Hopa'nın Tarihi

      Hopa'nın Tarihi

      Tarihi Bilgi-1 :
      Hopa, 1490-1512 yıllarında Yavuz Sultan Selim’in Trabzon Valiliği sırasında Osmanlı Devletine katılmıştır.1509 yılında bugünkü sınırlar dışında Gönye kalesinin fethi ve Sancak haline getirilmesi ile Hopa bu Sancağa bağlanmıştır.Lala Mustafa Paşa tarafından 1578 yılında fetih sonucu Merkezi Ahıska olmak üzere Çıldır Eyaletinin kurulması ile bu eyalete bağlanan ilçe, 1829 yılında Çarlık Rusya’sı ile imzalanan Edirne Antlaşması sonucu Ahıska’nın bu ülkeye verilmesi sonrasında Trabzon eyaletinin bir sancağı olan Batum’a bağlanmıştır. 1877-1878 Osmanlı-Rus Harbi sonucunda Kars ve Ardahan’la birlikte Hopa, Kemalpaşa bucağına kadar, Batum dahil olmak üzere Ruslar’a bırakılınca, İlçe Rize Sancağına bağlanmıştır. İlçe, 1915 yılında Ruslar tarafından işgal edilmiştir. 31 Mart 1917 tarihli Brest-Litovsk Antlaşması ile Hopa Milli Sınırlarımıza dahil olmuştur. Hopa 1936 yılına kadar Rize İline bağlı iken bu tarihten sonra Artvin iline bağlanmıştır.

      Tarihi Bilgi-2 :
      Yavuz Sultan Selim’in, Rum-Pontus Hükümranlığına son vererek Hopa’yı ve Batum’daki Gönye kalesini fethetmesi sonrasında Hopa, Gönye sancağına bağlanmıştır. Adını acemce de güzel yer anlamına gelen Hop’tan alan İlçeye bu ismi Yavuz Sultan Selim vermiştir. Bu isim zamanla Hopa’ya dönüşmüştür. 1877’de (93 Harbi) Rusların eline geç ilçe Rize sancağına bağlanmış, 1918 yılında imzalanan Brest-Litovsk antlaşması sonucunda da Rusların Kemalpaşa yöresini terketmesi ile 14 Mart 1921’de ülke topraklarına katılmıştır.


      İsmail ÖNÜR
      Ben Değil Biz Varız
      Naci KOBAL 2000

      HOPA-DOĞU HEMŞİN DİLİ

      Doğu Hemşin dediğimiz Hopa Hemşin ağzı batı Hemşin’e az benzerlik gösterir. Sebebi çok basittir. Doğuda yaşayan Hemşinliler, Ermeni, Abaza, Çerkez dillerini az da olsa öğrenmek mecburiyetindeydiler. Çünkü onların mera ve yayla yolları ismi geçen milletlerin yakınından, topraklarından geçerdi. Onlarla samimiyet içinde yaşadılar. Din birliği de vardı. Oradaki azınlıklar batı Hemşin’dekiler gibi göçmediler. Batı Hemşin kapalı bir bölge olarak dil varlığını korudu. Doğu Hemşin; coğrafi yer ismi olarak Yenisey, Fergana , Azerbaycan’dan doğu karadenize kadar ( HEMŞEN/HEMŞİN Türk kimliğini koruduysa da maalesef dil kimliğini koruyamadı. Yukarıda saydığımız bölgelerde Hemşin ismine rastlanması bu kelimenin özbe öz Türk ismi olmasını ve geçtikleri yerlerde bu ismin yadigar bırakılmasını gerektirir. Uzun süre Hıristiyan olarak Ermenilerle birlikte yaşayan Türk kardeşlerimiz Ermeni kilisesine bağlı kaldılar (dini baskıların da etkisiyle az da olsa).
      ( Hopa Hemşin’i) ismini anılmaları ve dilleri onların kimliğini etkilemez. Hemşen ismi ta Yenisey dolaylarından doğar. Konakladıkları yerlerde bu Türk boyu Hemşenliler “Hemşen” ismini yadıgar bıraktılar. Yenisey, Orta Asya, Volga Boyları, Azerbaycanda da bu isimlere rastlanır. Hopa Hemşinlilerinin dillerinde bir nevi Gürcüce ile yazılan “İncil” de etkili oldu.
      Osmanlıdan uzak kaldıklarından “İncil”in etkisini ve Hıristiyan papazların korkutucu vaazlarını dinlemek mecburiyetinde kalarak kimsen de olsa ana dillerini değiştirmekten başka seçenekleri yoktu.

