Yöremizden Yaşanmış Gerçek Hikayeler

      Mustafa bu anıyı yazdığında bir tane de ben yazmıştım. Belki unutulmuştur diye bir daha yazayım.
      Yer ve mekan aynı. Ben çarşıbaşından aşağı doğru iniyorum. Hava hafif çizeliyor. Çarşıbaşında yolun ikiye ayrıldığı yere geldiğimde önümde ikisi kadın biri erkek oldukça yaşlı 3 kişi yolun ortasında yürüyor ve hararetli bir şekilde konuşuyorlar. Araba ile kendilerine yaklaştım ama farketmemişlerdir ve korkarlar diye kornaya da basmadım. Arkalarında bir araba olduğunu duymaları için ayağım debrijada hafifçe gaza yüklendim ama oralı olmadılar. Bir daha deneyince hepsi geri doğru dönüp bana bakmaya başladılar. Ancak kadınlardan biri çok sinirli bakıyordu. Ben elimle kaldırımı göstererek arabadan "Ye hala kenara çekil dehe!" diye seslendim. Ama o sinirle bakan kadın bana anlamadığım birşeyler söyledi. Ben bu sefer hafifçe kornaya bastım. Kadın daha sert bir şekilde bakarak kaldırıma çıktı. Diğerleri de kaldırıma çıktı ama kadın hala bana birşeyler söylüyordu. Dayanamadım ve camı açarak; "Eeeeeeen heeeeeeen heeeeen heeee!" dedim ve geçtim.
      Aynadan baktığımda kadınların yanındaki ihtiyar amcanın kahkaha le güldüğünü gördüm.
      Kadın hala arkamdan birşeyler söylüyordu.
      Hala tanımamışlar / Hemşin'deki BİZ'leri / Hemşin temizleleyecek / İçindeki TİZ'leri...
      Hangi sitede okudum, olay nerde olmuş ve kimin başına gelmiş hatırlamıyorum ama aklıma geldikçe hala gülerim.

      Hemşin'in kar yağmış günlerinden biri. Kar sebebi ile millet evinden çıkamıyor. Olayı yazan delikanlı da can sıkıntısında heette bulunana televizyonu açmış ve meşhur Brezilye dizilerinin değişmez karakteri Maria'yı seyrediyor. Delikanlının dedesi de heette kurulan pilitanın yanında namaz kılıyor. Tahiyatta oturmuş dua okuyor.
      Bu sırada dizinin kötü karakterli adamı başroldeki güzel Maria'ya evlenme teklif ediyor. Maria düşünmeye başlıyor dede de tahiyatta dua ediyor.
      Maria bir müddet düşündükten sonra evlenme teklifine "Evet!" deyince tahiyatta oturmakta olan dede sesli bi,r şekilde söyleniyor;
      "Alla belangi versun Maria! O adamla evlenilur mi?"
      Hala tanımamışlar / Hemşin'deki BİZ'leri / Hemşin temizleleyecek / İçindeki TİZ'leri...
      aşaki vice eskilerden bi hekiya.
      Cevriye ana nın ineklerinden biri Nezevoy ( tam yazılışını becerememiş olabilirim ) Biliyorsunuz Nezevoy; veteriner dilinde kızgınlık , azgınlık dönemi dedikleri çiftleşmeye en müsait oldukları ve bunu da her halleriyle belli ettikleri dönem.
      İneğin başka köyde bulunan bir boğaya götürülüp çiftleştirilmesi lazım, fakat inek biraz huysuz bir türlü yolda rahat durmaz, insanlara felan binmeye çalışır. Bunun üzerine Cevriye ana ineği hem sakinleştirmek hemde yolda taşkınlık yapmadan yürütebilmek için , gah yanında gah önünde 100 - 200 metre eşlik etmeye karar verir.
      Biraz ilerlerler inek gerçekten sakinleşir. Bakarlar ki hayvan sakinleşti , Cevriye ana ya " e sen artuk dan geri ha, bunden oyoni artuk biz götururuz " derler . Cevriye ana da "e tamam o zaman ben artuk daneem geri" demesiyle bi anda ineğin Cevriye ana nın üzerine binmesi bir olur. E tabii yaşlı kadın koskoca hayvanın ağırlığını çekebilir mi ? Yayvan üzerine binince yolun kenarındaki duvara kafasını vurarak yerde de biraz yuvarlanarak hayvanın altından çıkar. Çıkar çıkmasına ama Cevriye ana nın kaş- göz yarılmış, ağzı yüzü kan içinde. O sinirle beddua ederek geri döner. Yolda babamlarla karşılaşır . O yaşlı kadının o halini gören babam bi anda yanına koşar ve telaşla sorar .
      Babam - Cevriye ana nooldi ..!!! Geçmiş olsun.
      Cevriye Ana - ( Beklenen cevap ) NE OLECEYEDİ YAVRİİM. NEZEVOY PEŞİNA GİTTUM. YUKLENDUM GELDUM:D:D:D:D
      Elumi tuttuğun an/derum ben cennetteyim/yar akluna gelursam/kalbinun içindeyim
      Sewduğumun hasreti/kalpten aşaği akar/sewdam artık yanımda/ölüm gelse kim takar
      Tüm Haklarım Saklıdır©
      |l|lllll|lll||ll||lll
      ²¹°06¹³53²¹³ °¹²¹³

