Hemşin ve Azerbeycan

      Hemşin ve Azerbeycan

      Azerbeycan Kafkas Üniversitesinden staj yapmak için Çalıştığım kuruma gelen genç Azeri arkadaşla Hemşin yöresinde kullanılan bazı kelimeleri karşılaştırma fırsatı buldum.

      Sadece yöremizde kullanılan ve bazı ardniyetli kişilerin başka dillere yamamaya çalıştıkları bir çok kelime Azerbeycan'da da kullanılmakta. Lafı uzatmadan birkaç örnek vermek istiyorum;

      Hemşin'de----------------------------------Azerbeycan'da

      Afkurmak-----------------------------------Hürmek yada hürmak
      ağuvağ--------------------------------------ahuvah
      hander kalsın------------------------------andıra kalsın
      bet, betluk---------------------------------bed
      becit-----------------------------------------becit (bizden farklı bir anlamı varmış)
      çaynik----------------------------------------çaynik (Rusça )
      çimmek--------------------------------------çimmek
      çize, çizeli------------------------------------çiskili
      çuğa------------------------------------------çuğa
      darlanmak-----------------------------------darığmak
      emice----------------------------------------emi
      gön ------------------------------------------gön
      helez, ğelez---------------------------------kelez
      haşlak ----------------------------------------haşhaşol
      hazetmek------------------------------------hezalmak
      herg-------------------------------------------arğ
      incemaraz------------------------------------merez
      istikan-----------------------------------------istekan
      kargana---------------------------------------gayganak
      kartopi (patates)--------------------------kartof
      kayiş------------------------------------------- kayış
      kelle------------------------------------------- kelle
      kete-------------------------------------------kete
      teyere (kopri) --------------------------- dehre
      kudik------------------------------------------kücük
      pilita-------------------------------------------pilita (rusça )
      lobya------------------------------------------lobiya
      meci-------------------------------------------imeci
      muğ-------------------------------------------mığ
      nebedi----------------------------------------ebed
      pisik (kedi)-----------------------------------pişik
      pun--------------------------------------------hin
      sifet (yüz)------------------------------------sifet
      suğari -----------------------------------------suğari (rusça)
      uşak--------------------------------------------uşağ
      zayolmak------------------------------------ zayiçığtı
      zibil (çöp)------------------------------------zibil

      Not:
      Daha yaşlı yada köyede yaşamış bir Azeri ile konuşma fırsatı bulsam inanıyorumki çok daha fazla ortak kelime bulabilirdik.

      AZERİ LEHÇESİ

      MUSTAFA KARDEŞİMİZ İYİ BİR TESPİT YAPMIŞ.HEMŞİNİMİZ ESSASINDA TARİHİ BAĞLARI OLARAK KAFKASYA VE HAZARLA BAĞLANTILI OLDUĞUNU HEPİMİZ BİLİYORUZ.ZATEN AYIRT ETMEK DE ZORDUR.ÇÜNKÜ HEMŞİNE GELEN ATALARIMIZ HAZAR YOLUNDAN GELMİŞLERDİR.
      YİNE ANADOLUDAN EVVEL AZERBAYCAN TÜRKLEŞMİŞTİR.DAHA SONRA ANADOLU TÜRK YÖNETİMİNE GİRMİŞTİR.TÜRK EDEBİYATINDA AZERİ LEHÇESİ EN ÖNEMLİ TÜRK LEHÇESİDİR.YANİ AZER DİLİ DEĞİL LEHÇESİDİR.
      BU BENZERLİK ASLINDA HEMŞİN İN DE AZERİ LEHÇESİYLE BENZERLİK/ETKİLEŞİM GÖRDÜĞÜNÜ GÖSTERMEKTEDİR.

