Yöremizden Yaşanmış Gerçek Hikayeler

      şimdi bi gün bizum köydeyik alimevinde kına gecesi var hava kapondi yavaş yavaş kurbağalerda ortaya çikmaa başladi obi köyun dügunçilerida yavaş yavaş gelmaa başladile bizda 4-5 kişi muhabbet ediyoruz unden soğa bitone da kurbağa köşede pusmiş :D aşaden yukariyada ikitone kez geliyor herneyse kezler geçerken kurbağa bi zipladi bunlerun ogina kezler da u korkuylen eyi bi bağerdiler...unden soğa ekan abi değila biri var bizum yonumuzde gitti kurbağan yonina dediki..

      -oro misafirlee oyle davrenelur mi, bidaha görmeyim seni eyeklerungi kererom yuru bakeyim evunga dedi... tebii biz o gün sabaha kadar gülmişiduk hatirladukçeda gülerom hey gidi günler :D:D
      ....................................COLOR]

      Ğozanumun çiçeği

      Orta okul yıllarında yazın genelde yaylada çobana giderdim.Bir gün sığırlarla eve gelirken nazarboz duvarı aşıp ne koparırsam kardır misalı rahmetli kadem dayının tarlasına daldı.Kadem dayıda genelde taşbaşında durup çimenliğine nöbet tutuyordu.O gün hava dumanlı olduğu için bizi görmemişti.Fakat yanından geçerken bana kızmaya başladı ,çayırluğumi niye otardun diyerek.
      Dedum kadem amca hava dumanlı bizi görmedun niye bana kızıyorsun dedim.
      Yalan söyleme seğerun ağziden sarkan çiçeği görmuyormusun,o benum ğozanumun çiçeğidur,başka yerde yetişmez dedi.
      Meğer nazarbozun ağzından bir çiçek sarkıyordu,beni resmen ele verdi.
      fırtına dereli
      köyün kahvesinde avcılık muhabbeti yapıyorlar neyse öyledir böyledir derken hayati amca içeri giriyor,oda muhabbete giriyor tabii,
      diyoki
      -huseyin dooki avler temmuzun onbeşinde ancak yavrilaa onbeşinden önce ave çikilmez...(kızgın bi şekilde)to kardeşum sanki kendi ekmiş nerden biluu bu kada yaaa :D :D
      BU VATANI HİÇ BİR MENFAATİ OLMAKSIZIN SEVEN GERÇEK TÜRK MİLLİYETÇİLERİ DAHA SON SÖZLERİNİ SÖYLEMEMİŞLERDİR.]
      ayder halada akşam olmuş kahvede herkes THE GOD FATER 1 izliyor neyse filmde oynayacak oyuncuların isimlerini söylüyorlar tv den
      MARLON BRANDO der demez arkadan yaşli bi emice

      -too naylon bıranda olirmi hiç tez yirpanur :D :D
      BU VATANI HİÇ BİR MENFAATİ OLMAKSIZIN SEVEN GERÇEK TÜRK MİLLİYETÇİLERİ DAHA SON SÖZLERİNİ SÖYLEMEMİŞLERDİR.]

      ELLİ MELLİ BİLMEM KIRKTEN AŞAĞA VERMEM

      Eskiden HEMŞİNE Pazarli kasaplar gelir,köylerden hayvan alırlardı.Bizim köyeden Ayşe halamın da satılık bir hayvanı vardir.Günlerden Cumartesi köyün Muhtarı ile Nahıyeye haber gönderir,kasapların gellip hayvanını bakıp almasını ister.Bu arada kafasında da birakam vardır,o fıiat'tan aşağıya vermeyecektır.Nihayet kasaplar gelir,ahırın kapısını açar,kasaplar hayvanı inceledikten sonra dışarıya çıkarlar.Hala hayvanın ancak 50 LİRA eder derler.Paradan anlamayan Ayşe halamın da kafasında 40 LİRA vardır.
      Ayaşe Halam kasaplara dönerek ,birazda kızgın bir ifadeyle: ELLİ MELLİ BİLMEM KIRK'TEN AŞAĞA VERMEM der.
      Tabii yanında olanların Gülüşmelerinden sonra ellinin kırkten fazala olduğuna inandirilarak hayvanını satar.
      ALLAH RAHMET EYESİN.