      CVP: KARDEŞLERİN EN BOYUĞI BENİM....

      Yazar: scosar Tarih: 28.03.2008 Saat: 23:52

      Hemşin deki köylerimizin birinde,köylüler arasında birgün bir kavaga olur.Olay mahkemeye kadar intıkal eder.Olayaı görenler arasında da yaşlı bir halamız vardır.Taraflardan biri yaşlı halamızı şahıt yazar.Duruşmada kimlik tesbiti için sira halamıza gelmiştir.Hakım adın soyadın.baba adın diye sorar bunları gayet güzel cevaplayan halamız.Sıra yaşın kaç sorusuna gelince hiç tereddüt etmeden:KARDAŞLARIN EN BOYUĞI BENİM UĞA GÜRE SEN HESAB ET..!! demiş.


      SAmi abi bu cevabı Ananem de çok verir,teyze yaşun kaçtır deyince cvp şöyle olur 13 tanenin böyüyüğam uğa göre hesap ede :D
      w w w. m e l e s k u r53.com
      Yazar: VOLCANIZMA Tarih: 29.03.2008 Saat: 00:26

      aşaki vice eskilerden bi hekiya.
      Cevriye ana nın ineklerinden biri Nezevoy ( tam yazılışını becerememiş olabilirim ) Biliyorsunuz Nezevoy; veteriner dilinde kızgınlık , azgınlık dönemi dedikleri çiftleşmeye en müsait oldukları ve bunu da her halleriyle belli ettikleri dönem.
      İneğin başka köyde bulunan bir boğaya götürülüp çiftleştirilmesi lazım, fakat inek biraz huysuz bir türlü yolda rahat durmaz, insanlara felan binmeye çalışır. Bunun üzerine Cevriye ana ineği hem sakinleştirmek hemde yolda taşkınlık yapmadan yürütebilmek için , gah yanında gah önünde 100 - 200 metre eşlik etmeye karar verir.
      Biraz ilerlerler inek gerçekten sakinleşir. Bakarlar ki hayvan sakinleşti , Cevriye ana ya " e sen artuk dan geri ha, bunden oyoni artuk biz götururuz " derler . Cevriye ana da "e tamam o zaman ben artuk daneem geri" demesiyle bi anda ineğin Cevriye ana nın üzerine binmesi bir olur. E tabii yaşlı kadın koskoca hayvanın ağırlığını çekebilir mi ? Yayvan üzerine binince yolun kenarındaki duvara kafasını vurarak yerde de biraz yuvarlanarak hayvanın altından çıkar. Çıkar çıkmasına ama Cevriye ana nın kaş- göz yarılmış, ağzı yüzü kan içinde. O sinirle beddua ederek geri döner. Yolda babamlarla karşılaşır . O yaşlı kadının o halini gören babam bi anda yanına koşar ve telaşla sorar .
      Babam - Cevriye ana nooldi ..!!! Geçmiş olsun.
      Cevriye Ana - ( Beklenen cevap ) NE OLECEYEDİ YAVRİİM. NEZEVOY PEŞİNA GİTTUM. YUKLENDUM GELDUM:D:D:D:D

      Zavali teyze ya elmişse Allah rahmet eylesin, acidum teyzoma :(.