      BURADA KARŞILAŞTIRMALI EDEBİYAT BÖLÜMÜNDE BİR AZERBAYCAN UYRUKLU PROFESOR VAR ,FIRSAT BULURSAM BİR DE ONUNLA BU BENZERLİĞİ İNCELERİM.
      sadece azerbaycan lehcesinde degil, diger tüm tütk lehcelerinde, bizim lehcemize benzer kelimeler var.

      bu, bizim lehcemiz ile diger lehceler arasinda oldugu gibi, o lehcelerin birbiri arasinda olup, bizde olmayanlarda var.

      mesela,( cindeki)uygur türkleri lehcesi ile (macaristandaki) kuman türkleri lehcesi arasinda bircok benzer kelimeler var.

      ve gene, kipcak türkleri ile hemsin türkleri lehcelerinde bircok benzerlikler var. hele hele hazar türk lehcesinde benzer kelimeler o kadar fazlaki.

      ****

      benim kizdigim, dil bilimini bilmeyen, ligustik kurallarindan habersiz bazi cahillerin, kendi kendilerine birseyler uydurup, sonuclar cikartmaya calismalari. bizim güzel lehcemizi, baska biryerlere yamamak istemeleri yokmu. gelde beduva etme.


      ****

      dil birliginde asil önemli olan, cümle yapisidir. kelimeler zaman icerisinde vurgu degisimine ugrayabilir. yabanci kelimeler dile girebilir veya bazi kelimeler unutulabilir. bazen, cocuklarin kendi aralarinda kullandiklari bir kelime, daha sonra toplumun kullandigi ve sözlüklere giren bir kelime haline gelebilir. ama dilin cümle yapisi, grammeri degismez.
      Türk olsam olmasam, ben Türk dostuyum,
      Türk olsan olmasan sen Türk düşmanı!
      Çünkü benim gayem Türk'ü yaşatmak
      Seninki öldürmek her yaşatanı!

      Ziya Gökalp
      1994-1998 yılları arasında rusyanın başkenti moskovada çalışıyordum.Orda azeri kardeşlerimizle çalışma fırsatım oldu.Mustafaya katılıyorum ve destekliyorum katıksız anlaşabiliyordum azerilerle ...(Bir şey daha eklemek istiyorum azerilerle konuşamıyorum diyen bizim TÜRKÇE DEYİMLER SÖZLÜĞÜNÜ ALSIN okusun azeri dili bizde deyimleşmiş kelimelerden oluştuğuna kanaat getireceksiniz.)
      "Can ile bizden eğer hoşnut ise Canımız.

      Cana minnettir O'nun kurbanı olsun Canımız.

      Canımı canan eğer isterse, minnet Canına.

      Can nedir ki, onu kurban etmeyem Cananım'a..."
      TÜM TÜRKÇE KONUŞULAN DİLLERDE ÇOK ORTA BİR NOKTA VAR.
      G SESİNİN KULLANILIŞI Kİ BU HEMŞİN AGZINDA DA ÇOK KULLANILIR. BU SES KULLANLILIKEN AĞIZDAN DÜZ OLARAK ÇIKMAZ. MESELA KAFAN(G)A, BABAN(G)A, NEREN(G)DE DERKEN DİL BADEMCİĞE YAPIŞIR. BU KULLANIŞ HEMŞİNDE OLDUĞU GİBİ TÜM TÜRK DİLLERİNDE VARDIR.
      AYRICA HEMŞİN AĞZINDA KULLANILAN TÜRKÇE OLMAYAN KELİMELERİN İÇİNDE TEK BİR TANE FİİL KÖKENLİ KELİME BULUNMAZ. HEPSİ İSİM SOYLU KELİMELERDİR.
      Yöremizde kullanılan kelimelerin köklerine yada kelime yapılarına biraz dikkatle bakınca bu kelimelerin Türkçenin genel karakteristik özelleklerini taşıdığı açıkça görülür.

      Bir çok kelime zamanla telafuz değişikliğine uğramış. Ancak kelimeler üstünde biraz düşününce bir çoğunun kökünü hemen bulabilirsiniz.

      Msela yöremizde kullanılan " Haşlak" yada ,"haşlak olmak" kelimesinin kökü "Haşhaş" tan gelmektedir. Haşhaş bilindiği gibi bağımlılık yapan bir bitki. "Haşlak olmak" deyimi de zaten bağımlı oldum, alışkanlık yaptı anlamında kullanılmaktadır. Azerbeycanda da "haşhaşol" olarak kullanılmakta sadece arada küçük telafuz farkı var.

