Kazim KOYUNCU

      Kazim KOYUNCU

      Kazım Koyuncu (1972 - 2005)

      Karadeniz müziği, Anadolu Rock, nitelikli müziğe inanlar, önemli bir ismi en verimli olabileceği dönemde yitirdi. Otuz üç yaşındaydı Koyuncu; yıllardır müziğin içinde olmasına karşın 2000'li yıllarda Gülbeyaz, Sultan Makamı gibi televizyon dizilerine yazdığı müziklerle ünlenmişti.
      Karadeniz'in hırçın çocuğu diyorlardı ona; demokrasi adına atılan bir çok adımda müziğiyle, fikirleriyle yer alıyor; Fırtına Deresi'ne yapılacak santrali protestodan, insan hakları ihlallerine karşı çıkmaya kadar bir dolu etkinliğe destek veriyordu.
      Müzikte de, birkaç halk müziği sanatçısının tekelinde kalmış Karadeniz bölgesinin müziğini, evrensel normlarda yayımlamayı deneyerek, önemli çıkış yapmıştı.
      1972 Artvin/Hopa doğumlu Koyuncu, yirmi yaşında Dinmeyen adlı müzik grubu'na katılmış, 1993'de Mehmedali Barış Beşli ile, Lazca müzik yapmak amacıyla Şuku grubunu kurmuştu. İki arkadaş bir yıl sonra aralarına İlhan Karahan ve Metin Kalaç'ı da alarak grubun adını Zuğaşi Berepe (Denizin Çocukları) dönüştürmüş ve 1995 başında Va Mişkunan (Bilmiyoruz) albümüyle Lazca rockın ilk örneğini vermişti. Lazcayı yaşatmak amacıyla Lazca rock yapıyorlardı. Plak şirketleri ise bu soundu 'Soft Laz Rock' diye tanımlıyordu.
      O günlerde grup elemanları Lazca dilinin yaşatılmasına rock yoluyla katkıda bulunmayı amaçladıklarını, rock müzikteki dinamizmle yöre insanının enerjisinin örtüştüğünü görünce heyecanlandıklarını anlatıyor, Lazca'nın rockın sert söyleyişine de uygun olduğunu belirtiyorlardı.
      Dört yıl içinde Zuğaşi Berepe, kamuoyuna pek yansımasa da önemli işler yaptı ve konserlerle hedefini gerçekleştirmeye çalıştı. Bu etkinliklerden Brüksel konseri sırasında canlı kayıt edilen parçaları, kısıtlı sayıda bastırdıkları Bruxel Live (1998) adlı albümde bir araya getirdiler.
      Gruptaki eleman sayısı arttıkça müzikal yapı da güçlenmişti. Kazım Koyuncu (vokal, akustik gitar), Cafer İşleyen (bass, vurmalılar, flüt), Gürsoy Tanç (elektrikli gitar), Uğurcan Sezen (klavye), Zülküfil Murat Dilek (davul), Metin Kalaç (kayıt) Lazcayı yaşatmanın yanında aşk şarkılarına katılan sert söylemli yapıtlar ve modern rock anlayışı üzerine oluşturdukları çizgiyle de kabul görmeye başlamışlardı.
      Zuğaşi Berepe, Va Mişkunan albümünden dört yıl sonra İgzas (Gidiyor) adlı albümüyle bu çabayı listelere taşıdı. Yedi Lazca, bir Hemşince, bir de Türkçe sözlü parçadan oluşan albümün müzikal zenginliği, rockın çeşitli tonları arasında akıllıca gidip gelen sounduyla 1998'in en iyi yerli yapıtlarından biri oldu. Lazca'nın öne çıktığı kültürel bir misyonun yanında sıkı bir rock albümü özelliği de taşıyordu İgzas (Parçaların Türkçe anlamları kapakta verilmişti). Bu albümde Kazım Koyuncu (vokal, gitar), Cafer İşleyen (bass, vurmalılar, flüt), Gürsoy Tanç (gitar), Uğurcan Sezen (tuşlular), Zülfikil Murat Dilek (davul), Mahmut Turan (tulum), Metin Kalaç (kayıt), Mehmedali Barış Beşli'den (vokal) oluşan grubun, doğayı katledecek Çamlıhemşin'deki Fırtına Deresi'nin üzerine yapılacak santrale karşı kampanyayı desteklemesi de İgzas'ın diğer bir özelliğiydi.
      Grup 2000'lerin başında dağılınca, kuruculardan Kazım Koyuncu yoluna tek başına devam etmeyi kararlaştırdı ve solo albümleri Viya (2002) ile Hayde'yi (2004) yayımladı. Anadolu Rock'a kayan soundla ürettiği müziği kısa sürede büyük ilgi görüp, yaptıkları geniş kitlelere tam ulaşmaya başlamıştı ki hastalandı Koyuncu. Akciğer kanserine yakalanmıştı.
      Pes etmiyordu; tedaviyi sürdürürken Trabzonspor için marş bile yazmıştı. Ancak günden güne direnci zayıflıyordu; adına düzenlenen konsere çıkamamıştı. Sonunda 25 Haziran tarihinde ajanslardan şöyle bir başlık düştü: 'Karadeniz'in genç sesi sustu'


      MEKANI CENNET OLSUN
      Bu Şehir Girdap Gülüm

      Girdapda Mehtap Gülüm

      Feleğin Bir Suyu Var

      Su Değil Kezzap Gülüm...
      En çok sevdiğim sanatçılardan birisiydi Kazım Koyuncu ve hala duvarda başımın üzerinde kocaman resmi asılı durmakta ve hatta bu yetmezmiş düşüncesiyle onu benden daha çok seven iş yeri arkadaşımla kendisi için yazdığımız ve hiç kimseye ait olmayan,yanlızca dost site canrize.com da yayımladığımız bu şiiri burada sizlerle paylaşmak istiyorum.