      Her Yönüyle RİZE Şiveleri
      Muzaffer ARICI
      Ben Değil Biz Varız
      Naci KOBAL 2000
      Sevgili KUKU;
      Verdiğiniz kaynaklarda dahil olmak üzere bu konuda tartışmasız bir çok eser vardır. Ancak konu tartışma noktasına gelince bizim dışımızda cereyan eden bazı çalışmalar maalesef aramızda da bazen tartışmalara sebep oluyor.
      Okuyacağız ama daha da önemlisi şu anda yaşayan yaşlılarımıza da soracağız. Onlar ne diyorlar?
      Bu herşeyden önemlidir.
      Hala tanımamışlar / Hemşin'deki BİZ'leri / Hemşin temizleleyecek / İçindeki TİZ'leri...

      ARTVİN/HOPA DOLAYLARINA YERLEŞENLERLE DİĞER HEMŞİNLİLER KONUSUNDA YAZARLARIN GÖRÜŞLERİ

      Bu yazarlar; 620 Tarihinde Kaçkar dolaylarına gelenlerle, 780-797 yıllarında Artvin/Hopa dolaylarına gelenlerin asıllarının, Orta Asya’dan göç eden, Türkmen Oğuzlar olduğunu belirtmektedirler.
      Kitabimizin “Hemşin Bölgesinin Kuruluşu” bölümünde belirtildiği gibi; Türkmen Oğuzların M.Ö. 250 Tarihinde Orta Asya’nın Altay dolaylarından (Horasan’dan ayrılarak Hamadan’a geldikleri, 110 Tarihinde ise buradan Gökçegöl dolaylarına geldikten sonra 620 Tarihinde de,
      Haman bey komutasında, Kaçkar dolaylarına gelerek, Hemşin Bölgesini kurmuş oldukları anlaşılmıştır.
      Yine, göçleri konu eden yazarlardan Gevond ise,788 Tarihinde yazmış olduğu eserinde diyor ki:
      “Yağmalanıp yoksul düşen çoluk –çocuklu on iki binden çok kimseler, boybeyleri Amadunili Haman’ın öncülüğünde göçüp kaçarak, Kol (Göle) üzerinden Tayk ( Oltu-Narman) bölgesine vardilar. Oradan da kuzeybatıdan akarak Egeristan (Eceristan/Acara)’a, Post Denizine (Karadeniz’e karışan Akapsis’i (Çoruh’u geçtiler. Bunu haber alan Bizans Kayseri (IV.) Kostantin (780-797), onları ülkesine yerleştirerek, verimli topraklar verdi. Diye belirtmektedir.
      Şimdi burada, iki ayrı tarih verilerek, belirtilen göçler konusunda bazı yazarlar; Mamikoğlu’nun belirttiği 620 Tarihindeki göç ile Gevond’un yazdığı 780–797 Tarihindeki göçlerin, her iki komutanının adının da, Hamam bey diye belirtilmesini, yanlış haber diye algılamaktadırlar.
      Örneğin; Ali Rıza Saklı, 24.04.2001 Tarih ve 1/9 sayılı “Hemşin Tarihi” yazısında diyor ki;
      “Her iki anlatımda verilen Tarihler arasında, 160 yıl gibi bir zaman dilimi olduğu halde, her ikisinde de Amaduni’li Hamam Bey’in göçünden bahsedilmektedir. İki kronik arasında böylesine bir zaman farkı olması, yazarlardan birinin hata yapmış olduğunu akla getirmektedir. Şeklinde açıklamaktadır.
      Konuya değinen Kırzıoğlu ise; Gevond’un anlattığı 160 yıl sonraki olayın, Hopa’nın koyuncu Hemşinlilerine ait olabileceğini söylüyor.
      Ayrıca, Hemşinlilerle ilgili yazdığı kitap, Bağdik-Avedisyen tarafından Türkçe’ye tercüme edilerek “Hemşin Gizemi” adıyla yayınlanan Levon Haçikyan adlı Ermeni yazar, olayı aynen kabul ederek Gevond’un yazdıklarına itibar ediyor ve olayın, 789-790 yıllarında Arap vostikan Obaydullah ve vekili “beterin beteri” Süleyman zamanında ve onların baskıları sonucu meydana geldiğini söylüyor.
      Bunlardan sonra anlaşılıyor ki;
      Gevond’un yazdığı göçü tarihini, yazar Levon Haçkyan, daha etraflıca anlatarak onaylamaktadır.
      Artıca, Kırzıoğlu da , Gevond’un bahsettiği 780-797 tarihi göçün, Hopa dolaylarına yerleşen Hemşenlilere ait olduğunu belirtmektedir.
      Şunu da belirteyim ki, Mamikoğlu eserini 628 tarihinde yazmış olup,620’li yıllarda meydana gelen bir göçten bahsederken, Gevon de 788 tarihinde yazmış olduğu eserinde, yine bu dönemde oluşan bir göçü belirttiği görülmektedir.
      Bütün bu yazarların görüşlerini değerlendirdiğimizde; ayrı tarihlerde iki göç olayının oluştuğu anlaşılmaktadır. Çünkü bir yazarın, eserini yazdığı tarihten 160 yıl sonrasına yazma gibi bir olanağı olmadığından, Mamikoğlu’nun belirtmiş olduğu, 620 tarihindeki göç olayı kesinlik kazanmaktadır.
      Gevond’un de, kendisinin yaşadığı bir dönemde oluşan olayı kaleme alırken, hem tarih hem de liderinin adı gibi en önemli unsurlardan yanlışlık yapması, olası gözükmemektedir.
      Öyleyse ortada iki göç olayı ile, aynı adı taşıyan iki lider olduğunun anlaşılması daha gerçek olmaktadır.
      Bu nedenle, tarihlerde çokça yinelendiğini bildiğimiz gibi, bu iki göç olayı Liderlerinin adlarının da 1. ve 2. Hamam Bey olduğu anlaşılmakta olup, bunu öyle belirsiz gibi göstermeye çalışmanın bir anlamı da bulunmamaktadır.
      Netice olarak, Türkmen Oğuzlar,620 tarihinde Kaçkar dolaylarına gelerek Hemşin bölgesini kurduktan 160 yıl kadar sonra yani 780’li yıllarda ikinci bir göçün, aynı adlı bir lider komutasında Artvin/Hopa dolaylarına yapıldığı anlaşılmaktadır.
      780’li yıllarda Artvin/Hopa dolaylarına yerleşen Hemşinlilerin, başka milletlerle daha uzun yıllar iç içe yaşadıklarındandır ki, Türkçe olan anadilleri yanında, yalnızca o grubun anlayabileceği ve bir çeşit çalma dil de diyebileceğimiz biçimsel ve kendine has bir dil de edinmişlerdir. Bunun neci’liğinin de uzun yıllar birlikte oldukları toplumlardan alınmış olduğu anlaşılmaktadır.

