YAYLACI VE MİNCİ
Deredeki dumanı duşunup acı,acı
Sığırların yolunu seyre dalar yaylacı.
Hele gelmeyen varsa başlarda ağlamaya
Kalkıp duşer yollara ne taş görür ne kaya.
Her boğazda çömelip keser de nefesini
Termaşbaşlıların dinler ayak sesini.
Hem yuyur hem bağırır,hem yalvarır Allaha;
Gel oğul gel aa Nazaboz ahaaa...
Bu ses sarp kayalardan aksedecek bir daha:
''Gel oğlu gel,aa Nazaboza ahaaa...''
Siste, o dar yollarda,o karanlık gecede
Düşer kalkar ilerler,beddua ede,ede.
Elde ya yanlız değnek,ya isli bir fener var,
Gezer taş başlarını sabha kadar.
Nazaboz bulunursa ne gam kalır ne keder
Düşer kalkar ilerler,içli içli turkı der.
Çıra aydınlığında belirirken bacalar
Köpeklerin sesinden gelme bi cesaret var.
İşte nihayet vanak,selamlaştı sığırla
O ıslak eteklerle bir de sağma işi var...
Atıverir ocağa,iki odun üç tezek
Hem kuruyacak orda hem muhlama edecek...
Çek artık makıneni bir de sut edeceksin
Ekşir pisor olursa gene üzüleceksin
Muhlama edeceği peyniri atıp yağa
Uşak da yardım etsin at halgini ocağa...
Atıştır iki lokma sen yemesende olur.
Vanakta tulum varmış,dinlemesende olur.
Madem babanın değil meşhur surusu fas'ın
Yanlız halgine bak ki tutun pisor olmasın.
Kaç yaylacı namzedi bekliyorken sırada
Ama topla bir damla karışmasın şirada.
Ezdin,tuzunu vurdun,kolunu doldurdun ya
Artık ıslaklık değil vız gelir sana dunya...
Eski mincilerinle meşhurki olmuş adın
Bir daha maya ver de köpüklensin şiradın.
Sen ondan uçanlara ister kur de ister jet,
Bence yaylacı için o bolluk o bereket.
Mincim senin yoluna hem köleyim hem kulum
Maranın yüzü gülsün dizil de tulum tulum.
Hamsı sahılde neyse sen de Hemşinde O'sun
Kurtlanmadan durursun devrilsin boyun bosun..:
Deredeki dumanı duşunup acı,acı
Sığırların yolunu seyre dalar yaylacı.
Hele gelmeyen varsa başlarda ağlamaya
Kalkıp duşer yollara ne taş görür ne kaya.
Her boğazda çömelip keser de nefesini
Termaşbaşlıların dinler ayak sesini.
Hem yuyur hem bağırır,hem yalvarır Allaha;
Gel oğul gel aa Nazaboz ahaaa...
Bu ses sarp kayalardan aksedecek bir daha:
''Gel oğlu gel,aa Nazaboza ahaaa...''
Siste, o dar yollarda,o karanlık gecede
Düşer kalkar ilerler,beddua ede,ede.
Elde ya yanlız değnek,ya isli bir fener var,
Gezer taş başlarını sabha kadar.
Nazaboz bulunursa ne gam kalır ne keder
Düşer kalkar ilerler,içli içli turkı der.
Çıra aydınlığında belirirken bacalar
Köpeklerin sesinden gelme bi cesaret var.
İşte nihayet vanak,selamlaştı sığırla
O ıslak eteklerle bir de sağma işi var...
Atıverir ocağa,iki odun üç tezek
Hem kuruyacak orda hem muhlama edecek...
Çek artık makıneni bir de sut edeceksin
Ekşir pisor olursa gene üzüleceksin
Muhlama edeceği peyniri atıp yağa
Uşak da yardım etsin at halgini ocağa...
Atıştır iki lokma sen yemesende olur.
Vanakta tulum varmış,dinlemesende olur.
Madem babanın değil meşhur surusu fas'ın
Yanlız halgine bak ki tutun pisor olmasın.
Kaç yaylacı namzedi bekliyorken sırada
Ama topla bir damla karışmasın şirada.
Ezdin,tuzunu vurdun,kolunu doldurdun ya
Artık ıslaklık değil vız gelir sana dunya...
Eski mincilerinle meşhurki olmuş adın
Bir daha maya ver de köpüklensin şiradın.
Sen ondan uçanlara ister kur de ister jet,
Bence yaylacı için o bolluk o bereket.
Mincim senin yoluna hem köleyim hem kulum
Maranın yüzü gülsün dizil de tulum tulum.
Hamsı sahılde neyse sen de Hemşinde O'sun
Kurtlanmadan durursun devrilsin boyun bosun..:
Hala tanımamışlar / Hemşin'deki BİZ'leri / Hemşin temizleleyecek / İçindeki TİZ'leri...