Çok Çok Ağır Konuşabilirim

      çok alıngansınız ilke hanım. sizi kimseyle kıyasladığımız yok.(en azından ben) kullandığımız kelimerle hakaret unsuru yer aldımı bunun sonu gelmez. yakubub dediği gibi iş zıvanadan çıkar. sizi burda görmek istemedğiğimiz konusuda sadece sizin bir hüsnü kuruntunuzdur. biz yakubu bile görmemezlik edemiyoz:) sizi niye görmek istemeyelimki
      Neyse Hemşinli İlke Yengemiz bizim aklımızın ucundan bile böyle bir düşünce geçmez,ayrıca konuyu eğitimden nasıl buralara getirdin pes :)
      Daha fazla uzamadan konuyu tatlıya bağlayalım,yazımdaki cümleden yalnış bir anlamaya mahal verdimsem özür :)
      Seni aramızda görmekten çok mutluyuz,herkesin aynı düşüncede olmasını bekleyemeyiz dimi.Herkes bildiğini ortaya koyacak ve doğruyu bulacağız...Konu eğitimdi eğitime dönelim..
      Eğitim Şart:)
      bakın ben bu sitenin adını grdüm hemşinliyiz biz diye ve balıklama daldım hassaslığa gelince önce site çok hoşuma gitti ama iki konuya girdim anlamadım gitti bir laf söyliyorum 3 - 4 kişi birden saldıra geçmeye çalışıyo sonra başka konuya giriyorum birşey söylüyorum yine aynı şeyler allah allah bu nasıl iştir anlamadım valla yazılarım hepsinde herkesi kardeş olarak gördümü yazdım ama buna inanmamakta ısrar edenler var herkes istediğini yapsın ne diyelim
      Ya İlke yenge belki yeni olduğun için tartışmalarda üstüne geliniyor izlenimi uyandı sende.İnan burada çok samimi olan iki arkadaş bileherhangi bir konuda senin alınganlık gösterdiğin cümlelerden daha sert cümlelerle(hakaret olmadan tabi)birbirini eleştirebiliyor,birbirlerinin fikirlerine karşı fikirler söyleyebiliyor...bu demek değildirki o samimi arkadaşını burada görmek istemiyor.Tartışma ortamlarında fikirlerin çatışmasının olması doğal olduğu gibi güzeldirde (hakaret olmadığı sürece)olması gerekende budur,herkes aynı düşüncede olamaz,robot değiliz sonuçta...Ama biz burada arkadaşız ve birbirimize karşı sonsuz saygı ve sevgi gösteriyoruz...O lafını bir daha duymamış olalım üzülürüz :(

      Bu arada sadece okuyanlara ve çocuk okutanlara değil Allah herkese kolaylıklar versin...
      Sevgili Can Kardeşim;
      Ben Türkiye'de yaşıyorum. İkisi de lisede olan iki çocuğum var. Okullarda kayıt parası alınmıyor ya da istenmiyor diyen doğru söylemiyor. Çocuklarımın okuduğu okulların neredeyse tüm öğretmenlerini senelerdir tanımama rağmen iş kayıt yaptırmaya gelince beni tanıoyanını görmedim:D
      Ancaaaaak; İşin bir başka yönü daha var.
      Eğer ben herhangi bir okulun müdürü olsam MEB genelege değil kanun bile çıkarsa ben her veliden parayı ciğerinin söke söke alırım. Neden mi?
      Bir müdür arkadaşım ile sohbet ediyorum.
      Okulun, kırtasiye, telefon, doğal gaz, tamirat, temizlik, sözleşmelli hademe (ki bunun ücreti tamaman okul yönetimine aittir) vb. masrafları için ayrılan bütçeyi söyleyince kulaklarıma inanamadım. Temizlik için ayrılan para ile neredeyse bir kalıp sabun bile alınmıyor.
      devlet yeterli bütçeyi vermeyince bu sefer yöneticiler velilere yapışıyor. Çünkü yapacakalrı başka bir şey yok. MEB ise kendisinden para istemeyen ve giderlerini kendi karşılayan yöneticilere ise bayılıyorlar. Bu devran da böyle dönüyor.
      Bugüne kadar çok Hükümetler gelip gitti. Gelen her hükümet ise kendilerince birçok değişiklik yaptı. Ancan ben Can Kardeşimin Ezberci eğitimden vazgeçilmesi konusunda bir çok tartışmayı TV'lerde dinledim. Bence şu anda yapılan değişiklikler olumludur. Mevcut hükümetin bedava kitap dağıtması da güzel bir uygulamadır.
      Ancaaaaaaaaaak.
      Kitap dağıtmak iyi de bir sene okunan kjitabın ertesi sene okunmaması gibi bir uygulama ile devletin trilyonları dolandırılıyor.
      Bir kitap çıkarılıyor. O sene okutuluyor. Ertesi sene kitaba ya bişr konu ekleniyor ya da bir konu değiştiriliyor. Mecburen milyonlarca kitap yeniden basılıyor. Birileri de köşeyi dönüyorlar. (Geçen yılın fizik kitabından Işık konusu çıkarılarak yerine başka bir konu eklenmişti.
      Can Kardeşim idealist bir öğretmen. İnşallah bu idealizmini de hiç kaybetmez. Ancak devletin içine çöreklenen bir çok yanlış insanın olduğu da inkar edilemez. Sadece kendi mahallemden bir örnek vereceğim.
      Benim oturduğum bir ilkokulda 8 tane servis aracı var. Yeni gelen müdür bunu duyunca şaşırdı. Ankara'nın merkezinde bir ilkokulda bu kadar servis aracı olmaz diyor. Okul öyle ahım şahım bir okul da değil.
      Buradaki eleştirilerimiz sadece MEB için de değildir. devletin bütün kurumları bir sosyal çürümüşlükten nasibini almış.
      Eğer devlet hala ayakta ise bu Can gibi idealist kardeşlerimizin samimi gayretleri ile oluyor.
      Emin olun...
      Hala tanımamışlar / Hemşin'deki BİZ'leri / Hemşin temizleleyecek / İçindeki TİZ'leri...