      Altaylar’dan Kaçkarlar’a HEMŞİN
      Muzaffer ARICI
      Ben Değil Biz Varız
      Naci KOBAL 2000

      Doğu Hemşin Ağzı:

      Hopa Hemşinliğinin dil özellikleri Batı Hemşin grubunun çok farklılık göstermektedir. Batı Hemşinlilerin konuştukları Türkçe’de yabancı kökenli kelime hemen hiç yokken Doğu Grubu Hemşinlilerin konuştukları dilde Ermenice, Abaza ve Çerkez dillerinden toplama bir dil yaratıldığını görüyoruz. Bu dil Üzerinde yapılan sınırlı sayıda ki araştırmaların ortak noktası olarak %20 dolayında bu dilde Ermenice kelimenin varlığıdır.
      Bu iki toplumun dillerinde görülen bu farklılığı yaşadıkları sosyal hayat fizik coğrafyada aramak gerekir Batı Hemşinliği daha çok kapalı bir hayat sürmüştür.Hemin kadınının giydiği elbisenin bugüne kadar değişim göstermeden gelmesi bu kapalı coğrafyanın ürünüdür.
      Hopa Hemşinliği XVIII.asrın başlarına kadar İslamiyet’i benimsememiştir.Biz bunu mufassal defterlerden anlıyoruz.Halbuki batı grubu Hemşinliğinin İslamiyet’i benimsemesi bundan yaklaşık 200 yıl öncesine dayanmaktadır.Bunu da Veysel ATACAN tarafından Çamlıhemşin Mezartaşları üzerinde yaptığı çalışmalardan rahatlıkla iddia edebiliriz.(Veysel ATACAN:Rize Hemşin yöresi Osmanlı Mezartaşları ve Kitabeleri Ankara-2001 s.6)
      Doğu grubu Hıristiyan olarak bu topraklara yerleştirilmişlerdir.Osmanlı Devleti sınır koruma görevini Müslüman-Hıristiyan ayrımı yapmaksızın Laz olarak gördüğü Hemşinlileri de görevlendirmiştir.
      Laz-Hemşinli sürtüşmesi Doğu grubu Hemşinliliğinde daha fazladır.Hopa Hemşinliğinin komşusu olarak Lazlardan başka Ermeniler ve Çoruh’un doğu yakasında Gürcü,Abaza ve Çerkezler mevcuttur.Ermenilerin bir alfabesi ve kendilerine ait bir kiliseleri vardır.Yarı konar göçer Hemşinlilerin dillerinde Gürcü,Laz dillerinin etkisinin giç olmamasına rağmen Ermenice,Abaza ve Çerkez dillerinin etkisinin çok olması Ermeni kilisesine bağlı olmaları ve bu toplumlarla daha fazla ilişki içinde olmaları ile izah edilebilir.
      Dikkat edilmesi gereken bir hususta Hemşin dilinde görülen Ermenice kökenli kelimelerin Hemşinlilerle etnik hiçbir bağı olmayan Artvin,Sivas ve Van’da yaşayan Poşa(Boşaların) konuştukları dille örtüşmesidir.
      Batı Hemşin gruplarının kendi orijinal kültürlerini korurken doğuya gidenlerin orijinal kimliklerini koruyamamalarını büyük ölçüde izlenen dil-din ilişkilerine bağlayabiliriz.Doğu grubu Hemşinliler Hıristiyan olarak yerleştikleri Hopa ve Kemalpaşa yörelerinde o zamanlar kendilerine özgü alfabeleri ve kiliseleri olan Ermenilerden büyük ölçüde etkilenmişlerdir.Ermeni-Hemşin yaklaşmasının bir başka nedeni ise Hopa yöresinde Lazlardan başka Türk gruplarının olmaması ve yerleşik yarı konar göçer olarak tanımlayabileceğimiz Hemşinliler ile Lazların ilişkilerinin batı grubuna göre daha gergin olmasıdır.
      Doğu grubu Hemşinliler tabiri caizse sürtüşme içinde yaşadıkları kendilerinden daha önce İslamiyet’i tercih etmiş olan Lazlarla ilişki kurmak yerine kendileri gibi Hıristiyan olan Ermenilerle diyalog kurmayı uygun görmüşlerdir.Zaten Hemşin dili olarak gösterilen dilde Ermenice kökenli olarak gördüğümüz kelimeler ticari kelimeler(sayılar vb),Çamlıhemşin geldikten sonra bölgede tanıdıkları bitkiler,hısım akraba adları ile dini motifli kelimelerdir.
