19 Mayıs'ın Yasaklandığı Yıl...
1938 yılında resmi bayram ilan edilen 19 Mayıs kutlamaları , o günden beri sadece bir defa aksatıldı.Daha doğrusu yasaklandı.O yıl Türkiye 'nin tarihindeki en bunalımlı yıllardan biriydi.Zira 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı kutlamaları ,iktidar aleyhine bir gençlik gösterisine dönüşebilirdi.İktidar,yasaklama kararının,sadece 8 gün sonra gerçekleşecek darbenin en güçlü gerekçelerinden biri olacağını tabii ki bilemezdi.
İşte bir milli bayramın hüzünlü "siyasi"tarihi...
Peki bu noktaya nasıl gelinmişti?Nasıl olmuştur da,1960 yılının 19 Mayıs'ı Gençlik ve Spor Bayramı olarak kutlanamamıştır?
Tarih, ancak onu bir zar gibi kuşatan yüzeysel veya resmi söylemlerin matlığından kurtularak baktığımızda açar kendisini.Biz de öyle yapalım ve 1960 yılının olaylarına kuşbakışı bir gözgezdirelim..
26 Şubat'ta Demokrat Parti hükümetinin İsmet İnönü ve arkadaşlarının dokunulmazlıklarının kaldırılmasını istemesi,Türkiye'de 3 ay sürecek olan en bunalımlı günlerin tetiğine basmış olur.Mart'ta CHP lideri İnönü'nün iktidarı yıpratmak için çıktığı yurt gezileri ,sokak olaylarını da beraberinde getirir .7 Nisan'da Başbakan Menderes ,parti gurubunda,içine düştüğü paniğin ilk işaretlerini verir:"Memleket bugün kabil-i idare (yönetilebilir) olmaktan çıkmıştır.İdare acze düşmüştür." 18 Nisan'da inönü,Meclis'te DP'lileri kastederek, içinde sonradan meşhur olan "Sizi ben de kurtaramam" sözünün geçtiği tarihi konuşmasını yapar.27 Nisan'da uzun ve çetin tartışmalardan sonra Tahkikat Encümeni (soruşturma Komisyonu) Kanunu kabul edilince işler çığrından çıkmaya başlar.
Bir siyasi partinin örgütlerince teşvik edilip yönlendirilen öğrenci gösterileri 28 Nisan'dan itibaren çığ gibi büyüyecektir.2 kişinin öldüğü 28 Nisan gösterileri sonunda İstanbul ve Ankara'da sıkıyönetim ilan edilir.Gösterilerin sürmesi üzerine Ankara ve İstanbul üniversiteleri 1 ay boyunca kapatılır.1 Mayıs'ta sokağa çıkma yasağı konulur.3 Mayıs'a Kara Kuvvetleri Komuanı Orgeneral Cemal Gürsel'in meşhur mektubuyla girilir fakat mektup,bakan Ethem Menderes tarafından Başbakan'dan gizlenir.5 Mayıs'ta "555K" şifresiyle yayılan Büyük Kızılay Mitingi, iktidara son uyarılardan biridir.
Basında ,ünüversitede ,öğrenciler arasında ve orduda su yüzüne çıkan muhalefet ,meclisteki meşru muhalefeti aşmış,Menderes'i sokakta köşeye sıkıştırmış, ona normalde yapmayacağı hataları işletmeye başlamıştır.Vaziye karışıktır anlayacağınız....
İşte 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı ,çığrından çıkmış öğrenci gösterilerine fırsat oluşturacağı ve yeni olaylara zemin hazırlayacağı korkusuyla yasaklanmıştı.( Hükümet bildirisinde 'erteleme' deniliyordu ama 19 Mayıs kutlamalarının hangi tarihe ertelendiği bir türlü açıklanmıyordu.) Ne yazık ki , bu yasaklama kararı , 27 Mayıs 'devrimi'ni engelleyememiş, tam tersine,süreci hızlandırmıştır.Atatürk'ün son zamanında kutlanmaya başlanmış ,üstelik gençliği hedef kitle olarak alan bir bayramın yasaklanması,bardağı taşıran son damla olmuş ,nitekim sonradan bu kararın ,darbenin gerekçelerinden birisi olduğu dile getirilmiştir.
Nihayet ihtilalden sonra Milli Birlik Komitesi, o yıl bayramın 26 Haziran Pazar günü kutlanmasına karar vermiş ve böylece 38 gün rötarla da olsa Gençlik ve Spor Bayramı ,bu defa bir ihtilal atmosferinde kutlanmıştır....