      Yine yöremizde kullanılan "kevdaliç" (lahana ezmek için kullanılan bir çeşit tahta tokaç gibi birşey) kelimesinin nerden gelmiş olabileceği yada ne anlam taşıdığını düşününce bakın ne buldum.

      kevi-dal-içi :) zamanla telafuzu değişmiş ve kevdaliç olmuş diye düşünüyorum.

      gerçekten bu tokaç gibi şey sağlam ağaçtan yapılır. Çünkü suya ve sıcağa dayanıklı olması lazım.

      "Bulme" kelimesi de "bölme" nin hemşin tavrıyla söylenişidir,

      "esevaspak" , "esevastofirulla" , "tovaspak" "esee" kelimeleri de "tövbeistiğfar" ın hemşin tavrı ile söyleyişinden başka bir şey değildir. Hepsinin kökeni "tövbeestafirullah" kelimesidir.

      Bunun gibi bir sürü kelime örneği verebilirim ama şimdilik bu kadar yeter:)

      KEVDALİÇ

      Diğerlerine bişe demem de KEVDALİÇ öyle olmayabilir. Çünkü bizde KEVDALİÇ diye kurbağa yavrusuna derler. Hadi şu bazılarının BAŞIBÜYÜK dedikleri henüz 1-2 cm ve uzun kuyruklu olduğu dönemdeki adıdır.
      Lağana ezmekte kullanılan Kevdaliç biraz ona benzemiyor mu?
      Hala tanımamışlar / Hemşin'deki BİZ'leri / Hemşin temizleleyecek / İçindeki TİZ'leri...

      ÇOK GÜZEL

      ÇOK GÜZEL BİR TESPİT AYNISI LAZCA DA DA VAR MEGRELCE VE GÜRCÜCE DE...

      BU KELİMELERİ DAHA PROFESYONEL İNSANLAR ARAŞTIRIP HEMŞİN ŞİVESİ CANLANABİLİR...

      VE HEMŞİN ŞİVESİNİ ANLATMAK VE AKTARMAK İÇİN ÇALIŞMALAR LAZIM BEN VARIM EĞER BÖLE BİRŞEY OLURSA...

      ELLERİNE SAĞLIK MUSTAFA ABİ SÜPER OLMUŞ....
      Hak(cc) kuluna eyler nazar
      Dört kalıptan Adem dizer
      Kalleş gelmiş CUMHURİYETİ bozar
      ATAM sana haber olsun

      ENELHAK
      Şakir abi, ben zaten dilbilimci değilim, yazdıklarım sadece kendimce mantık yürüterek ulaştığım sonuçlar. kesinlikle hiçbirşeyi İddia etmiyorum , olabilir diyorum:)

      Sizin bahsettiğiniz kurbağa yavrusu bilkide ismini lahana ezmek için kullanılan Kevdaliç ten almıştır. Şekil olarak birbirlerine beziyor tabiki. Ama hangisi hangisinden ismini almış o biraz şüpheli değilmi:) Çünkü kurbağa yavrusunun başka ismi de var sizin dediğiniz gibi.

      başka bir örnek daha vermek istiyorum, Özellikle Çamlıhemşin taraflarında evlerin çatı altındaki bölüme "oçhana" derler. Bizim hemşinde genelde dirani, yada derani olarak bilinen yer yani. Burası bilidiğimiz gibi OT saklama yeridir. Bence "Oçhana" kelimesi "OTHANE" kelimesinin biraz telafuz değiştirmiş şeklidir. OT kelimesi de HANE kelimesi de Türkçedir.

      Dirani kelimesine de dikkat edilirse " ani" kelimesi "han" yada "hanı" kelimesini çağrıştırıyor.

