KUKU
Hemşin’de şimdi tam da KUKU zamanı. Sabah daha gün doğmadan neredeyse gece karanlığında ötmeye başlar kuku.
KUKU’nun sesini her duyduğumda aklıma ise rahmetli babaannemin neredeyse gecenin bir yazısı sayılacak saatlerde gelinine bağırmasını hatırlarım.
“Ka kalkuuuuuuun ! Kuku öymeye başladiiiiiiii!”
Kuku hakkında Hemşin’de çok faklı inançlar vardır.
Kuku doğmadan kalkanın nasibi ve kısmeti bol olur derler. Eğer bir kadını yataktan çıkmadan Kuku üzerine öterse o kadının işleri asla rast gitmezmiş.
Kuku hakkındaki bir başka inanç ise onun mübarek bir kuş olduğudur.
O kadar mübarek bir kuş imiş ki kendisinden küçük çalı kuşları Kukunun ağzına zorla girmeye çalışırlarmış ki Kuku kendisini yesin. Çünkü Kukunun yediği bu kuş cennete gidermiş. Küçücük kuşlar adeta yalvarır ve kendilerini yemesi için zorla Kukunun ağzına girermiş. Bunu defalarca gören dedelerimiz de varmış. Bunun şahitlerinden birdi de benim dedem imiş.
Oysa bu son inanışın ne kadar boş olduğunu İngiltere’de çekilen bir Kuku belgeselinde seyredince gördüm.
Kuku ilginç bir kuş! Yumurtluyor ama kendi yuvasına değil. Köylerde bulunun minicik Çeyir kuşlarının (Mesurik Kuşu) yuvasına yumurtluyor.
Önce yumurtasını bırakacağı bir kuş yuvası buluyor. İçinde yumurta olan ve yeni yumurtlanmış bir yuva bulunca hemen o yuvaya yaklaşıyor. Tabi ki minicik Mesurik Kuşu Kukuyu görünce kaçıyor. Kuku ise hemen yuvaya bir tane yumurta bırakıyor ve bir daha oraya gelmemek üzere orayı terk ediyor.
Mesurik Kuşu yuvasına dönüyor ve yumurtaların üzerine yatıyor. Zaman geliyor ve yavrular çıkmaya başlıyor. Çıkan yavrulardan biri diğerlerinden çok çabuk büyüyor ve annelerinin getirdiği yer yiyeceği diğerlerinden önce kapıyor. Ama anne yine de diğerlerine de yiyecek veriyor. Kuku yavrusu ise anneleri yuvada değilken kanatları ile iteleyerek diğer yavruları yuvadan atıp öldürüyor. Bundan sonra gelen her yiyecek sadece kendisine kalıyor.
Bu arada yavru hızla büyümeye devam ediyor ve bir müddet sonra yavru Kuku annesi ve babasından daha büyük bir hale geliyor. Neredeyse yuvadan taşmaya başlıyor. Çünkü Kuku kuşu bildiğimiz Kumru kadar bir kuş. Anne ve baba yavrularına yem taşırken ağzını açan yavrun ağzına yiyecekleri bırakıyor ama ağzı o kadar büyük ki Kukunun anne va baba neredeyse Kuku yavrusunun ağzında kayboluyor. İşte dedelerimizin gördüğü ve Mesiruk Kuşlarının “Beni ye!” diye tarif etikleri olay bu.
Yani Mübarek bildiğimiz Kuku bu!
Bu site ilk kurulduğu günden beri Kuku resimleri aradım ama bir türlü bulamadım. Nihayet dün gece Kelvdaliç (Göngör Görücü) kardeşimle sohbet ederken bana bir KUMRU resmi gönderdi. Hem de sesi de vardı. Ben kendisine bunun Kumru olduğunu söyledim. Sesini de dinledim. Gerçekten Kumru idi!
Ama bu sırada çok daha ilginç bir şey gördüm. Güngör’ün gönderdiği resimlerden biri daha önce bu sitede gördüğüm bir Kuku resmi idi. Resmin üzerinde de adı Kuckuck olarak yazılmıştı. Hemen Google’de Grafikler bölümüne Kuckuck yazdım. Karşıma neler çıktı anlatamam.
Şimdi bulduğum bu resimleri buraya aktaracağım ama size bir de müjdem olacak. Kevdaliçin gönderdiği adresler içerisinde bir de KUKU’nun nun sesi olan bir site vardı. Onu dinlerken köye gittim geldim sanki.