      Doğu grubu Hemşin dilinde Ermenice,Abaza ve Çerkez dillerinde kelimelerin korunmasının sebebini büyük ölçüde bu grubun yaşadığı sosyal hayatta görmek lazımdır.Bir ihtiyaçtan kaynaklanmıştır.Ancak bu dil Anadil gruplarına dayandırılmamaktadır.Dilbilimcilerin ‘özel dil’ ya da grup dili adını verdikleri dillerdendir.Bu dil daha çok kendi aralarında konuştukları özel konuların başkaları tarafından anlaşılmaması için geliştirdikleri bir dildir.Halk arasında kuşdili denilen dilin bir benzeridir.Hemşinliler Bilbilan ve Yığılı yaylalarına çıkarlar.Asgari 1 hafta süren göç zamanında göç yolları olan Ardanuç-Şavşat’ta belli yerlerde konaklarlar.Hatta koyun sürülerinin yatması için belli mıntıkalarda belli kişilerle dostlukları vardır.Gidiş dönüşlerde konaklayacakları yerler bellidir.Ardanuç ve Şavşat’ta Hemşin sürülerinin tarlalarda yatırılması o tarlanın doğal olarak gübrelenmesi için tercih görmekteydi.Tüm konar göçerlerde bu göç sıralarında özel konuları konuştukları bir dil ihtiyacı her zaman diğer toplumlardan fazla olmuştur.Bu yüzden iç kesimlerde hiç bilinmeyen Ermenice,Çerkezce ve Abaza dillerinden kelimeler Hemşinlilerin kendi aralarında konuşmalarında her zaman kullanılagelmiştir.
      Hemşinlilerle köken olarak hiçbir bağ bulunmayan konar-göçer Poşa(Boşalar)’ında aynı kelimelerle konuşması tesadüf değildir.Artvin’de,Van’da ve Sivas’ta konar-göçer olarak gördüğümüz Poşalar Çamlıhemşin yöresinde hiç yoktur.Onlarında kendilerine has bir dilleri vardır.Ancak bu dil de Anadil gruplarına dayandırılmamaktadır.Dilbilimcilerin ‘özel dil’ ya da grup dili adını verdikleri dillerdendir.Onlarda bu dili daha çok kendi aralarında konuştukları özel konuların başkaları tarafından anlaşılmaması için kullanmaktadırlar.Daha çok konuşulan sözcüklerin bozulmasından oluşmuştur.Değişik yerlerde gezen grupların kendi aralarındaki konuşmaları başkalarının anlamaması zaruretinden doğmuştur.Artvin,Sivas,Erzincan poşaları arasında birçok kelime örtüşmesine rağmen birçok kelimede farklılıklar mevcuttur.Bir dil birliği yoktur.
      Poşaların konuştukları kelimelerin bir çoğu Hemşin dili ile örtüşmektedir.Kelimeler:Mara:anne, Gacu:yabancı erkek, Halvur:yaşlı, Mathaş:çocuk, Cöki:kız çocuğu, Puş:işkembe, Perez:ekmek, Cur:su, Hav:tavuk, Havdik:yumurta, Düke:ev, Şuun:köpek, Uzel etmek:konuşmak, Vav:göz, Ap:el, İnzim:ben, İnzin:sen, Genniyorum:geliyorum, Pahçeli:kaçmak, Perez:ekmek ye, Sığırı:çok sevmek, Gene,gennemek:gel,gelmek, Zor sennemek:konuşmak,sohbet etmek.Pahal:kaçırmak,Medni:yüzük,Pargel:uyumak, Raklo:erkek çocuğu,Goğlamak:çalmak,Piştik:silah….
      Lazlar Gürcüler Hemşinlilerde olduğu gibi Poşa dilinin de Ermeniceye dayandırıldığı gibi mesnetsiz iddialarda vardır.Andrews in Türkiye’deki Etnik gruplar adlı eserinde dile getirdiği gibi Poşa topluluğunun dilinde birtakım Ermenice kökenli kelimeler olsa dahi kesinlikle Ermenice ile bir ilgisi yoktur.Bu dil daha çok aralarında gizli ilişki olan ve gizli konuşulması gereken konuların başkaları tarafından anlaşılmaması ihtiyacından doğan bir dildir.Bir ihtiyaçtan doğmuştur.Gezginci bir toplum olan bu insanların Ermenilerin yaşadıkları yerlere gitmeleri onların dillerinden de kelime almaları normaldir.Ermenilerin bölgenin ekonomik hayatını uzun süre ellerinde tuttuğundan bu insanlar Ermeni toplumu ile ticari ilişki içinde olmuşlardır.Ermenice kelimelerin bu insanların dillerine girmiş olması doğaldır.Ancak bu insanların ermeni kültürü ve kimliği ile bir ilgileri yoktur.(Gündüz-2001)
      Sonuç olarak Doğu Hemşin ağzında bir çok kelime Ermeni,Abaza,Çerkez dillerinden alıntı olsa da bu alıntı zorunluluktan ,bir ihtiyaçtan,birçok konar göçerin yaşadığı gizli konuşma ihtiyacından kaynaklanmıştır.Kendileri ile hiçbir etnik,coğrafi bir bağı olmamasına rağmen Doğu Hemşin grubunun dillerinde yerleşmiş birçok yabancı kökenli kelimenin konar göçer Poşa toplumlarında da görülmesi ve örtüşmesi tesadüf olamaz.Aynı ihtiyaçtan kaynaklanmıştır.AYNI İHTİYACIN ÜRÜNÜDÜR.