      NEZEVORE OLURSUN

      Seksenli yıllar. Lokantanın öğlen servisine spor akademisinden öğrenciler geliyor.
      Kızlardan biri ayran istiyor babam ayranı veriyor. Kız emice tuz varmı diyor babam biraz tuz atıyor. Kız emice o yetmez diyor alıyor tuzluğu bayağı tuz döküyor. Babam kızım o kadar tuz dökme diyor. Kız olsun emice. Babam kızım bak o kadar tuz dökme sonra NEZEVORE olursun diyor. Kızın anladığı yok tabii. Olayim emice olayim diyor..

      Not (Kelimeyi yanlış hatırlamış olabilirim ama anlamı bildiğim kadarıyla ineklerin eş aradığı dönem oluyor. :) )
      Matematik YARADANIN Yeryüzündeki imzasıdır.
      Yıl 1954! O zaman telefon filan yok. Babam Ankara’da Anadolu Kulüp’de çalışıyor. Kara kışın ortasında günlerden bir gün rahmetli dedemden babama bir telgraf geliyor. Telgraf 2 cümle;
      “Seni everdik. Acele köye gel!”
      Babam şaşırıyor ama hemen köye de gitmiyor. Köye gitmek için tam 8 ay bekliyor. Bu arada anam da köyde düğününde olmayan damadı bekliyor.
      Anam bir gün ormandan odun getirirken Rahmetli Hüseyin amcam (O zaman henüz 6-7 yaşında) anamın çalıştığı yere gelip müjdeyi veriyor.
      “Yengeeeeee !Ağabeyim geldiiiiiii!”
      O zamanlar gelinlik var. Anam eve geliyor ama kapıdan giremiyor. Evde yapılacak ne iş varsa yapıyor ama eve de arka kapıdan giriyor ve doğru bulmasına çekiliyor. (O zamanki evimiz vaisli idi. Dedem ve kardeşi evi heetten ortadan ikiye bölmüşler).
      Babam gelen gidenle sohbetten sonra odaya giriyor ama girerken eşiğe takılınca (heyecandan olsa gerek) bulmanın ortasına ikiseksen seriliyor) Duvardaki gaz lambasını iyice kısan anam da bu düşüşe gülerek karşılık verince babam; “Ne gülüyorsun! Gözlerine ….” diyor. Yani ilk konuşmaları da böyle!
      Derken sabah oluyor. Babam kahvaltıyı yapıp hemen nahiyeye iniyor. Anam da öğlene doğru halam ile birlikte nahiyeye iniyor. Gurbetten gelen babam para getirmiş ya; Eve birşeyler alınacak.
      Anam ve halam nahiyeden yukarı doğru çıkıyorlar. Bu sırada babam da dayısı Rahmetli İlyasların Şemsettin ile yukarıdan aşağı doğru geliyorlar. Bu sırada da birbirlerini görüyorlar.
      Babam bacısının yanındaki kıza bakarak dayısına soruyor; “Dayı! Seniha’nın yanındaki kız kimdir?”
      Annem de Şemsettin Dayımın yanındaki delikanlıyı göstererek halama soruyor; “Ka Seniya! Dayımın yanındaki delikanlı kimdir?”
      Hikaye bu! Şimdi birileri bana soruyorlar;
      “Sen nehe kilo alamıyorsun? Nehe bu kadar zayıfsın? Nehe ikide bir mide kanaması geçiriyorsun?”
      Yukarıdaki hikayeyi bir daha okuyun ve elinizi vicdanınıza koyarak söyleyin!
      Bu kadarını becerebilmeleri de büyük başarı değil mi? :D:D:D:D:D

      Bu hikeyedekilerden sağ kalanlar sadece anam ile halam. Allah ölenlere rahmet kalanlara da uzun ömürler versin.
      Hala tanımamışlar / Hemşin'deki BİZ'leri / Hemşin temizleleyecek / İçindeki TİZ'leri...
      Otobüs kalabalık malüm İstanbul halk otobüsleri. Teyzemde bu otobüste seyahat ediyor. Osırada genç bir kız inmek için hamle yapar fakat sıkışıklıktan teyzemin ayağına basar. Teyzem kıza bir bakar ama birşey demez. Kız tabi teyzemin baktığından olsa gerek bastığını anlar ve PARDON der. İşte o anteyzemde sigortalar atar. SENSİN BARDEL HEM AYAĞUMA BASIYORSUN HEMDE BARDEL DİYORSUN SENSİN BARDEL DİYEREK KIZA ÇIKIŞIR. Kız durağa geldiğinden şaşkınlık ve biraz da korkuyla olana da anlam veremeden iner.
      Matematik YARADANIN Yeryüzündeki imzasıdır.
      Sevgili Monorlu BARDEL'in ne olduğunu yazmamışsın. Ben de tam anlamını bilmiyorum ama kısaca açıklayayım ki halamun neden kızdığını anlasınlar.