      Göz kaptırdığım renkten, kulak verdiğim sesten, affet SEN' den habersiz aldığım her nefesten... __ N. F. Kısakürek __

      Yazar: EMİN Tarih: 29.03.2008 Saat: 13:30

      Hemşin köylerinin birinde yaşlı teyze yi kocası Pazar da doktora götürür.Doktor muayne eder bu arada da yaşlı teyzeye bazı sorular sorar.

      Dr. : Teyze kakan nasıl yumuşakmı , sertmi ?
      Teyze : Ahhh doktor ahh akşam olur ceviz gibi ker da ye, sabah olur al kaşuği yeda ye.. :D :D

      Abi sağolesen ya öldüm gülmekten :D
      w w w. m e l e s k u r53.com
      E VOLKAN ALLAH SENİ EYİ ETSUN ABLACIM GÜLMAKDEN ELDUM ELDUM

      Rahmetli anneannemle (Bilalun Sabriye) bir vatik izmirdeyiz. Seğer sepet yok kendi değimiyle "homum olmiş" televizyon izliyoruz. Zamanın meşhur brezilya dizillerinden biri maria mıydı, mariana mıydı yoksa maria mersedes miydi bilemiyorum ama büyük ihtimal marialı bişeydi her neyse başroldeki kadına kaynanası elinden gelen kötülüğü yapıyor o bölümdede iftira atıp hapisaneye düşürüyor kadın masum hüngür hüngür ağlıyor yemuşak kalpli anneannemde durur mi oda salya sümük (ama ne ağlamak). Dizi bitiyor televizyonu kapıyoruz. Sofra hazırlıkların ageçiliyor derken anneannem sesleniyor " Cevriye ana sevsun o kari nehe okada ağladi oğul" sayesinde bizde ağlıyoruz ama gülmekden nur içinde yatsın.
      Varlığından emin olduğumuz “daha iyi” lerinin peşine düşmeden, biz “her neysek” o kadarını istiyoruz !
      Rahmetli dedem çok güzel ezan okurdu:)

      Özellikle Cuma günleri ezanı dedeme okuturlardı.
      Kendine has bir ses tonu ve okuyuş tarzı vardı.

      Anfiyi açıp kapamayı bilmediği için ordakilerden biri mikrofonu açıp dedeme verir , dedem ezanı okur ve yine mikrofonu açan kapatırdı.

      Yine bir yaz günü (sanırım 1990 lı yıllar) Cuma vakti gelmiş ve dedem ezan okumak için mikrofonu eline almış. Başlamıs ezanı okumaya ancak hopörlerden ezan sesini duyamayınca ezanı kesmiş ve hocaya seslenmiş :D


      "oro hocaaaa, oro bi gel bak bu ..... ...... mikrofonina, sesi çikmaa " :D

      Meğer mikrofon zaten açıkmış:D:D:D:D ve dedemin ezaı yarıda kesişini ve hocayı çağırışını ! tüm hemşin duymuş:D
      Dedim ya dedem güzel ezan okurdu:)

      Ama bazı kelimeleri tam telafuz edemezdi yada çocukluğundan beri öyle bildiği için bu şeklide okurdu. Mesela; " Allahu Ekber" deyilde "Allahu vekber" derdi ve vekber derken v harfini vurgulu okurdu.

      Yine bir ezan sonrası dedem eve geldi ve hocaya dümdüz gitmeye başladı:D

      Rahmetle anneannemde " ne deyicadunse hocaya camede desaydun ya, buye gelmiş niye kufur edasen , duyicek deduklerungi, ayiptu" dedi. (caminin lojmanı evimizin hemen üst tarafında)

      Dedem hemen cevabı patlatı.

      "sus kocokari , senda rehet dur, ayibinunda senunda , ...... :D duysun de... ğoş korkmaam ğocaden, duysun deyila edaam zati ... camekapide, milletun içinde, bana yanliş okuusen doo, unda kufur edicadam da gunaha girmeyim deyila tuttum kendumi" :D:D:D

      Hoca, "dayi vekber deyil ekber diye oku" demiş.