      Hemşinliler Dil-Tarih Kültür
      Ali GÜNDÜZ
      yazar hopa hemşincenin poşaların diliyle benzeştiğine dikkat çekmiş.yazılan kelimelerden sadece 3,4 ü hopa hemşinceyle uyumlu.ve yine yazar hopa hemşince ile,rize hemşin şivesini çok farklılıklar gösterdiğine dikkat çekmiş,ne kadar farklıymış bir görelim.
      aşağıdaki karşılaştırmalar,sitemizdeki hemşin şivesi yazıları ile hopa hemşince arasında şöyle bir gözlemlediklerim.

      rize hemşin şivesi hopa hemşince kelimeler


      kaspaze:tanrım kaspaze;tanrım

      essavaspa;ah gidi tanrım essevaspa;ah gidi tanrım essev;ahgidi
      aspadz:tanrı



      sert:örümcek sert;örümcek

      sertapun;örümcekağı sertapun;örümcekağı,

      titer;kelebek titer;kelebek

      açal;öküz açar;öküz

      libart;çakalın erkek olanı libart;çakalın dişisi

      helez;kertenkele heloz;kertenkele

      çetuş;ezilmek çetuş;ezilmek

      mesur:ahıda ot konulan yer mersunk.ahırda ot konulan yer

      çiçur;solucan cicu:solucan.

      kundi kecik:kıvrılarak oturma,uyumak kunelluş:uyumak.