İşte size gerçek kuku…
Hemşin’de şimdi tam da KUKU zamanı. Sabah daha gün doğmadan neredeyse gece karanlığında ötmeye başlar kuku.
KUKU’nun sesini her duyduğumda aklıma ise rahmetli babaannemin neredeyse gecenin bir yazısı sayılacak saatlerde gelinine bağırmasını hatırlarım.
“Ka kalkuuuuuuun ! Kuku öymeye başladiiiiiiii!”
Kuku hakkında Hemşin’de çok faklı inançlar vardır.
Kuku doğmadan kalkanın nasibi ve kısmeti bol olur derler. Eğer bir kadını yataktan çıkmadan Kuku üzerine öterse o kadının işleri asla rast gitmezmiş.
Kuku hakkındaki bir başka inanç ise onun mübarek bir kuş olduğudur.
O kadar mübarek bir kuş imiş ki kendisinden küçük çalı kuşları Kukunun ağzına zorla girmeye çalışırlarmış ki Kuku kendisini yesin. Çünkü Kukunun yediği bu kuş cennete gidermiş. Küçücük kuşlar adeta yalvarır ve kendilerini yemesi için zorla Kukunun ağzına girermiş. Bunu defalarca gören dedelerimiz de varmış. Bunun şahitlerinden birdi de benim dedem imiş.
Oysa bu son inanışın ne kadar boş olduğunu İngiltere’de çekilen bir Kuku belgeselinde seyredince gördüm.
Kuku ilginç bir kuş! Yumurtluyor ama kendi yuvasına değil. Köylerde bulunun minicik Çeyir kuşlarının (Mesurik Kuşu) yuvasına yumurtluyor.
Önce yumurtasını bırakacağı bir kuş yuvası buluyor. İçinde yumurta olan ve yeni yumurtlanmış bir yuva bulunca hemen o yuvaya yaklaşıyor. Tabi ki minicik Mesurik Kuşu Kukuyu görünce kaçıyor. Kuku ise hemen yuvaya bir tane yumurta bırakıyor ve bir daha oraya gelmemek üzere orayı terk ediyor.
Mesurik Kuşu yuvasına dönüyor ve yumurtaların üzerine yatıyor. Zaman geliyor ve yavrular çıkmaya başlıyor. Çıkan yavrulardan biri diğerlerinden çok çabuk büyüyor ve annelerinin getirdiği yer yiyeceği diğerlerinden önce kapıyor. Ama anne yine de diğerlerine de yiyecek veriyor. Kuku yavrusu ise anneleri yuvada değilken kanatları ile iteleyerek diğer yavruları yuvadan atıp öldürüyor. Bundan sonra gelen her yiyecek sadece kendisine kalıyor.
Bu arada yavru hızla büyümeye devam ediyor ve bir müddet sonra yavru Kuku annesi ve babasından daha büyük bir hale geliyor. Neredeyse yuvadan taşmaya başlıyor. Çünkü Kuku kuşu bildiğimiz Kumru kadar bir kuş. Anne ve baba yavrularına yem taşırken ağzını açan yavrun ağzına yiyecekleri bırakıyor ama ağzı o kadar büyük ki Kukunun anne va baba neredeyse Kuku yavrusunun ağzında kayboluyor. İşte dedelerimizin gördüğü ve Mesiruk Kuşlarının “Beni ye!” diye tarif etikleri olay bu.
Yani Mübarek bildiğimiz Kuku bu!
Bu site ilk kurulduğu günden beri Kuku resimleri aradım ama bir türlü bulamadım. Nihayet dün gece Kelvdaliç (Göngör Görücü) kardeşimle sohbet ederken bana bir KUMRU resmi gönderdi. Hem de sesi de vardı. Ben kendisine bunun Kumru olduğunu söyledim. Sesini de dinledim. Gerçekten Kumru idi!
Ama bu sırada çok daha ilginç bir şey gördüm. Güngör’ün gönderdiği resimlerden biri daha önce bu sitede gördüğüm bir Kuku resmi idi. Resmin üzerinde de adı Kuckuck olarak yazılmıştı. Hemen Google’de Grafikler bölümüne Kuckuck yazdım. Karşıma neler çıktı anlatamam.
Şimdi bulduğum bu resimleri buraya aktaracağım ama size bir de müjdem olacak. Kevdaliçin gönderdiği adresler içerisinde bir de KUKU’nun nun sesi olan bir site vardı. Onu dinlerken köye gittim geldim sanki.
İşte size gerçek kuku…
Hala tanımamışlar / Hemşin'deki BİZ'leri / Hemşin temizleleyecek / İçindeki TİZ'leri...