      Bir başka Örnek daha vereyim,

      "Serander" kelimesi de "Seyran yer" yada "serin yer " kelimesinden geliyor diye düşünüyorum. zamanla serander olarak değişmiştir kanımca. Serander lerin mimarisini düşünürseniz, gerçekten rutubetten korunmak için kenarları hatta tavan ve taban döşemeleri aralıklıdır ve seyrandır :)
      Mustafa Kardeşim elbette ki hiçbirimiz dilbilimci değiliz. Ancak senin verdiğin örnekleri çoğaltmak mümkün.
      Mesela; Bihamla.

      Bihamla= Çabuk, acele, en kısa zamanda anlamlarını taşımaktadır. Yani Bir Hamle'de gibi. Bu dilimize BİHAMLA olarak girmiştir.

      SERENDER açıklaman konusundaa da sana katılıyorum. Serender hiç bir sözlükte yok ama bizde bazı kadınlarımız SERENDER'e SERENGER de derler. Bence anlamı Serin Yer anlamında olabilir.

      Daha önce de dediğim gibi Hemşin inanılmaz bir kültür hazinesine sahip. Eğer vaktim olsa köy köy dolaşarak daha önceden hazırladığım Hemşin'de kullanılan kelimeleri o köylerde sorar ve Şive farklılıkları ile kaydederdim.
      Böyle bir çalışma inan ki Akademik Bir Tez kadar etkili olurdu.
      Hala tanımamışlar / Hemşin'deki BİZ'leri / Hemşin temizleleyecek / İçindeki TİZ'leri...

      GÖREV BAŞKASININ

      Doruk Kardeşim;
      Bizim bu konudaki tüm gayretlerimiz amatör bir sevginin ortaya konulmasından başka bir anlam taşımaz. Çünkü dil konusunda hiç birimiz uzman değiliz.
      Yapılması gereken Hemşin Belediye Başkanlığı, Hemşin Kaymakamlığı, Üniversiteler gibi kurumların bu işi uzmanlarına havale etmesi.
      Ben bu konunun Akademik Tez konusu olduğuna inanıyorum.
      Üniversitede okuyan ve Türk Dili ile ilgili alanda yüksek lisans yapan öğrenciler için bile bulunmaz bir alan.
      Umarım ki bu anlamda birilerinin dikkatini çekebiliriz.
      Hala tanımamışlar / Hemşin'deki BİZ'leri / Hemşin temizleleyecek / İçindeki TİZ'leri...
      Şakir abi,

      Bu konuyla ilgili olarak bu sitedeki başka bir yerde, işin kurumsal olarak biran evvel ele alınması gerektiği şeklinde fikrimi belirtmiştim. Her kim tarafından yapılacaksa, kişi veya kurum farketmez bu işler maddi destek ister. maddi yönden desteklenmemiş bir çalışma neticeye varamayacaktır. Hemşin ile ilgili kurulmuş onca vakıf ve derneklerin her biri ayrı bir cumhuriyet kurmuş çalışmaya çalışıyorlar. Bence bu işe en iyi çözüm, güçlü dernekler meydana getirip oradan yürümek. Ama iki adamı bir araya getirmek deveyi hendekten atlatmaktan zor. Hemen gruplaşmalar başlıyor, hemen tahakküm etme eğilimleri görünüyor. (Adamın esası benim gibi)

