Hemşin'lilerin Mezun Olduğu Üniversiteler

      eğitim şart

      Önce yarım dönem Nurluca İlk Okulu sonra mevludun ortaki büyük kopuk olunca rahmetli babam bizi Akyamaç (tecinaya ) okula gönderdi
      ve öğrencilik yıllarımın en güzel anıları ve en mutlu yıllarımı orda yaşadım
      daha sonra istanbul Orta okul ve Lise istanbul Anadoluhisarı ve Beylerbeyi
      yılları =))) istanbul ticaret üniversitesi dış ticaret bölümü ve İ.R.U
      BM - İnternational Road Of Union academysi İsviçre Uluslararası Logistik Bölümünden 2004 tarihinde mezun oldum ayrıca Ulaştırma Bakanlığı UDY-3 üst düzey yöneticilk belgesi sahibiyim.
      Halen Aile üyelerimle beraber Alanında Türkiyenin en iyi firmalarından birisi olan GREENEKS A.Ş. de üst düzey yönetici olarak çalışmaktayım.
      Gökhan G. Kaptan
      Kafkas ünv. kağızman meslek yüksekokulu 2006 mezunuyum.
      Büro yönetimi okudum. Eminim çoğunuz Kafkası ilk defa duyuyorsunuzdr. Bende yerleştirildiğimi öğrenince -yaa ben burayı ne zaman tercih yaptım demiştim ;)
      NEYSEM OYUM DİYEBİLİRSİN. AMA NEYSEM OYUM DİYEBİLMEK İÇİN ÖNCE NE OLDUĞUNU BİLMEN GEREKİR...
      Merhabalar...
      Bu konudaki bütün yazıları okudum. Ne kadar güzel. Eskiden de Hemşinden çıkan okumuş büyük insanları duyardık ancak sayıları çok değildi.
      İlkokula Nurluca köyü ilköğretim okulunda başladım. 3. sınıfta Anadolu hisarı ilköğretim okulunda okudum. Tüm eğitim hayatımda sene kayıbımda buradadır. Türkçeden 15 günlük kursa kalmıştım. Okul kapanır kapanmaz köye gittik. Ama köy okulları erken kapandığından 15 gün devamsızlıktan sınıfta kaldım. Derken 3. sınıf köyde tekarar 4. sınıf yine Anadoluhisarında Güzelce Hisar ilk okulu ama bu sefer kalmadan bitirdim. 5. Sınıf Nurluca köyü ilköğretim okulu.
      Orta Okul:Anadolu Hisarı Orta Okulu
      Lise: Paşabahçe feritinal Lisesi
      Üniversite:Mimar Sinan Üniverstesi Fene Edebiyat Fakültesi
      Matematik Bölümü
      Matematik YARADANIN Yeryüzündeki imzasıdır.
      Bir toplumda gelişmişlik eğitime verilen önemden çok rahat anlaşılır. Belki bu yazının yeri bu forumda burası değildir ama başlık altındaki tüm yazıları okuyunca Can öğretmenimin eğitin fakültesi haricindekilerin öğretmen olmaları hakkındaki yazısı dikkatimi çekti. Bir eğitimci olarak görüşlerimi ve bir hatıramı paylaşmak istedim.
      Öncelikle şunu demek istiyorum. Herkes kendi işini yapmalı. Herkes kendi işini severek yapmalı. Düşünsenize şimdi ben iki yâda üç aylık bir kurs ile doktor olsam ne olur? En fazla bir ya da iki kişiyi haydi bilemedin on kişiyi mesleki yetersizliğim nedeniyle öldürürüm. Peki, eğitimi öğretmenlik olmayan kişilere biz çocuklarımız emanet ederken onların beyinlerini öldürmeyeceklerini nereden bilebiliriz.
      Bu gün ilk kademede 8 yıl oyalanıp hala okumayı çözememiş çocuklarımız var ülkemizde.