      Mekanı cennet olsun, dedem antika bir insandı:)
      Sinirlenince biraz küfürlü konuşurdu ama çok yufka yürekli ve merhametliydi :)

      Bir benzeri

      Allah geçmişlerimize gani gani rahmet eylesin.
      Rahmetli Recep emmi tam bir Osmanli idi.Genelde ezanları o okurdu,inanın sesini özlüyorum.
      Yine bir gün ezan okurken,gurbetçi bir ailenin çocuğu tavuklara eziyet ediyordu.
      Rahmetli ezanın bitmesini bekliyemeden;olo hao uşak tavuklari boğecek bi bağirun ona deyip ezana devam etti.
      fırtına dereli

      TOPUĞUZUN.......

      Bir gurup genç Hemşinde Okulun düzünde futbol oyamak için bir araya gelirler.Maç başlarlar o sırada gençlerden biri girdiği bir ikili mücadele sonrası düşer ve kolu kırılır.Düşen gencın babasına haber verirler,baba gelir bir taraftan çoçuğunu ne yapacağını düşünürken,bir taraftanda kızgınlığını şu cümlelerle ifade etmektedir;TOPUĞUZUN ANASINI AVADINI (bilmem ne edeyim.)Nihayet araba çağirilir gelen arabaya oğlu konulurken Emice gene TOPUĞUZUN ANASINI AVRADINI !derken; gençlerden biri Emice yeter dee küfür etma der.EMİCE; neee oro ne oldı? TOPUĞUZUN ANASI'da mi vardu?...GENÇ; ya yokmidu?..EMİCE; TOPUĞUZUN!!! ANASI .. Allahallah daha neler oğrenecaaak yaa bu yaştan sonra....

      Emice aslında oynanan topa küfrederken,Gençt'teEmice'nin ne dediğini anlayamamış.... :D

      ŞUAYIP AMCA

      Gerçek ve yaşanmış bir olayda ben anlatayım (anlatabılırsem)

      Çok seneler önce yanı bizim babalarımızın ve aynı yaşıtta olan insanların zamanında olmuş.

      Bizim köylu (Badara) Şuayıp amca vardı (ALLAH rahmet eylesin mekanı cennet olsun) Gurbeta çikmiş (ankara) bizim köylu Ahmetağalar deriz onların kızılayda kahvelerınde çalışmaya başlamış. Sabah erkenden kalkıp kahveyı açıp temizler daha sonra çayı demler gelen muşterilere hizmet edermiş.

      Yanlız Şuayıp amcanın bir sorunu varmış ocağa girip çıkmak onu öldürüyormuş bir kapak yukarı kaldırıp küçük kapıyı aç gir bir çay doldur sonra aynı işlemi yap dişarı çik çok zahmetlı geliyormuş.

      Her sabah aynı eziyeti çekmekten bikmiş usanmiş ne yapıp bir çare bulmam lazım demiş sabah bir iki muşteri geliyor oda eziyetli oluyor bir çare bulmam lazım dıye duşunmuş.

      Şuayıp amca sonunda çaresini bulmuş

      Bir gün kahvenin sahıbı yanı patron ( ALLAH rahmet eylesin mekanları cennet olsun) sabah erken gelmiş kahveye girişte masanın üstünde içi siçak suyla dolu bir tepsi içindede on bardak dolu çay var Şuayıp amcada iki masa ılerde sigarasını yakmış masada oturuyor.

      Patron seslenir Şuayıp çayları nereye vereceksen ver demiş Şuayıp amca onların sahıbı yok ki demiş

      O zaman niye doldurdun diye seslenir patron

      Şuayıp amca oturduğu yerden patrono çikişir ne yapayım bir iki çay için ocağa girip çikmak bir ölüm der.

      Çayları sicak suyun içinde doldurdum oraya koydum, gelen çayını alıp içiyor parasınıda yanına birakıyor banda bitince tekrar on tane doldurup masaya birakıyorum demiş.

      Şuayıp amca çareyi bu şekilde bulmuş işte ALLAH hepsinin mekanını cennet eylesin (amin)

      Bukadar anlatabıldım hatam varsa af ola

      pocar
      Bizim sözümüz DOSTA tatlı, DÜŞMANA kurşundur
      NAMERTE hançer, canımız DOSTA feda, DÜŞMANA beladır.