      Bunları görüp yaşadığım için bin senzenişte bulunuyorum.
      İşte bu konuda sonuna kadar haklısın Yasin Kardeşim. Lazca ile de ilgili aynı şey olmadı mı?
      Ülkede bu kadar üniversite ve bilim adamı varken Laz Alfabesini bile bir Japon bilim adamı şekillendirdi. Bu arada adam 2 sefer de farklı amaçlarından dolayı sorgulanıp sınırdışı edildi.
      Şimdi aynı oyunlar Hemşin üzerine oynanıyor. Hemşinliye bir başka kökenden ırki dayatma yapanlar özellikle dil hakkında bir şey bulamadıkları için Hemşin'de kullanılan kelimelere farklı köken dayatma peşindeler. Bu çalışmaları kendi bilim adamlarımzı yapmadığı takdirde yine bir Japon, Musevi, Alman, İngiliz vb. birileri olayı kasıtlı olarak ajite etmek için bu alana dalacaklar.
      Maalesef Derneklerimiz ve Vakıflarımızın ssizn gösterdiği hassasiyeti gösterecek kadar bilinçli yöneticileri yok.
      Bu konu ile ilgili oalark ortak bir çalışma yaparak tüm dernek, vakıf ve üniversitelere görevlerinmi hatırlatacak bir baskı grubu oluşturmalıyız.
      Bu konu ile ilgili olarak bir örnek vermek isterim.
      Benzeri hiç bir sitede olmayan ve Karadeniz siteleri içinde bu konuda tek olan hemsinliyiz.biz sitemizde bir bölüm var.
      Osmanlı Dönemi Mezar Taşları.
      Sevgili Veysel Atacan Abimizin gayretleri ile ortaya çıkan eseri bu siteye sevgili kardeşimiz Name Kobal tarafından aktarıldı.
      Ben konu hakkında araştırma yaparken gördüm ki Toroslarda Osmanlı döneminden kalma 2 tane Mezar taşı için bir üniversite hocamız bir bilimsel makale hazırlamış.
      Oysa Hemşin'de aynı mezar taşları ve kitabelerinden onlarcası var ve aratırmayı bekliyor.
      Yapacak çok işimiz var. Ama önce herkes buna inanmalı.
      Selam ile...
      Hala tanımamışlar / Hemşin'deki BİZ'leri / Hemşin temizleleyecek / İçindeki TİZ'leri...

      SES DÜŞMESİ

      Hepimiz aynı ayrıntıya takılıyoruz bence..SES DÜŞMESİ.Türk insanımızın yöre ağzı diye tabir ettiği veya kolayına geldiği gibi sesleri kullanması ne dersiniz.Başta hakiki eğitim şart tabiiki..Türk dili ve edebiyatına hakim olup sahip çıkarsak kimse bizi bozamaz inancındayım.Yoksa okullarda okuduğumuz dilbilgisi dersleri okulda kalırsa daha çok hayretler içinde kalır kendi dilimizi bile yabancı bir dilmiş gibi algılar vede araştırırız.


      SES OLAYLARI

      1. Ses türemeleri
      Ünlü türemesi ve ünsüz türemesi şeklinde görülür:

      a) Ünlü türemesi

      Genellikle, alınma kelimelerde görülen bu ses olayına Türkçe kelimelerde de rastlamak mümkündür. Ünlü türemesi kelimenin başında, ortasında veya sonunda olabilir: station > istasyon, scala > iskele, limon > ilimon, Recep>İrecep; tren > tiren, kral > kıral, spor > sipor; akl > akıl, ömr > ömür; bircik > biricik, giderkene.

      b) Ünsüz türemesi

      İki şekilde görülür. Birincisinde, ünlüyle biten kelimeye ünlüyle başlayan bir ek getirileceği zaman bu iki ünlü arasında yardımcı bir ünsüz ( y, n) tü­rer: bilgi-y-e, Ali-y-i, sevdi – y – di, soru – y - u; bu-n-u, şu-n-u, evi-n-e.

      İkincisi, -daha çok ağızlarda- ünlüyle başlayan kelimelerin başında y, h ünsüzlerinin türemesi şeklinde görülür: avlu>havlu, ayva>hayva, elbet>helbet, ücra>hücra, örümcek>hörümcek; ıldız>yıldız, ırak>yırak, inmek>yinmek.

      2. Ünsüz ikizleşmesi
      Kelime içinde bir ünsüzün iki defa söylenerek ikizleşmesi olayıdır. Daha çok ağızlarda görülür: yeddi, sekkiz, dokkuz, eşşek; bilemedim> bilemmedim, sakız>sakkız; anne (<ana), elli (50) (<elig).

      Ünsüz ikizleşmesi, ünsüz türemesinin özel bir türü olarak da değerlendirilebilir.