      Hemşin'de duyduğum bu kelime tek başına değil bir başka kelimenin sonunda ve o kelime ile birlikte kullanılır. Galiba Kahpe anlamında gelmektedir.

      "Seni gidi O...... da Bardel" gibi... :D:D:D
      Hala tanımamışlar / Hemşin'deki BİZ'leri / Hemşin temizleleyecek / İçindeki TİZ'leri...
      VELAKİN HALALİ Bİ EMİCEMUZ İÇMİŞ HERHALDE GENE VARTOVOR HORON KIYAMET GİDİYOR.DERKEN EMİCEMUN İŞEMAĞİ GELMİŞ.NE YAPİM EDİM FELAN DERKEN O KAFAYLA GİTMİŞ Bİ YER BULMİŞ..

      TAM İŞİ BİTMİŞ Bİ TANE KOCAKARİ GÖRMESUN BUNİ

      -VUUUUU ATEŞ BAŞUNGA ENSUN EEE KÖPEK HERİF

      EMİCEMUN CEVABİ HAZİR HER ZAMANKİ GİBİ ;

      -E HOŞ ÇEĞ YEMEZSEN KAAAOOO :D:D:D:D:D:D:D:D:D
      Elumi tuttuğun an/derum ben cennetteyim/yar akluna gelursam/kalbinun içindeyim
      Sewduğumun hasreti/kalpten aşaği akar/sewdam artık yanımda/ölüm gelse kim takar
      Tüm Haklarım Saklıdır©
      |l|lllll|lll||ll||lll
      ²¹°06¹³53²¹³ °¹²¹³
      E HOŞ ÇEĞ YEMEZSEN KAAAOOO


      Ben burayı anlamadım ama yine de bayağı güldüm. Karşılaşma anını akılda resmetmek yetti bana!

      Bir hala ve bir emice...
      Fosforun zeka gelişimine katkısını sahil şeridine bakarak görebiliyoruz... Türkiye balık yesin!

      (...)

      Günü gelir çarh düzüne çevrilir,
      Günü gelir hesabınız görülür.
      Günü gelir sualiniz sorulur :
      Beyler bu vatana nasıl kıydınız?

      N.Hikmet

      Concierto de Aranjuez

      bukadar olur

      geçen sene temmuz ayında annemi köye göndermek için ankarada aştiye gittim.neyse çantalari falan yerleştirirken bir amca geldi ve muhavine ardeşen bagaj tarafı neresidir dedi muhavinde burasi amca dedi neyse çantalarini kendi elleriyle yerleştirdi ötöbüse ve muhavine tekrar seslendi '' peki oğul bu otobusemi bineceğim ben''
      Yazar: VOLCANIZMA Tarih: 20.03.2008 Saat: 23:15

      VELAKİN HALALİ Bİ EMİCEMUZ İÇMİŞ HERHALDE GENE VARTOVOR HORON KIYAMET GİDİYOR.DERKEN EMİCEMUN İŞEMAĞİ GELMİŞ.NE YAPİM EDİM FELAN DERKEN O KAFAYLA GİTMİŞ Bİ YER BULMİŞ..