      pağhil:kıskandırmak, pağhluş;kıskandırmak

      perenktuş:hapşırmak, perenktuş;hapşırmak

      pebuk etmek:ağlamaklı olmak berbuk etmek.berbuk hemşince de dudak yani bebeklerin ağlamadan önce dudak yapması anlamına geliyor

      poruş:toprağı ekin için kazma, poruş:kazma

      mağhabur:dağ yemişi. maahoyik:dağ yemişi

      mağol dikeni:çıkması zor diken, mağol:diken çeşidi

      macor:küçük hıyar. macur:küçük hıyar

      lagomon;köpeğin yemek yediği kap lagot;enik

      pundeğ etmek;örgü örmek pandağ;örgü örmek

      tum:yola göre yüksek yer tump:yüksek yer

      oroç etmak:hayvanların geviş getirmesi orcuş;geviş getirmek

      çektuş;su sıçraması tsaktuş;su sıçraması

      pecuş:hayvanların koşarak kaçması pezuş;hayvanların korkup kaçması

      tokuş;öksürmek tokuş;öksürmek

      cemur:yemek çeşidi cemur;yemek çeşidi

      şerat;peynir suyu şerat,peynir suyu

      keranç;ekmeğin kabuğu keyinç;ekmeğin kabuğu

      pun:tavuk kümesi,eşek arısı yuvası pun;kuş yuvası

      pur;bir tutam pur;tutam

      moni;çabuk mani mani;çabuk

      eğenç;ısırgan otu oğinç:ısırgan otu

      mocir:ateş külü moğir;ateş külü

      mol:budanmış ağaç yaprağı mol;ağaç yaprağı

      meceğh;ince küçük sinek mecağh;sivrisinek (küçük)

      peçkuş;mısır,fasülye vs ayıklamak pesoktuş;kuru şeylerin ufalanması

      peşkir;havlu peşkir;havlu

      kenef;tuvalet kenef ;tuvalet

      todik:inek koyun ayağına verilen ad tati,toti;hayva ayağı

      seruş;ishal tseruş;ishal

      kereğin;dayı eşi kereğin;dayı eşi ker'i;dayı
      Hopa Hemşincesi bir dildir. Hemşin Şivesi demek dilden ayrı birşeydir. Yani dil ile şive farklı şeylerdir. Örneklemek gerekirse; Heloz bir dile ait bir kelimedir. Heloz yerine HELEZ ya da HELORT demek şivedir. Şive köy köy hatta mahalle mahalle değişebilir.
      Verdiğiniz kelimeler Hemşin'de konuşulan Türkçe içerisinde kullanılan kelimelerdir. Ancak bu kelimelerin menşeinin hangi dile ait olduğu hiçbirimizin bilgisi ile belirlenemez. Bunları bilebilmek için dilbilimci olmak gerekir.
      Örnek olarak verdiğiniz bir kelimeyi ben de örneklemek istiyorum.
      meceğh (Meceh)= Sivrisinek, ince küçük sinek olarak tanımlanmış. Hopa Hemşinlileri de bu kelimeyi kullanıyorlar Rize Hemşinlileri de kullanıyor. Ancak çok ilginç bir şey daha var. Ankara'da Timur'un ordusu ile gelmiş ve Ankara'ya yerleşmiş (Balı Bey'in askerleri) Bala halkı aynı kelimeyi İMECEH olarak kullanıyorlar.
      Yine şu anda bulamadığım bir kaynakta Ermeni dilbilimci bir bilimadamı Ermenice hakkında yazdığı bir yazıda "Biz Türkçeden 200 tane kök kelimeyi ödünç aldık ve bunlardan 2000'den fazla kelime ürettik" diyordu.
      Rize gibi geçmişte Rusya'ya yoğun gurbetçiliğin yaşandığı bir bölgede bu kadar ortak kelimenin olması gayet normaldir. Daha önemlisi ise Hemşin'de konuşulan Türkçe içinde verdiğiniz kelimelerden kat kat daha fazla Rusça, Gürcüce kelime bulunmaktadır.
      Konu bence bili,madamları tarafından daha ayrıntılı araştırmaya muhtaçtır.
      Selam ile...
      Hala tanımamışlar / Hemşin'deki BİZ'leri / Hemşin temizleleyecek / İçindeki TİZ'leri...
      yav şakir abi elbette dil ile şive ayrımını yapabiliyorum.ben sadace sitemizdeki konu başlığına"hemşin şivesi" sadık kalmak istedim.

      benim dikkatimi çeken,yazar yazısında,hopa hemşince dili ile boşaların dilini kıyaslarken,dil özellikleri ve yapısı bakımından değilde,kelime ve anlamları ile kıyaslamış,hemşince ile boşanı dilinin benzeştiğini iddia etmiştir.verdiği örneklerden 3,5 ihemşince ile uyumludur.ve hopa hemşincenin batı hemşin dil özelliği ile çok farklı olduğunu belirtmiştir.