      3. Ses düşmeleri
      Kelimedeki bir veya birkaç sesin, dilin ses özelliklerinden kaynaklanan sebeplerle düşmesi olayıdır. Kaybolan sesin kelimedeki yerine göre ve kaybolma şekline göre aşağıdaki şekillerde incelenirler:

      a) Ön ses düşmesi: ısı+cak > sıcak.

      b) Orta hece ünlüsünün düşmesi

      Orta hecenin vurgusuz olması sebebiyle, özellikle ğ, r, y, z zayıf ünsüzlerinin yanındaki ünlünün düşmesi olayıdır: ağızı > ağzı, boyunum> boynum, buradan > burdan, buyuruk > buyruk, dirilik > dirlik, gazete > gazte, kıvırım > kıvrım, oğulu > oğlu, satılık > satlık, yalınız > yalnız, yanılış > yanlış.

      c) Ünsüz düşmesi

      Seslerin birleşmesi sırasında söyleyiş güçlüğü veya zayıf sesler (g, h, n, l, r, y, z) sebebiyle bir ünsüzün düşmesi olayıdır: küçük+çük > küçücük, ufak+rak > ufarak; kağan > kaan, soğan > soan, soğuk > souk, uğur > uur; yapurgak > yaprak; çift > çif, bir daha> bi daha, geliyor > geliyo.

      ç) Hece düşmesi

      Peş peşe gelen ve sesleri birbirine benzeyen hecelerden birinin düşmesidir: alıyor (<ala yorır), başlayım (<başlayayım), budur (<bu durur), pazartesi (<pazar ertesi), söyleyim (<söyleyeyim).

      d) Tekleşme

      Genellikle alınma kelimelerdeki aynı cinsten ve yan yana bulunan iki ünsüzden birinin dilin ses özelliğine uyarak düşmesidir:Edebiyyat > edebiyat, hammâl > hamal, kemmiyyet > kemiyet, medeniyyet >medeniyet.

      e) Ünlü birleşmesi

      İlki ünlüyle biten, ikincisi ünlüyle başlayan ve her zaman birlikte kullanılan birleşik kelimelerde, peş peşe gelen ünlülerin kaynaşarak bir ünlü hâline gelmesiyle ortaya çıkan ses olayıdır: bulamaç (<bulama+aş), cumartesi (<cuma+ertesi), Delorman (<Deli orman), kahvaltı (<kahve+altı), nasıl (<ne+asıl) niçin (<ne+için).

      f) Hece kaynaşması

      ğ, h, y zayıf ünsüzleri bazen iki ünlü arasında eriyerek kaybolur, kalan iki ünlü kaynaşarak tek ünlü olur. Dolayısıyla bir hece eksilmiş olur: âb (< ağabey), ayol (< ay oğul), eczâne (< eczâhâne), eyvallah (< eyi vallah), pastane (< pastahâne), peki (< pek iyi).

      4. Yer değiştirme (göçüşme)
      Kelimedeki iki ünsüzün yer değiştirmesi şeklinde ortaya çıkan ve ağızlarda çok görülen bir ses olayıdır: gibi-bigi, cereyan-ceyran, çömlek-çölmek, ekşi-eşki, gömlek-gölmek, ileri-ireli, kibrit-kirbit, kirpi-kipri, kirpik-kiprik, köprü-körpü, lânet-nalet, memleket-melmeket, Meryem-Meyrem, ödünç-öndüç, öğrenmek-örğenmek, sarımsak-samırsak, toprak-torpak, yalvarmak-yavralmak, yüksek-yüsgek. Bu örneklerde birinci şekiller doğru, ikinciler yanlıştır.

      5. Benzeşme (asimilasyon)
      Kelime içinde bir araya gelen seslerden birinin diğer sesi kendisine benzetmesi demek olan benzeşme, Türkçede çok görülen ses olaylarından biridir. Benzeşme, yan yana gelen sesler arasında olabileceği gibi uzakta olan sesler arasında da mümkündür.

      Türkçenin ses kurallarının çoğu, benzeşmeyle yakından ilgilidir. Bunlardan en önemlileri ses uyumlarıdır. (Ses uyumları konusu yukarıda anlatıldığı için burada tekrar edilmeyecektir.)

