Avrupalılara Tulum Satıyoruz

      Avrupalılara Tulum Satıyoruz

      Karadenizliler'in en ünlü enstrümanlarından biri olan tulum artık yurtdışına ithal ediliyor. Tulum çalmak için Rizeli olmak gerektiğine inanan bazı tulum ustaları ise yabancıların bu enstrümanı ancak süs diye duvara asabileceğini iddia ediyor
      Kadınlar da en az erkekler kadar iyi tulum çalabilir. Önemli olan kişinin güçlü bir diyaframa sahip olması

      Son yıllarda popülaritesi en çok artan müzik türünün Karadeniz müziği olduğunu söylemek hiç de yanlış olmaz. Volkan Konak, Davut Güloğlu, İsmail Türüt gibi Karadeniz müziği yapan sanatçıların en az bir pop sanatçısı kadar hayranı bulunuyor. Bu isimlerin müziklerinde kullandığı tulum, kemençe gibi yöreye özgü enstrümanlar ise yüzyıllardır bilinmelerine rağmen son yıllarda daha bir ilgi görür hale geldi. Özellikle çalınmasının zor olduğu bilinen tulum, sadece Türkiye'de değil, Avrupa'da da müzikseverlerin ilgisini çekiyor. Dünyanın en eski çalgılarından olan tulum birçok ülkede kullanılıyor. Özellikle dağlık bölgelerin enstrümanı olan tulum, İskoçlar'da gayda, Bulgarlar'da tekli tulum, Kafkaslar'da ise yine tulum olarak kullanılıyor. Türkiye'de ise Trakya ve Sivas yöresinde de görülse de daha çok Karadeniz'e, özellikle de Hemşin, Çamlı Hemşin, Çayeli ve Ardeşen yörelerine özgü bir enstrüman olarak tanınıyor. Gaydalarıyla ünlü olan İskoçlar son aylarda, kendi enstrümanlarına son derece benzeyen tuluma büyük ilgi göstermeye başladılar.