      oysa ben yazarın mantığıyla 20 dakika içinde bu kadar benzer kelime bulabiliyorum.inanıyorum ki 20 dakika daha araştırsam bir bu kadar benzer kelime daha bulacağım.yok ben vatandaş timur olarak bulabiliyorum da o araştırmacı yazar olarak nasıl bulamıyor hayret ediyorum :)siz batı hemşin türkçesine çok sayıda rusça,gürcüce gibi yabancı kelimeler girmiştir derken,o batı hemşin türkçesinde,hiç yabancı kelime yoktur diyebiliyor.

      ben bu kitabı defalarca okudum.yazar, bugüne kadar hemşin hakkında yazılmış yazıları derleyip,üstüne de bolca kendi şahsi fikirlerini ekleyip kitap haline getirip bizlere sunmuştur.ve bu şahsi fikirler bence bilimsellikten tamemen uzaktır.benim için bu kitapta yeni olan, "avarasyada hemşinliler" bölümü ve nokta hala destanının orjinal hemşin şivesi ile yazılmış metnidir

      şahsen ben dil konusunda sadece dil bilimcilerin sözlerine,önem veririm.elbette bu kelimelerin menşeini araştırmak bizim işimiz değil.ben bu kelimelerin menşeinden ziyade,bölgede hemşinlilere komşu diğer toplumlar tarafından kullanılıp kullanılmadığını bir "hemşinli olarak"merak ediyorum.yani bu kelimeler doğu karadeniz halkının yöresel ağzına şu veya bu sebeple yerleşmiş bölgesel kelimelermidir,değilmidir.değil ise neden coğrafi olarak hemşine daha uzak olan hopa hemşinlileri bu kelimeleri kullanmaktadır.
      sanırım bunu araştırmak için illede bilimadamı olamamız gerekmez.

      saygılar..
      Timur Kardeşim;
      elbebtteki bizler de bu konuda bir araştırma yapabiliriz ancak bu sadece bizi tatmin eder. Yani bilimsel bir değer ifade etmez. Yapılması gereken konunun uzmanlarının her türlü siyasi düşünceden uzak olarak gerçeği ortaya çıkaracak araştırmalar yapmasıdır.
      Bu son yazında iki konu ilgimi çekti. Avrasya Hemşinlileri ve Orijinal Nokta Hala destanı.
      Avrasya Hemşinnlileri hakkında bazı bilgileri buraya aktarabilir misin?
      Nerelerde yaşıyorlar? Kendi,lerine Net üzerinden ulaşab,ilir miyiz gibi bilgiler var mı?
      Diğer bir isteğim ise Nokta Hala Destanının orijinalini buraya aktarabilir misin?
      Selam ile...
      Hala tanımamışlar / Hemşin'deki BİZ'leri / Hemşin temizleleyecek / İçindeki TİZ'leri...
      şakir abi kitaptaki"avrasyada hemşinliler" bölümü,osmanlı imparatorluğu döneminde,kırım harbiyle başlıyan,hemşinlilerin geçmişte,bölge ülkelerine olan gurbetçiliklleri,sülale adları ile ticaret yaptıkları şehirler ve gurbetçilik anlayışları bilgilerini içermektedir.
      günümüzde bölgede yaşayan hemşinlileri soruyorsan,1944 te stalin tarafından türkiye sınırından yapılan 90,000 kişilik sürgünde batumdaki hemşinli köylerininde,kırgızistan,özbekistan,kazakistan gibi ülkelere yerleştirildiği biliniyor.onlar hakkında kitapta ayrıntılı bir bilgi yok.
      fakat geçen yıllarda kırgızistandan bir kişi köyümüze akrabalarını bulmaya gelmişti.ve yine şoförlük yapan bir kişiden bölge de hemşinlilere rastladığını tulum horon kültürlerini devam ettirdiklerini dinlemiştim.


      şakir abi kitapdaki nokta hala destanın şive ile yazılmış şekli aynen aktarıyorum.


      çok ahdum vaadı çıkmeduk yaza
      ezrail'de bakmez bi ile aza
      kahpe felek saa verdursem ceza
      kim duu sen ile divane felek

      yengi çıktun kurbeta ker etmaa
      eede başladum ekmek satmaa
      kirova'den derdume dert katmaa
      şinde sonra daa gitma amedum

      rusie'den gelu yangunli para
      amed'i görunmi buyuği kara
      evazumi saldum yüce dağlea
      senden soğra dağle yansun amedum

      kirova deduung adınlı şeher
      kara buugleeng dünyaa deger
      ağaç meyva veor dalıni eger
      senden soğra meyva yemem amedum

      kirova şehrina ettum intizar
      kara buugleeng aldumi nazar?
      amed anasına bi mektub yazar
      şinden sonra daa yazma amedum