      Benzeşme, çeşitli şekillerde görülür:

      a) İlerleyici benzeşme

      Önceki ünsüzün, sonraki ünsüzü kendine benzettiği benzeşmedir: anlamak > annamak, bunlar> bunnar, karanlık > karannık, nişanlı > nişannı, samanlık > samannık, yazsınlar > yazsınnar.

      b) Gerileyici benzeşme

      Sonraki ünsüzün, önceki ünsüzü kendine benzetmesi olayıdır: birlikte > billikte, gözsüz > gössüz, kalmazsa > kalmassa, tarla > talla, terli > telli, türlü> tüllü.

      c) Oluşum noktası benzeşmesi

      Kelime içinde yan yana bulunan ünsüzlerden birinin diğerini kendi oluşum noktasına çekmesi olayıdır: Anbar, onbaşı, çarşanba, penbe, perşenbe kelimelerindeki b dudak ünsüzü yanındaki n’yi kendi oluşum noktasındaki bir diğer dudak ünsüzü olan m’ye çevirerek kelimelerin ambar, ombaşı, çarşamba, pembe, perşembe şekline dönüşmesine sebep olmuştur.

      6. Ses değişmeleri
      Bir sesin başka bir sese dönmesiyle ilgili ses olayları aşağıda sıralanmıştır:

      a) Orta hece ünlüsünün değişmesi

      Orta hecenin vurgusuzluğu ve y sesinin zayıflığı sebebiyle orta hecedeki geniş ünlünün daralması olayıdır: başlıyor (<başla-yor), diyor(<de-yor), gülmüyor (<gülme-yor), yiyor(<ye-yor).

      b) Sedalılaşma (yumuşama)

      Kelime sonunda iki ünlü arasında kalan p, ç, t, k sedasız seslerinin sedalılaşarak b, c, d ve g’ye dönmesidir: çorap+ı > çorabı, genç+i > genci, kanat+ı > kanadı, konak+a > konağa.

      Tek heceli kelimelerin çoğunda ve sedalılaşma olduğunda anlamı değişecek kelimelerde yumuşama olmaz: atı, haçı, saça, suçu, otu.

      c) Aykırılaşma

      Birbirine benzeyen veya aynı olan iki ünsüzden birinin başkalaşmasıdır: ahçı (<aşçı)*; aktar (<attâr), muşamba (<muşamma).Türkçede ikiz ünlü (şedde) bulunmadığı için alınma kelimelerdeki ikiz ünlüden biri değişmiştir.

      Bunların dışında da ses değişiklikleri vardır: inmek - enmek, demek –dimek, yemek - yimek (e - i); börek - bürek, büyük – böyük, güzel - gözel (ö - ü); kuş - guş, koyun - goyun (k - g) parmak - barmak, pastırma - basdırma (p - b); ben - men, binmek - minmek, boncuk - muncuk (b - m); ögmek - öğmek - övmek, dögmek - döğmek - dövmek, (g-v); kogmak-koğmak-kovmak (ğ-v); tag>dağ.

      Yukarıda sıralanan ses olaylarından bazıları ağız özelliklerinden kaynaklanır ve sadece söyleyişle ilgilidir. Bu kelimelerde görülen ses olayları, yazı diline yansıtılmaz. Konuşma diliyle yazı dilinin birbirine mümkün olduğu kadar yaklaştırılması, söyleyişe ait bu özelliklerin kültür diline, ortak dile taşınmamasıyla sağlanacaktır.

      Türkçenin ses özellikleri iyi bilinmekle herhangi bir kelimenin Türkçe olup olmadığı kolaylıkla ayırt edilebilir. Ana dile sahip çıkma bilinciyle anlamdaş kelimelerden Türkçe olanları seçmek de kolaylaşır. Ses ve yapı özelliklerine göre Türkçe olan kelimeler kullanmaya özen gösterilmelidir.

      Uyarılar:

      1. Dildeki bu ses olaylarından sadece söyleyişte kalanlarla yazı diline geçenler arasındaki farklara dikkat ediniz: ombaşı - onbaşı, Istambul - Istanbul, gelcekler - gelecekler, barmak - parmak, bilmeyor - bilmiyor vb. örneklerde olduğu gibi.