      SEVDAMIZSA YÜCEDİR NE ALINIR NEDE SATILIR

      Kesim kısılmış:)

      Öncelikle böyle güzel sayfa açıldığı için çok teşekkür ederim.. Hikaye anlatan herkesin yüreğine sağlık..
      Daha önce Şakir abi Bodollu sayfasında güzel hikayelerini bizlerle paylaşırken bana da ilham gelmişti ve bazı anılarımı paylaşmıştım...
      Şimdi burda da aynısını anlatmak istiyorum...

      Can Eriği Yüzünden:):)

      Yıllar önceydi biz merzede kalıyorduk.. 6 kardeş ve annemle kışlık odun çimen vs.. için merzeye çıkardık. İneklerimiz vardı ve kardeşlerimle hepimizin sahiplendiği bi tane vardı.Evin en büyük oğlu abim 5 ben 4 ve benden küçük kardeşimde 3 yaşındaydı.. Annem bize çayır taşıtmak için kandırma çabaları gösteriyodu. Benim sevdiğim inek (nazlıgül) abiminki(aynalı) kardeşiminde küçük buzağı.. Bak senin nazlıgül aç kaldı çok ağlayacak derdi ve ben akşama kadar küçücük halimle o kadar yük taşırdımki durmadan dinlenmeden.. Aynı şekilde abimde taşırdı ve biz bazen kim daha fazla taşıyacak diye yarış yapardık.. Ne zevkli günlerdi ve ne azimli bir hareketti.. Hergün aşağı yukarı bu şekilde geçerken gelen giden misafirlerimizde oluyordu.. Babam yıllardır hep yurtdışında çalıştı ve ara sıra köye gelirdi biz nerdeyse babadan kopuk büyüdük..
      Tarlada meyvelerimiz vardı genelde armut,elma ve ayva.. Bi tane çok lezzetli 'Can eriği' vardı ve babam onu çok seviyordu.. Bizde her muzır çocuk gb o erik daha yetişmeden hallettiğimiz için aile büyükleri eriğin gerçek boyunda tadına bakamıyorlardı.
      O erik ağacının da bi özelliği var alttan bi dalı yere paralel uzanmış ve tam bizim çıkabileceğimiz kadar kolay bi ağaç olduğundan ilgimiz büyüktü..
      Annem kararlıydı o yıl erikler (hasret kaldığı) babama saklanacaktı )
      Ama nasıl? Biz afacanlardan nasıl koruyacaktı?
      Bilirsinizki nasihat bize vız gelir hele yemeyin deseler, düşünmesek bile aklımıza gelir ve yerdik!!
      Babaannem ve annem bize o erik ağacının orda kocaman bir ayı gördüklerini ve gelen çocukları yediklerini söylediler.
      Pek inanmadık veya inanmak istemedik.. Anneme her defasında:
      - Tamam anne
      Desekte ara ara diğer bütün meyve ağaçları bi yana sırf tembih ettikleri için o eriğe gittik...Aslında sevdiğimizden değil oyun oynuyoruz yani..
      Babam geldi ve hala erikler olmamış, değmesi için bi kaç gün daha geçmesi lazım(ham).Ağaç da ormanın içinde dikenlerin arasında ulaşımı zor bi yerde.. Neyse bi kaç kere daha gittik..
      Çaresi yok bitirecez.. Babam bi gün biz eriğe gittikten sonra anneme:
      - Ben çocukların arkasından gidecem..
      Annem;
      - Sakın çocukları korkutma .. demiş.
      Biz abim kardeşim ve ben ağacın o alçak dalında zıplayıp hoplayıp dururken bi taraftan o zamanın dillerdeki şarkılarını da söylerken orman arasında bi çıtırtı duyar gibi olduk.. Biraz sonra tekrar.. bizde derin bir sessizlik.. Abim güya bizden büyük ve abi durumunda ya bize:
      - Yok bişey korkmayın
      Korkmayın derken bile sesi titriyodu. Biraz durduktan sonra ses kesildi biz sevinçli bir şekilde yanlış duymuşuz kuşlardır, rüzgardır dedik ve yine erik toplamaya devam ettik.. Bakarmısınız o korkuda bile erik topluyoruz..
      Derken sesler tekrardan gelmeye başladı.. Hatta çoğaldı dallar birbirine vurulumaya başlandı.. Tam karşımızda Çam ağacı var ve gövdesi kocaman.. o ağacım bile dalları sallanmaya başladı.. Küçük kardeşim ağlamaya başladı bende ve abimde ses yok.. Abim biraz kabadayılık yapıp:
      - Hey kim var orda bak gelmiyim yanına
      Desede karşı taraf gürültüye devam etti..
      Ben o an annemin bize 'orda ayı görmüşler' dediğini hatırlar gb oldum ve karşımızda kesin bir ayı var ve bizi yemeye geldi diye düşündüm. Abime:
      - Ayı bizi yiyecekkkkkkkkkkkk...
      Diye bağırmamla zaten kendini bize karşı zor tutan abim benden fazla tepki vererek bağırmaya başladı ağaçtan aşağı atladı.. benim kucağımda bi sürü erik vardı hepsini yere döktüm ve sesim gittiği kadar:
      ANNEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEE......
      diye o kadar can havliyle bağırmışımki kardeşlerimin sesini bastırmışım.. Annem taa dereden (arada büyük uzaklık var biz tepedeyiz) sesimi duymuş ve babamın bize küçük bir şaka yaptığını hemen anlamış..
      Bi dakka nasıl yani 'küçük bir şaka' derken..
      Evet gerçekten o ağaçların arkasında babam dalları birbirine vurup sesler çıkararak 'güya' bizi hafif korkutacak ve biz daha oraya gitmeyecez...
      Hala avazım çıktığı kadar bağırıyorum o esnada babam ortaya çıktı ve biz bağırmaktan babamı görmüyoruz bile.. Abim bi ara babama :
      - Baba kaç orda ayı varrrr diye seslendi..
      Neyse babam durumu bize defalarca anlattı kendisinin olduğuna ikna olduğumuzda babamla eve inmeye karar verdik.. Giderken çaktırmadan kucağımdan yere düşürdüğüm erikleri yerden çalıların arasından 1,2 toplamaya da başladım... (hala yeme derdi)
      Eve indik annem babama böyle şaka olurmu diye bi ton kızdı.. Abim ve kardeşim olayı kendi hissettikleri şekilde anlattı ve sıra bana geldi bende ses yok anlatamıyorum..
      Benim sesim gitmiş hiç konuşamıyorum... Ses tellerim ciddi şekilde zarar görmüş..Tam 2 ay sesim bu şekilde kaldı..Her şeyi işaretlerle anlatıyorum.. Eeee bu olaydan sonra bize sağ serbest.. Meyveler ağaçlar bizim ) Yasak diye bir şey yok artık ))