      bulbul kana ılga ede dalını
      ördek uze dalga ede gölini
      dört sene dolandın kerim elini
      şinde sonra daa gitma amedum

      dumanlanu gemileen borusi
      ezrailde aldı evun biisi
      benum kurbetçimun geldi geesi
      şinden sonra kurbet yansun amedum

      gemi yolci ister borisi sesler
      kuşle yavrusini yuvade besler
      yaram derundedu cigera işler
      şinde sonra yara almam amedum

      kirova şehrina maşina işler
      batum limanında gemile keşlar
      yaram derundedu ciğera işler
      şinde soğra yara almam amedum

      ben dertliim öz canumdan bezeem
      dağlee taşlee destan yazaam
      abdal oldum her kapıı gezeem
      elle güle ben ağlaam amedum

      deli ganül deim gitma havaden
      ben bulbuli uçurmuşam yuvaden
      yol bulemem kaldım bi düz ovaden
      ne tarafa gideceem amedum

      kirovaden heste bindun vaguna
      çiçekli yeylede gitsun yanguna
      düşmaiştun ekranunga denguna
      mereg ile toprağ oldun amedum

      kirova deduung kerimun uci
      kehpe felek seçmez kocaa genci
      kağva ettun seni kaldurdi kolci
      belki hepis oldun de korktun amedum

      dedum elum olmez hesteluk şaka
      meğer ezraile vermiştun yaka
      yetim kezleema kim olsun arka
      senden soğra arkam yoktu amedum

      tam igimi yaşumde aldı eşumi
      deryalee kattum bu gözyaşumi
      kimle kebra eduecek leşumi
      kuran okuanum yoktu amedum

      mereem yok koca ile kardaşa
      eyvah evladumle çıkmedum başa
      felek beni ne heen çaldi taşa
      dört yanumden yara aldum amedum

      fidan tiktum bizim dağde bitmedu
      kez isteep sağa elçi gitmedum
      yenge gelin cilvesini etmedum
      dünyaa uryan geçiridum amedum

      düşşem deryalee deryale boğe
      evladi olana bi gün doğe
      bizum dağa yağmur ile kar yağa
      senden soğra hiç kalkmesun amedum

      gelu abril ayi merekli aydu
      mezerlung güzel etrafi çaydu
      gözleeng karadu kaşleeng yaydu
      şinde soğra daha görmem amedum

      ipti bahar yeylelerden karkaça
      şindi ortasertin çiçeği aça
      ellen bağuna hep yağmur yağa
      bizim ellar veran kalmiş amedum

      çiçekli yeylele toprakli taşli
      eyvah ben gözleem gözlerim yaşli
      elle gelin ede kutni kumaşli
      bizum evde gelin yoktu amedum

      kodun gettun yavrium dünya malini
      kim amuzlar cenazemin salini
      bide sevsem buyuungun telini
      şinden sonra daha sevmam amedum

      yaz gelunce karle erir sulanu
      sulandukça derelerde bulanu
      elleen evinde gelin dolanu
      bizum evle veran kalmiş amedum

      oğremesun kirovia maşina
      felek ağu katti tatli aşıma
      çok oturdum mezaruung taşuna
      şinden sonra daa gelmem amedum

      güz gelunce bizim derele buzlar
      evladun acusi ciğerden sızlar
      toplanun başıma seepsuz kezle
      şinden soğra baci demez amedum

      gülüm soldi doli vurdi bostana
      benum dertleemi yazun destana
      heber salsem hala'deki ustanga
      acab merektenmi eldun amedum

      bande bu dünyaa geçurdum kerib
      mehşerde gööram olurse nesib
      bize yardum etsun hezreti hebib
      bunden soğra daa demem amedum

      dinglianle gelirlese hemşen'a
      yolle uzansın çamlıhemşen'a
      kele i bala'da mezer taşina
      bakıp rehmet versun amedum
      Timur Kardeşim;
      Ben hangi kanal hatırlamıyorum ama (STV olabilir) Rusya'da Hemşinlilerle ilgili bir program seyretmiştim.
      Tıpkı bizim yaylalar gibi bir bölgede yaşıyorlardı. Şiveleri de tıpkı bizim köyün şivesi gibiydi. Tulum çalıp tıpkı bizim gibi horon oynuyorlardı. Sığırlarıan tıpkı bizim gibi isimler koymuşlardı. Hepsinde de daha önemlisi Türkçeden başka bir dil bilmiyorlardı.
      İknci dilleri ise zorunlu aldıkları eğitim sebebi ile Rusça idi.
      Hala o programı hatırlamaya çalışıyorum.
      Hala tanımamışlar / Hemşin'deki BİZ'leri / Hemşin temizleleyecek / İçindeki TİZ'leri...