      2. Ses özellikleri ve ses olaylarının kelimelerin imlâsıyla doğrudan ilgili yönle­rine bilhassa dikkat edilmelidir: trend - tirend, spor - sipor, uğur - uur, biçki - biçgi, içki - işgi, gazete - gaste / gazte, memleket - melmeket, eczahane - eczane, sütçü - südcü, işçi - içci, çift - çif, gibi örneklerde önce yazılanlar doğru, sonrakiler yanlıştır.

      3. babası, altışar gibi örneklerdeki s, ş ünsüzleri koruyucu ünsüz (yardımcı ses) değildir.



      Örnekler ve konu çoğaltılabilir.Merak eden arkadaşlarım Türk dilbilgisi konularını biraz araştırarak sonuca inşallah ulaşabilirler.

      Sağlıcakla kalın
      "Can ile bizden eğer hoşnut ise Canımız.

      Cana minnettir O'nun kurbanı olsun Canımız.

      Canımı canan eğer isterse, minnet Canına.

      Can nedir ki, onu kurban etmeyem Cananım'a..."
      Şakir Abi,
      Bu sitede, hemen hemen Hemşin'in her köyünden arkadaş var.Üstelik de kelimelerin köylerindeki kulanımına ve şihvelerine hakimler.
      Projen için ön hazırlık da olması babında;bence burada excel işleyişi mantığında küçük bir köşe açabiliriz.Kelimenin önce bugünün istanbul ağzındaki kullanışını yazar,daha sonra da diğer köylerdeki telavuzlarını gireriz olmaz mı?
      "Gelecek de, birgün gelecek"
      Bu konuda, güclü bir üniversitenin dil profesörlerinden birine teklif götürülse. o profesör, ögrencilerinden bir kac tanesine bu konuda doktora ödevi verse, meselenin cözümü icin ilk adim atilmis olur.

      bu konuda, üniversitelerle kontak kuracak biri yokmu aramizda?

      *********

      Birileri, almanyadaki üniversitede, uzaktan arastirma yaparak, hemsin meselesini, lehcesini arastiriyorlar. tabii bunu yaparken, hemsini cok sevdikleri icin yapmiyorlar herhalde.
      Türk olsam olmasam, ben Türk dostuyum,
      Türk olsan olmasan sen Türk düşmanı!
      Çünkü benim gayem Türk'ü yaşatmak
      Seninki öldürmek her yaşatanı!

      Ziya Gökalp

      AYNEN BUNU SÖYLÜYORUM

      Arif Kardeşim;
      Aynen sizin teklifinizi söylüyorum ben de. hemşin Şive sözlüğü Alfabetik şekilde yayınlansa hem eksik kelimeleri görürüz hem de faklı şiveleri ekleyebiliriz.
      Zannederim bu zaman içinde olabilir.
      Mutlu Kardeşimiz sitenin yeni versiyonu için oldukça yoğun bir emek harcadı. Kendisine bir müddet dinlenme izni vermeliyiz.
      Hala tanımamışlar / Hemşin'deki BİZ'leri / Hemşin temizleleyecek / İçindeki TİZ'leri...
      Ben azerilerin ve hemsin kelimelerine baktim yanliz yazdiginiz kelimeler , hic türkceye benzer bir tarafi var oldugu bana gelmedi , türkceye bakarsaniz ve o kelimelre bakarsaniz türkce diline hic uymuyor gibi geldi bana , buna en iyisi dediginiz gibi dil bilimcisi lazim , Azeri türkcesine ve türkmenistan türkcesine baska dillerden kelimeler girmis bu bellidir .

      Bide yukarda serender yazmisiniz biz bu serendere serender demiyoruzki biz naliye diyoruz ve bu naliye kelimeside gürcüce bir kelimedir , yanliz simdi karadenizde genelde bizler ve gürcüler naliye dedigimiz icin bu biraz türkceye cevirilmis ve nalya diyorlar türkcede artik , cünkü türkceye naliye uymadigi icin nalya diyorlar .Yani simdi kimse diyemez bu nalya yada naliye kelimesi türkcedir cünkü zaten asil türkcede ismi serender.