      Anayasanın 42. maddesi

      MADDE 42. – Kimse, eğitim ve öğrenim hakkından yoksun bırakılamaz.

      Öğrenim hakkının kapsamı kanunla tespit edilir ve düzenlenir.

      Eğitim ve öğretim, Atatürk ilkeleri ve inkılâpları doğrultusunda, çağdaş bilim ve eğitim esaslarına göre, Devletin gözetim ve denetimi altında yapılır. Bu esaslara aykırı eğitim ve öğretim yerleri açılamaz.

      Eğitim ve öğretim hürriyeti, Anayasaya sadakat borcunu ortadan kaldırmaz.

      İlköğretim, kız ve erkek bütün vatandaşlar için zorunludur ve Devlet okullarında parasızdır.

      Özel ilk ve orta dereceli okulların bağlı olduğu esaslar, Devlet okulları ile erişilmek istenen seviyeye uygun olarak, kanunla düzenlenir.

      Devlet, maddî imkânlardan yoksun başarılı öğrencilerin, öğrenimlerini sürdürebilmeleri amacı ile burslar ve başka yollarla gerekli yardımları yapar. Devlet, durumları sebebiyle özel eğitime ihtiyacı olanları topluma yararlı kılacak tedbirleri alır.

      Eğitim ve öğretim kurumlarında sadece eğitim, öğretim, araştırma ve inceleme ile ilgili faaliyetler yürütülür. Bu faaliyetler her ne suretle olursa olsun engellenemez.

      Türkçeden başka hiçbir dil, eğitim ve öğretim kurumlarında Türk vatandaşlarına ana dilleri olarak okutulamaz ve öğretilemez. Eğitim ve öğretim kurumlarında okutulacak yabancı diller ile yabancı dille eğitim ve öğretim yapan okulların tâbi olacağı esaslar kanunla düzenlenir. Milletlerarası andlaşma hükümleri saklıdır.


      Bir şeyi karıştırıyoruz sanırım.Benim yazımdaki açıklamalar ilköğretim okulları içindi.Gerçi Liselerdeki durumuda az çok biliyorum.Herşeyi burada açıklayamıyoruz demiştim ama Şakir Abim konuya girmiş zaten:DKitaplar konusunda çok haklısın Şakir abi ancak Programın yeni olmasından dolayı kaynaklanan bir takım eksiklikler,kitaplardaki hatalar, bu programı uygulayan öğretmenlerin görüşleri alınarak gerekli düzenlemeler yapılması zorunluluğu getiriyor.Değişim kolay olmuyor,umarım kısa zamanda bu aksaklıklarda ortadan kalkacak ve program yerli yerine oturacaktır.Ancak programın başarıya ulaşması sadece devlete ait değildir.Öğretmenlerin,öğrencilerin,velilerin hepsinin üstüne düşenleri yerine getirmesi gerekir.Yakın zamanda ortaöğretimdede (liselerde) değişikliğe gidilecektir,buraladada oluşan sıkıntılar eminim enaza indirilecektir.Şakir abi abartılı güzel sözlerin için Teşekkürler:)

      İlke kardeşin ve Şakir abinin dediklerine aynen katılıyorum.