      Sizce zararlımı çıktık karlı mı?

      CVP: TOPUĞUZUN.......

      Yazar: scosar Tarih: 01.04.2008 Saat: 23:27

      Bir gurup genç Hemşinde Okulun düzünde futbol oyamak için bir araya gelirler.Maç başlarlar o sırada gençlerden biri girdiği bir ikili mücadele sonrası düşer ve kolu kırılır.Düşen gencın babasına haber verirler,baba gelir bir taraftan çoçuğunu ne yapacağını düşünürken,bir taraftanda kızgınlığını şu cümlelerle ifade etmektedir;TOPUĞUZUN ANASINI AVADINI (bilmem ne edeyim.)Nihayet araba çağirilir gelen arabaya oğlu konulurken Emice gene TOPUĞUZUN ANASINI AVRADINI !derken; gençlerden biri Emice yeter dee küfür etma der.EMİCE; neee oro ne oldı? TOPUĞUZUN ANASI'da mi vardu?...GENÇ; ya yokmidu?..EMİCE; TOPUĞUZUN!!! ANASI .. Allahallah daha neler oğrenecaaak yaa bu yaştan sonra....

      Emice aslında oynanan topa küfrederken,Gençt'teEmice'nin ne dediğini anlayamamış.... :D

      Laf da doğru anlanacak bi laf değil ki, uşakle doğu anlasun :tongue: :tongue:



      Göz kaptırdığım renkten, kulak verdiğim sesten, affet SEN' den habersiz aldığım her nefesten... __ N. F. Kısakürek __