısacası o bölgenin doğal yapısı, doğal güzelliği, tarihi dokusu vs. hepsi katledi..
Ve en önemlisi'de bugüne kadar bu konuları dile getiren kimseye rastlamadım. Taş ocakları vs. çok tartışıldı ama bu konular es geçildi.
Aşağıda aynı yerden çekilmiş iki resim asıyorum. Birisi yıllar önce çekilmiş, birisi de yeni köprü yapıldıktan sonra. Aslında söze gerek yok bu resimlere bakınca ama dayanamadım işte..
Yapanlar kadar, bu yapılan yanlışlara göz yuman bizler de suçluyuz...
Son yıllarda Hemşin'de inatla beton yapılar yapılmakta, dere kenarları beton duvarlarla doğal görünümünden uzaklaştırılmaktadır.
Yıllar önce tarihi kemer köprünün hemen yanına yapılan yeni beton köprü bu vurdumduymazlığın, beton kafalılığın en güzel örneğidir sanırım.
Bir sürü yer varken, beton köprüyü getirip tarihi kemer köprünün yanıbaşına hançer gibi saplayan kafaları anlamak mümkün değildir. Daha doğrusu ben anlamakta zorlanıyorum. Ne tarih bilinci var, ne estetik duygusu, ne geçmişe saygı, ne doğaya saygı ne de kültre var bu kafalarda.
Geçmiş yıllarda İki üç kere bu köprü hakkında Belediyemize yazılar yazdım, yapılanın yanlış oludğunu, bu tür konularda daha hassas davranmamız gerektiğini dile getirdim. Cevap bile verilmedi..
Yine, ik - üç sene önce aynı bölgede dere yatağının her iki yanı beton duvarlarla adeta rezil edildi. Dere yatağı adeta bir su kanalı gibi oldu. Festival alanında ayaklarını dereye sokmak istesen önce kocaman bir duvarı aşman gerekiyor. Kısacası o bölgenin doğal yapısı, doğal güzelliği, tarihi dokusu vs. hepsi katledi..
Ve en önemlisi'de bugüne kadar bu konuları dile getiren kimseye rastlamadım. Taş ocakları vs. çok tartışıldı ama bu konular es geçildi.
Aşağıda aynı yerden çekilmiş iki resim asıyorum. Birisi yıllar önce çekilmiş, birisi de yeni köprü yapıldıktan sonra. Aslında söze gerek yok bu resimlere bakınca ama dayanamadım işte..
Yapanlar kadar, bu yapılan yanlışlara göz yuman bizler de suçluyuz...