      Yıllardır düşünürüm. Bizim mi kafamız çalışmıyor ki şu yabancı dili bir ülke meselesi yaptığımız halde okullarımızı bitiren öğrencilerimiz hiçbirşey konuşamadan bitiririler.
      Belki bu soruyu sizlerde düşünmüşsünüzdür. Eğitimin içinde geçen yıllarımda şunu gördüm. Bizim çocuklarımız çok zeki ama sistem maalesef onları eğitmiyor.
      İngilizler Hindistan’ı sömürgeleştirince Hint çocukların zeki olduklarını fark etmişler. Ama sömürü olması için onların çok şey öğrenmemesi ya da düşünmemesi lazımdı. Ama çok zeki olan bu çocuklara bir şey öğretilmemesi durumu anlaşılırdı. O zaman çok şey öğretilmeliydi. Eğitim sistemini değiştirip daima bilgi yüklemesi yapıldı. Ama düşünme çözümleme yok. Yalnızca bilgi yüklemesi o kadarki liseyi okuyan arkadaşlarımız bilir logaritma ve trigonometri cetveli vardır. O cetveli ezberletmişler çocuklara eğitim adı altında…
      Neyse bu eğitim içindeki sorundu. Ben konuma gelirsem. Kayseri Pınarbaşı’nda iki aylık öğretmenim. O yıl M.E. B stajyer öğretmenlere göstermelik eğitim vermeye başladı. Hafta sonları ilçede toplanıyoruz. Öğretmen evinde (Kahveden farklı değildi) sobanın etrafında yeni öğretmen adayları arkadaşlıklarını pekiştiriyor sohbetler ediyordu. Bu grubun içinde yeni gördüğüm bir arkadaş dikkatimi çekmişti. Belliydi kendini uyanık zanneden tiplerden biriydi. Sohbete yaklaştım selamlaştıktan sonra sohbeti dinlemeye başladım. Bu kişiyi yaklaşık yarım saat kadar önce ilçede sürücü kursunda görmüştüm. Orada ayaküstü konuşurken bende tesadüfen oradaydım. Sürücü kursundaki sekreter ne iş yaptığını sorduğunda kendinden emin şekilde mühendisim demişti. Burada stajer öğretmenlerin içinde ne işi vardı. İçimden herhalde arkadaşları falan vardır dedim. Ama sohbet ilerlediğinde baktım çok bilgiç bir şekilde eğitimden de konuşuyor. En sonunda dayanamadım. Pardon siz öğretmen misiniz dedim. Evet yeni öğretmenim dedi. O an durakladım ve az evvel ben sizinle sürücü kursunda karşılaşmıştım değil mi dedim. Evet dediğinde orada kendisini mühendis olarak tanıttığını hatırlattığımda. Evet, Ziraat mühendisiyim demişti.
      O günden sonra bir daha konuşmadım ve şimdi ne yaptığını bilmiyorum ama adam öğretmen adayı olmuştu. Ama kafasında halen öğretmenliği kabul edemeyip öğretmenim diyemiyordu…
      Matematik YARADANIN Yeryüzündeki imzasıdır.
      İKL OKUL RİZE ÇAYELİ ERENLER KÖYÜ İLKOKULU
      RİZE ENDÜSTURİ MELLEK LİSESİ TERK
      İDEALİMDEKİ ÜNİVERSİTE ÇİGALVER ÜNİVERSİTESİ
      MASTER HARVORD OKULUMU TAM BİTİRSEYDİM SANIRIM İİ BİR BİLİM ADAMI OLURDUM :D :) :) :)
      HERKES HEMŞİNİ SEVEBİLİR AMA HERKES HEŞİNLİ OLAMAZ
      HERKES HEMŞİNLİ SEVEBİLİR AMA HERKES HEMŞİNLİ ALAMAZ

      Doğrularımı götürücek kadar yanlış yapmadım bu hayatta çok sıkıştığım yerlerde boş bıraktım soruları... şimdi bıraktığım boşlukların birindeyim kimsenin doğrusunu götürmedim ve en önemlisi kimsenin yanlışı olmadım..!