Kaynak:Küller Altında Yakın Tarih
1938 yılında resmi bayram ilan edilen 19 Mayıs kutlamaları , o günden beri sadece bir defa aksatıldı.Daha doğrusu yasaklandı.O yıl Türkiye 'nin tarihindeki en bunalımlı yıllardan biriydi.Zira 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı kutlamaları ,iktidar aleyhine bir gençlik gösterisine dönüşebilirdi.İktidar,yasaklama kararının,sadece 8 gün sonra gerçekleşecek darbenin en güçlü gerekçelerinden biri olacağını tabii ki bilemezdi.
İşte bir milli bayramın hüzünlü "siyasi"tarihi...
Peki bu noktaya nasıl gelinmişti?Nasıl olmuştur da,1960 yılının 19 Mayıs'ı Gençlik ve Spor Bayramı olarak kutlanamamıştır?
Tarih, ancak onu bir zar gibi kuşatan yüzeysel veya resmi söylemlerin matlığından kurtularak baktığımızda açar kendisini.Biz de öyle yapalım ve 1960 yılının olaylarına kuşbakışı bir gözgezdirelim..
26 Şubat'ta Demokrat Parti hükümetinin İsmet İnönü ve arkadaşlarının dokunulmazlıklarının kaldırılmasını istemesi,Türkiye'de 3 ay sürecek olan en bunalımlı günlerin tetiğine basmış olur.Mart'ta CHP lideri İnönü'nün iktidarı yıpratmak için çıktığı yurt gezileri ,sokak olaylarını da beraberinde getirir .7 Nisan'da Başbakan Menderes ,parti gurubunda,içine düştüğü paniğin ilk işaretlerini verir:"Memleket bugün kabil-i idare (yönetilebilir) olmaktan çıkmıştır.İdare acze düşmüştür." 18 Nisan'da inönü,Meclis'te DP'lileri kastederek, içinde sonradan meşhur olan "Sizi ben de kurtaramam" sözünün geçtiği tarihi konuşmasını yapar.27 Nisan'da uzun ve çetin tartışmalardan sonra Tahkikat Encümeni (soruşturma Komisyonu) Kanunu kabul edilince işler çığrından çıkmaya başlar.
Bir siyasi partinin örgütlerince teşvik edilip yönlendirilen öğrenci gösterileri 28 Nisan'dan itibaren çığ gibi büyüyecektir.2 kişinin öldüğü 28 Nisan gösterileri sonunda İstanbul ve Ankara'da sıkıyönetim ilan edilir.Gösterilerin sürmesi üzerine Ankara ve İstanbul üniversiteleri 1 ay boyunca kapatılır.1 Mayıs'ta sokağa çıkma yasağı konulur.3 Mayıs'a Kara Kuvvetleri Komuanı Orgeneral Cemal Gürsel'in meşhur mektubuyla girilir fakat mektup,bakan Ethem Menderes tarafından Başbakan'dan gizlenir.5 Mayıs'ta "555K" şifresiyle yayılan Büyük Kızılay Mitingi, iktidara son uyarılardan biridir.
Basında ,ünüversitede ,öğrenciler arasında ve orduda su yüzüne çıkan muhalefet ,meclisteki meşru muhalefeti aşmış,Menderes'i sokakta köşeye sıkıştırmış, ona normalde yapmayacağı hataları işletmeye başlamıştır.Vaziye karışıktır anlayacağınız....
İşte 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı ,çığrından çıkmış öğrenci gösterilerine fırsat oluşturacağı ve yeni olaylara zemin hazırlayacağı korkusuyla yasaklanmıştı.( Hükümet bildirisinde 'erteleme' deniliyordu ama 19 Mayıs kutlamalarının hangi tarihe ertelendiği bir türlü açıklanmıyordu.) Ne yazık ki , bu yasaklama kararı , 27 Mayıs 'devrimi'ni engelleyememiş, tam tersine,süreci hızlandırmıştır.Atatürk'ün son zamanında kutlanmaya başlanmış ,üstelik gençliği hedef kitle olarak alan bir bayramın yasaklanması,bardağı taşıran son damla olmuş ,nitekim sonradan bu kararın ,darbenin gerekçelerinden birisi olduğu dile getirilmiştir.
Nihayet ihtilalden sonra Milli Birlik Komitesi, o yıl bayramın 26 Haziran Pazar günü kutlanmasına karar vermiş ve böylece 38 gün rötarla da olsa Gençlik ve Spor Bayramı ,bu defa bir ihtilal atmosferinde kutlanmıştır....
Kaynak:Küller Altında Yakın Tarih