      DOĞAL STEREO SES
      Rizeli tulum ustası Süleyman Serin, İskoçlar'a bir yıldır Ardeşen ilçesindeki küçük atölyesinde imal ettiği tulumları satıyor. Tulumların tanesini 100 euro'dan satan Serin, gaydanın aslının tulum, tulumun anavatanının da Rize olduğunu iddia ediyor; "Tulum aslında Lazlar'ın çalgısıdır. İskoçlar teklisini çalabiliyor ama biz ikilisini çalıyoruz. Bizim yaptığımız tulumlar doğal sterio ses çıkarır onun için İskoçlar tulumumuzu tercih ediyorlar." İskoçlar'a ilk tulumu geçen yıl satan Süleyman Serin, kendisini nasıl bulduklarını da şöyle anlatıyor; "Elise Andrieu isimli İskoç kız, İstanbul'da gayda ararken, Karadeniz'de gaydaya benzeyen tulum olduğunu öğrenmiş. Tulumun peşinden buralara kadar gelmiş. İlk tulumu ona sattım." Andrieu ülkesine döndükten sonra kendisine başka siparişler de gelmeye başladığını söyleyen Serin, ilk satıştan sonra İskoçlar'ın yoğun tulum talebi ile karşılaştığını ve şu ana kadar 50 tane tulum sattığını anlatıyor. "Çok fazla istek var ama tulumun her parçası tek tek elle yapıldığı için şu an gelen yoğun talepleri karşılamam mümkün olmadı" diyen Serin, İskoçlar'a tulum satıldığının öğrenilmesi üzerine ilçede bazı tulum ustalarının evlerinde bu enstrümanı imal etmeye başladığını da sözlerine ekliyor. Süleyman Serin, tulum imalatının artmasıyla bölgede keçi üreticiliğinin de geliştiğini söylüyor; "Tulum keçi derisinden yapılır, ama bölgemizde keçi beslenmezdi. Hatta genellikle ikiz doğuran keçi yavrularından biri süt yüzünden kesilirdi. Tulum taleplerini karşılamak için keçi aramam üzerine vatandaşlar keçi yavrularını kesmez oldu. Onları büyüterek tulum imalatçılarına satmaya başladı." Ankaralı tulum sanatçısı Mehmet Demirci ise İskoçlar'ın tulum değil, ancak gayda çalabileceklerine inanıyor. Mehmet Demirci, tulum çalmanın sırrını "aşık" ve "Rizeli" olmak olarak açıklıyor. 30 yıllık tulum sanatçısı Mehmet Demirci; "Tulumu usulüyle çalabilmek için Rizeli olmak lazım. Tulumu aşık olmayan da çalamaz. Bunun için aşk acısını bilmek lazım" diyor. Demirci, sözlerine şöyle devam ediyor: "Birçok İskoç tulum almış olabilir ama çalamazlar, ancak süs diye duvara asarlar. Tulum gaydaya benzemez, akordu zordur, gaydadan iki perde azdır. Tulumun 'Do,re,mi'si olmaz, gelip Rize'de dinleyip öğrenmek lazım." Karadenizliliği ile olduğu kadar Karadeniz müziğini yeniden gündeme oturtmasıyla da tanınan Şahin Özer ise tulumun gördüğü yoğun ilgiyi hiç yadırgamıyor. "Türk halkının melodik anlamda çok önemli enstrümanları var. Bugüne kadar saklı kalan tulum, değişim rüzgarının da etkisiyle artık ön plana çıkmaya başladı." Geçtiğimiz yıl kurduğu Dance of Karadeniz adlı grupta kemençe ve tulumu özellikle ön plana çıkaran Şahin Özer, "Benim en çok istediğim şeylerden biri de öz müziklerimizi günün motifleriyle süslemekti. Buradan yola çıkarak Davut Güloğlu için kemençe ve tulumun enstrüman olarak bol bol kullanıldığı, pop denilecek bir tarzda albüm yaptık." Tulumun yeniden gündeme gelmesi benim ve Davut Güloğlu sayesinde oldu diyor. Özer, Mehmet Demirci'nin "Rizeli olmayan tulum çalamaz" sözünü ise şöyle yanıtlıyor; "Belki herkes Rizeli arkadaşımızın tulum çalarken verdiği heyecanı veremez ama en az onun kadar tulum çalan arkadaşlarımız var. Çünkü tulum artık Türkiye'ye mal olmuş otantik bir enstrüman. Karadenizli hemşehrilerim kendi sazları olduğu için üstüne çok yoğunlaştılar. Kendi heyecanlarını başkaları yaşayamazmış gibi düşünüyorlar galiba. Ama tulum çalmayı öğrenmek imkansız değil. Çok yakında tulumu sadece İskoçlar değil, Hollandalılar, İspanyollar da çalacak." Yaptığı müziği etnik pop olarak tanımlayan Davut Güloğlu albümleri için, Karadeniz bölgesinin en belirgin iki enstrümanı olan kemençe ve tulumun vazgeçilmez olduğunu söylüyor. Tulumun bu kadar ilgi görmesini ise Karadeniz müziği ve şarkılarının toplumun tüm kesimleri tarafından daha çok dinlenmeye başlamasına bağlıyor. Mehmet Demirci'- nin sözlerinde doğruluk payının bulunduğunu söyleyen ünlü sanatçı; "Yine de müziğin duygu işi olduğunu göz önünde bulundurursak, gerçekten tulum çalmak isteyen kişi, bu işin ustalarından ders alarak ve çok çalışarak başarılı olabilir" diye sözlerine devam ediyor. Türk Halk Kültürünü Tanıtma ve Araştırma Başkanı Veysel Atacan ise dileyen herkesin tulum çalabileceğine inanıyor. Tulum üzerine araştırma yazıları bulunan Atacan, son yıllara kadar tulum hep erkek enstrümanı olarak algılansa da aslında kadınların da en az erkekler kadar iyi tulum çalabileceğini söylüyor. Ona göre tulum çalmak için kişinin diyaframının güçlü olması yeterli. Veysel Atacan Karadenizli olmayanın tulum çalamayacağı görüşüne ise katılmıyor. Atacan, tulumun usta çırak ilişkisiyle öğrenilebileceğini söylüyor.

      Biz de yeniden keşfettik
      Tulumu İskoçlar'a tanıtan gayda meraklısı İskoç bir kadın oldu. Şimdi başta İskoçya olmak üzere birçok Avrupa ülkesi Karadeniz'den tulum alıyor. Tulumu Avrupalılar gibi biz de yeniden keşfettik. Davut Güloğlu ile Dans Of Karadeniz bunun en güzel örneği.

      Eylem Bilgiç - Ersin Ramoğlu
      Yazınızı okudum çok güzel teşekkür ederım fakat ufak bır hatırlatma da bulunmak ısterım Sevgılı Volkan Konak kendı ağzından dedığıne göre benım müziğim karadeniz müziği olmadığını ifade ettı sadece ve sadece yöresel olarak şifemden kaynaklanan bır durumdan dolayı oyle algılandığını ıfade etmıştır.

      Bilgilerinize..!!!!