      KAZIM KOYUNCU' NUN ANISINA

      Sen Karadeniz’in hırçın dalgalarının sesi
      sen Kaçkarlar ve Zigana dağlarından gelen
      özgür rüzgarların nefesi.

      Senin başın hep dimdikti,
      hiçbir zamanda eğilmedi.
      Kalbin sevgiyle doluydu,
      yolun kardeşlik ve barış yoluydu.

      Hiç kimsenin hakkı yoktu,
      o gencecik yaşında
      seni bizlerden koparıp almaya.
      ve de hiç kimsenin hakkı yoktu
      narino’yu, viya’yı ve gül beyazı,
      öksüz bırakmaya.

      Mezarında rahat uyu;
      seni unutmayacağız ey güzel insan
      Kazım KOYUNCU
      ve hesabını hesap bilenlere
      asla bırakmayacağız.
      ve bizler her¸zaman;
      Karadeniz’ in hırçın dalgalarının sesine,
      Kaçkarlar’dan, zigana’dan gelen
      özgür rüzgarların nefesine kulak vereceğiz.
      Ve öksüz bıraktığın narino’ya, viya’ya ve gül beyaza
      sahip çıkacağız,
      ve de onları sonsuza dek yaşatacağız.
      kazım koyuncu genc yasta olmasına ragmen gercekten karadenızın tanıtımında buyuk rol oynadı.yaptıgı karadenız rock turunde(tabırı caızse)sarkılarıyla sadece karadenızlılerın degıl tum muzıkseverlerın gonlunde taht kurmayı basarmıs ve karadenız sarkılarını sevdırmıstır.olumunden sonra bıle hala o gusel sarkılarını bıkmadan usanmadan dınlıyoruz.kısacık omrunde kendını bu kadar cok sevdıren ve bu kadar buyuk ısler basaran bırı sızcede buyuk bı ız bırakmadımı gerıde.hemde sadece yoremızde degıl tum turkıyede...kısa surede bunları basarıp malesef:(aramızdan ayrılan kazım koyuncu kımbılır yasasaydı daha ne gusel ısler basarıp bızı mutlu ederdı sızcede oyle degılmı???senı asla unutmayacagız mekanın cennet olsun :( :( :( :( :(
      Doğru diyorsun şifacım Kazım Koyuncu gerçek anlam da yöremizde iz bırakmıştır.Onun sayesin de karadenizli olmayıp ta karedeniz müziğini seven bir çok insan olmuştur.Onu asla unutmayacağız.Hala onun şarkılarını dinliyoruz.

      Ama bir yandan da yöremizde iz bırakanlar köşesinde çok ünlü olupda bir çok insan tarafından nereli olduğu bilinmeyenler var.Acaba bu kişiler yöremize nasıl bir iz bırakmış.Sadece hemşinli olmalarımı iz bırakmış olmaları anlamına geliyo.Toplasan kaçkere memleketlerinden bahsetmişler ekrenlerda?

      Bu yüzden Kazım Koyuncu'yu asla unutmamalıyız.O memeleketi öyle güzel bir iz bıraktıkı bunları buraya yazmama gerek bile yok herkes biliyor zaten
      .
      AYNI DİLİ KONUŞAN DEĞİL
      AYNI DUYGULARI PAYLAŞANLAR ANLAŞABİLİRLER
      ( MEVLANA)
      Kazım Koyuncu 26 Temmuz 2004 tarihinde kazimkoyuncu.com'da şunları söylüyordu: 'Şarkılar politikadan, kurumlardan, sistemden daha güçlüdür. Hayatın sonuna kadar kalabilirler, temizdirler ve bir çok güzel şeye sebep olabilirler. İktidarlar, sistemler yıkılabilir, devirler değişebilir, şimdi dünyayı yönetenler kısa bir süre sonra üstelik bütün kötülüklerine rağmen unutulabilirler.'


      wg9RRsG0ar4

      Bu sesi asla unutmayacağız
      AYNI DİLİ KONUŞAN DEĞİL
      AYNI DUYGULARI PAYLAŞANLAR ANLAŞABİLİRLER
      ( MEVLANA)

      ŞAİR CEKETLİ ÇOCUK

      Daha hayata gözlerini yumduğun an çok Kazım Koyuncu olmak istediler çok yerini doldurup seni silmek istediler Kazım tulum sesinin kaydesi ile giderken omuzlar üzerinde ağlayan gözlerle yıkandı bedenin sen Tulumu dünya ya laz rock ikilisini duyurdun kulaklara keşke demiycez hiç bi zaman keşek gitmeseydın demiycez Çünü gitmedin ŞAİR CEKETLİ ÇOCUK HELAN YÜREKLERDE DUDAKLARDA İSMİN .iLK GİTArın elinde eski kıyafetlerin hayat mücadelen bakışların KARADENİZİN HIRÇIN DALGALARI GİBİYDİ KAZIMMMMMMMMM DİDO