      TAM İŞİ BİTMİŞ Bİ TANE KOCAKARİ GÖRMESUN BUNİ

      -VUUUUU ATEŞ BAŞUNGA ENSUN EEE KÖPEK HERİF

      EMİCEMUN CEVABİ HAZİR HER ZAMANKİ GİBİ ;

      -E HOŞ ÇEĞ YEMEZSEN KAAAOOO :D:D:D:D:D:D:D:D:D



      Olonn Allah gezebungi versun uşak:D Neheee çeğğğ yeyemaaa misen :P :P :P
      rahmetli hayati amca anlatıyor;
      -bi gun parkte konuşuyorum gençten uşakler dikkat kesilmiş ağzuma bakeyor (dikkatli dinliyorlar)içlerinden senun gibi bi genç delikanli dediki
      -heyati emice çoook aydin bir insansen
      -ula dedum eşşoğli eşşeği aydin senun babandur
      -uşak dedi nehe kizdun heyati emice ben çok bilgili biri olduğun içun dedum
      -ee yavriyum ne bileyim bizum orda aydin'i okuze derler yaaaa. :D :D
      BU VATANI HİÇ BİR MENFAATİ OLMAKSIZIN SEVEN GERÇEK TÜRK MİLLİYETÇİLERİ DAHA SON SÖZLERİNİ SÖYLEMEMİŞLERDİR.]

      bir funduk kırdum fula

      Hep eskileri anlatacak değiliz ya birde benim başımdan geçen bir olayı anlşatayım.
      Ümraniye de bir kuruyemişciden kabuklu taze fındık alacağım çuval ağzına kadar fındık dolu. Adama bir kilo tart dedim. o sırada çuvaldan birtane aldık kırdım içi boş. Ardından ikincisini aldım oda boş. Üçüncüsü de boş çıkınca adama birazda heyecanlı olarak DUR DUR TARTMA BUNLAR FULA dedim. Adam doğal olarak anlamadı. Bende anlamayınca FULA ya FULA görmüyor musun dedim. Adam yine nediyorsun diyince benim jeton düştü ''İÇİ BOŞ '' dedim. Ama halimi ve adamın halini düşünün.

      Neticede adam bize bir kilo fındığı sattı ama....
      O zaman şimdiki kadar iyi olasılık hesabı bilmiyorduk demekki...:)
      Matematik YARADANIN Yeryüzündeki imzasıdır.
      Yer Pazar,
      Tarih, 2006 Ağustos ayı..

      Hava sıcakmı sıcak, bunaltıcı bir nem var ve ben Çarşıbaşına doğru kalabalığın arasında zar zor ilerlemeye çalışıyorum..

      Elli altmış yaşlarında, kasketli , elini arkaya bağlamış aheste aheste giden bir amca yolun tam orasında yürüyordu. Tam arkasına yaklaştım ve kenara çekilmesini bekledim. İlk önce korna falanda çalmadın hani arabanın sesini duyarda çekilir diye. Ama ne fayda adam hiç oralı olmadı. Neyse, beş on metre arkasından yavaşça ilerledim ve belki kulakları ağır işitiyor amcanın diye düşünüp "dit" diye bir korna vurdum kibarca:D hani böyle küfreder gibi değilde kibarca dit ederler ya ondan:D

      Dayım gene hiç oralı olmadı, yolun ortasında aheste aheste ilerlemeye devam ediyor. Hava sıcak, benim arabada kilima yok ve yanıyorum:D

      Dayanamadım, kafamı camdan çıkarıp gayet kibarca "amcacığım , biraz kenara geçte bende geçeyim" demiş bulundum:D


      Durdu, kafasını yavaşça geri çevirdi ve..

      Kaşlarını çatmış, kin ve nefret dolu bir yüz ifadesiyle bağırarak,

      "EZ DAAAA ..... EZ SANA... NE DURİİSUUUUUNNNN"

      aboooo:D

      Baktım amcam sinir küpü, bişey desem olay büyüyecek, " tamam amca kizma, zaten acelem yoktu " dedum:D

      Siz siz olun, Pazarda yolun ortasında yürüyen birini görürseniz sakın kenara çekil demeyim. Arkasından yavaşça ilerleyip yoldan çıkmasını bekleyin:D:D

      KARDEŞLERİN EN BOYUĞI BENİM....

      Hemşin deki köylerimizin birinde,köylüler arasında birgün bir kavaga olur.Olay mahkemeye kadar intıkal eder.Olayaı görenler arasında da yaşlı bir halamız vardır.Taraflardan biri yaşlı halamızı şahıt yazar.Duruşmada kimlik tesbiti için sira halamıza gelmiştir.Hakım adın soyadın.baba adın diye sorar bunları gayet güzel cevaplayan halamız.Sıra yaşın kaç sorusuna gelince hiç tereddüt etmeden:KARDAŞLARIN EN BOYUĞI BENİM UĞA GÜRE SEN HESAB ET..!! demiş.