      Rahmetli Namık Kemal demiş ki;

      Ey ehl-i vatan memleket elden gidiyor dediler; biz kalktık yerimize başkaları oturdu :)

      Onun için hiç tatlı canınızı üzmeyin. İdealizm ise bu aşamada teferruattan başka bir şey olamaz. Bu ülkede bir büyüğümüz benim memurum işini bilir dedi doğruda söyledi çünkü bu şartlar altında herkes birbirine anlayış gösteriyor. Okullardaki örnekler hafif kalır eğer adliye, belediye veya tapu vs. gibi yerlerde neler olduğunu bilseniz şaşırırsınız.

      Öncelikle bir kurumda bakan ve müşteşarları ne derse O olur (Türkiyede bir de dış güçler faktörü var, onlar ne derse O olur aslında ;)) . Bu kişilerde seçimle geldiğine göre ya siyasi partilerde etkili olacaksınız, ya da sessiz kalacaksınız yaniiii ya bu deveyi güdersiniz ya da oturur beklersiniz seçim sizin :)
      Ne Mutlu Türk'üm Diyebilenlere!
      CAN HOCA VE ŞAKİR BEY KONUYU AÇIKLAMIŞ AMA LİSELERDEKİ MEVCUT UYGULAMAYI KISACA ÖZETLEYEYİM.

      1- ÖDEVLER : Dönem ödevi olarak 2.dönemde bir dersten seçiliyor.öğrenci isterse 2.ödev alabilir ve doğrudan ortalamaya katılır.Ancak 10 sayfayı aşamaz(İlköğretimde 7 sayfayı aşamaz).Bu yüzden öğrenciler özen duyarlar.Amacı da araştırmaya ve okumaya sevketmektir.Çoğu hocalar internet ödevini kabul etmezler.Ödevler notla değerlendirildikten sonra öğrenciye iade edilir.
      2- HAFTALIK DERS ÇİZELGELERİ : Şu anda Genel Lisede 30 ,Anadolularda 35 saat ders var.İkili öğretim uygulayan okullarda dersler 40 dakika, normal öğretimlerde 45 dakika olup , hiç bir durumda blok ders uygulaması yoktur, yasal değilkdir.
      3- KAYIT PARASI : Tamaman kaldırıldı , ancak Okul ihtiyaçları bir bütçe dahailainda velilerden yıl içinde talep edilmektedir.Gelecek yıl ilsis üzerinden kayıt yaygınlaşacak.
      4- MÜFREDAT : Yeni Lise müfredatı 2005-2006 öğretim yılından ititbaren kademeli olarak uygulanmaya kondu.Mevcut bir ders kitabının geçerlik süresi 5 yıldır.Her sene müfredat değizmez.Lise müfredat mesla 1997,2001 ve 2005 de değişikliğe uğramıştır.Yeni müfredat uygulamaya ve incelemeye dayalı bir öğretim öngörmektedir.Ancak henüz buna tam geçilemedi , bunu dersaneler biraz baltalıyor gibi.selamlarımla.
      Sorun eğitimde değil, nasıl insan tipi oluşturulma anlayışında..Dayanışmacı değil rekabetçi, Toplumsal düşünen değil, bireysel düşünen, yükselmek için kendi ayaklarını değil, başkalarının sırtına çıkmayı düşünen, Satın alınmayacak şeylerde vardır, ve olmalıdır, insanı insan yapan da satın alınmayacak değerlerinin olmasıdır anlayışı yerine her şey satın alınabilir, yeter ki fiyatını ver ...... diyen bir insan tipi oluşturmak istiyorsanız, olacak olan budur... Bu eğitim sistemi bu anlayışın ürünüdür. BU ANLAYIŞ KÖKTEN DEĞİŞMELİDİR, DEĞİŞTİRMELİYİZ..
      Selam ve sevgiler...
      Kulaksız işitmek dilsiz ifade
      Canım cananındır edem iade
      Vücut bir camidir vicdan seccade
      Onun bunun çıkarına seremem

      bilenli yazdı:

      Sorun eğitimde değil, nasıl insan tipi oluşturulma anlayışında..Dayanışmacı değil rekabetçi, Toplumsal düşünen değil, bireysel düşünen, yükselmek için kendi ayaklarını değil, başkalarının sırtına çıkmayı düşünen, Satın alınmayacak şeylerde vardır, ve olmalıdır, insanı insan yapan da satın alınmayacak değerlerinin olmasıdır anlayışı yerine her şey satın alınabilir, yeter ki fiyatını ver ...... diyen bir insan tipi oluşturmak istiyorsanız, olacak olan budur... Bu eğitim sistemi bu anlayışın ürünüdür. BU ANLAYIŞ KÖKTEN DEĞİŞMELİDİR, DEĞİŞTİRMELİYİZ..
      Selam ve sevgiler...


      Mustafa Abim nede güzel özetlemiş.Türkiyede siyasiler eğitimin üzerinden ellerini çekmediği,"Milli" bir eğitim sistemi oluşturamadığımız müddetçe bu beklentilerimizin olması çok zor.Allah(CC) rahmet eylesin.